50 dolarını ablasına vermesini söyledi. | Open Subtitles | وأخبره أن يعطي خمسين دولار إلى شقيقته. |
O amına koyduğumun mektubunu ablasına vermek için. | Open Subtitles | أحاول تسليم الرسالة اللعينة إلى شقيقته. |
Ben sadece Elio'ya yardım etmeye çalışıyorum tıpkı ablasına söz verdiğim gibi. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول مساعدة "إيليو" مثلما وعدت شقيقته |
Küçük bir kız üniformasını 19 yaşındaki ablasına ödünç vermiş. | Open Subtitles | واحده من البنات الصغيرة أقرضت زيها الرسمي القصير إلى أختها بعمر 19 سنة |
İki yıl önce, bu kızın ablasına, kardeşinin bir adamla gittiğini söylemişsin. | Open Subtitles | قبل سنتين، أخبرتَ هذا الفتاة أنّ أختها ذهبت مع رجل ما |
O küçük çocuğun ablasına çorba pişirdiği reklamı bilirsin. | Open Subtitles | أتذكر الدعاية التي يحضر بها الصبي حساء لأخته ؟ |
Olabilirdi. ablasına sormamış olsaydınız. | Open Subtitles | إن لم تسأل شقيقته مسبقا |
12 peso, bozuk bir cep saati ve New York'taki ablasına götürmek için bir mektup. | Open Subtitles | 12بيزو وساعة جيب ورسالة مكتوب فيها، أن يتم تسليمها إلى شقيقته في (نيويورك). |
Yok, aslanım. Biz önceleri ablasına satardık. | Open Subtitles | كلاّ يارجل، اعتدنا لبيعها إلى أختها الأكبر |
Ne bileyim, ablasına anlatmak istiyor işte. | Open Subtitles | لا أعلم، هي قد تكون في حاجة إلى أختها .. |
Olena'nın giysilerini Ukrayna'daki ablasına gönderiyorum. Sonra başka iş bulacağım. | Open Subtitles | لقد أرسلت ملابس "أولينا" إلى أختها في أوكرانيا، وبعدها وجدت عملا آخر. |
Hani ablasına borç vermiştim. | Open Subtitles | وأنني إقترضت أختها ؟ |
Amy'nin ablasına ihtiyacı olduğunu, .ve her gece şehirden Dubuque'a otobüs kalktığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بأن (إيمي) تريد أختها الكبيرة "بأن هناك حافلة كل ليلة من المدينة إلى "ديبيوك |
Dedi ablasına. | Open Subtitles | قالها لأخته. |