"ablukası" - Translation from Turkish to Arabic

    • حصار
        
    • الحصار
        
    Ölümcül savaş gemilerinin ablukası, Cumhuriyet savunmasını zayıflatarak tüm yardıma engel olmakta. Open Subtitles حصار من السفن المقاتلة المميتة قد قطعت اية مساعدة لدفاع الجمهورية المتضائل
    Ölümcül savaş gemilerinin ablukası, Cumhuriyet savunmasını zayıflatarak tüm yardıma engel olmakta. Open Subtitles حصار من السفن المقاتلة المميتة قد قطعت اية مساعدة لدفاع الجمهورية المتضائل
    Müttefiklerin karşı ablukası, Sovyet Bölgesi'ni zorluyordu. Open Subtitles كان حصار الحلفاء المضاد يُلحق الأذى بمنطقة السوفيت
    Sovyet ablukası, Batı Berlinlileri şehirde özgürce dolaşmaktan alıkoymuyordu. Open Subtitles لم يردع الحصار السوفيتي أهل برلين من التجول بحرية داخل أرجاء المدينة
    İngiliz ablukası hiç bir haberin bize ulaşamaması demekti. Open Subtitles الحصار الانجليزي يمنع اي اخبار توصل إلينا
    Ticaret Federasyonu ablukası tahmin ettiğimizden daha fazla zarar veriyor ve karmaşaya yol açıyor. Open Subtitles حصار الاتحاد التجاري هو الذي يسبب الكثير من الدمار و
    Gazze ablukası nedeniyle tüneller insanların temel ihtiyaçlarını sağlama aracıydı. Besin, inşaat malzemeleri ve ihtiyacımız olan diğer şeyler. TED مع حصار غزة، ومن خلال الأنفاق كان يتم تزويد الناس بحاجاتهم الأساسية مثل الطعام ومواد البناء والأشياء الأخرى التي نحتاجها.
    37. paralel boyunca, tam bir deniz ablukası ile başlıyor efendim. Open Subtitles - ادميرال. حسنا سيدى انها تبدا من حصار كامل بحرى على الناحيه 37
    Gezegen bir Ayrılıkçı ablukası altındadır. Open Subtitles هى ارض المعركة الكوكب تحت حصار
    Gezegen bir Ayrılıkçı ablukası altındadır. Open Subtitles هى ارض المعركة الكوكب تحت حصار
    İkinci olarak, Pike, dünyalı ablukası bitene kadar karne sistemi kullanılmasını emretti. Open Subtitles ثانياً، بناء على أوامر (بايك) كل الموارد سيتم ترشيدها حتى يتم رفع حصار الأرضيين ..
    Dünyalı ablukası, Pike'ın bizi aramaya çıkması için fazla yakın. Open Subtitles حصار الأرضيين قريب جداً ليجعل (بايك) يُخاطر بالبحث عنا
    Vesta ablukası sırasında neferdim. Open Subtitles كنتُ عميل خاص "خلال حصار "فيستا
    Zalimce bir droid işgaline maruz kalan Ryloth halkı bir Ayrılıkçı Filosu ablukası altında açlık çekmekte. Open Subtitles وآل الامر الى أحتلاله من قبل الآليين المتوحشين و شعب "رايلوث" يعانى من الجوع تحت الحصار من قبل إسطول الانفصاليون
    Liman ablukası olduğunu duyduk. Open Subtitles لقد سمعت هناك أن يكون الحصار البحري.
    İngilizlerin ablukası, takviye kuvvetlerin Lettow'a ulaşmasına engel oluyordu. Open Subtitles لكن الحصار البريطاني لألمانيا منع وصول الإمدادات لـ(ليتو)
    Christophsis'e yaklaşıyoruz efendim. Ayrılıkçı ablukası vaziyet alıyor. Open Subtitles إننا نقترب من الـ(كريتوفسيس) , ياسيدي إن الحصار يأخذ موقعه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more