| Acaba bazı insanlar neden sırf sesleri tanımladığımda bile bunu düşünmek acı veriyor gibi içgüdüsel olarak irkiliyorlar. | TED | أريد أن أعرف ما الذي يجعل بعض الناس يرتجفون غريزياً، عندما أصف لهم صوت الصراخ كما وأنه مؤلم حتى التفكير به. |
| Bazen bir şeyi uzun süre yaparsanız, ne kadar acı veriyor olsa da onu ararsınız. | Open Subtitles | أحيانا متى أنت تعمل شيء لمدة طويلة بما فيه الكفاية، تتغيب عنه، حتى إذاه كان مؤلم. |
| Bak, söylemek çok acı veriyor ama bence artık birlikte çalışmamanız gerekli. | Open Subtitles | انظر, يؤلمني قول هذا لكن لا أظن عليكما أيها الرجلان العمل معاً أبدا مرة أخرى |
| Bak, söylemek çok acı veriyor ama bence artık birlikte çalışmamanız gerekli. | Open Subtitles | انظر, يؤلمني قول هذا لكن لا أظن عليكما أيها الرجلان العمل معاً أبدا مرة أخرى |
| Sadece olmaması gereken bir yerde olduğu zaman acı veriyor. | Open Subtitles | هو يؤلم فقط عندما يكون في مكان ليس مفترض به أن يكون |
| Bana acı veriyor olsa da itiraf etmeliyim ki sorunları daha yeni başladı. | Open Subtitles | , وما يؤلمنى . يجب أن أعترف أن مشاكلهم كانت قد بدأت لتوها |
| Aslına bakarsanız gerçekten çok acı veriyor. | Open Subtitles | إنها فعلا تؤلم. |
| Evet, şu anda dünyada olan değişimleri izlemek acı veriyor olabilir. | TED | نعم، رؤية هذه التغيرات في العالم الآن يمكن أن تكون مؤلمة. |
| Konuşması acı veriyor ama bunu bilmeye hakkın var. | Open Subtitles | إنه شيئ مؤلم أن أتحدث عنه ولكنك تستحق أن تعرف |
| Konuşması acı veriyor ama bunu bilmeye hakkın var. | Open Subtitles | إنه شيء مؤلم أن أتحدث عنه ولكنك تستحق أن تعرف |
| Babanın senin için nasıl öldüğünü, nasıl ruhunu sattığını bilmen çok acı veriyor olmalı. | Open Subtitles | معرفة كيفية موت والدك من أجلك كيفية بيعه لروحه أقصد ، أن هذا مؤلم |
| Bak, gittiğini biliyorum ve bu acı veriyor. | Open Subtitles | , أنظري , أعرف أنه رحل و أعرف أن هذا مؤلم |
| Aslında hiç komik değil. Felaket acı veriyor. | Open Subtitles | في الحقيقة الأمر ليس مضحك أبدا إنه مؤلم جدا |
| İtiraf etmek bana acı veriyor ama sevgili ama sayıf düşmüş Brimstone Birliğimiz Kagan'ı yenecek kapasitede değildir. | Open Subtitles | ما يؤلمني في ذلك هو أن من نحبهم قد أضعفوا هذا المجتمع و قاموا بتغذيته بالكراهية |
| Hangisi daha çok acı veriyor bilmiyorum: Alevler mi yoksa ironi mi? | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي يؤلمني أكثر، اللهب أم السخرية |
| Ummah'a karşı açılan savaşı konuşmak bana acı veriyor. | Open Subtitles | يؤلمني الحديث عن الأحداث التي حصلت مؤخراً بإتباع إعلان شن الحرب ضد الأمة |
| İyi bir şey değil, bunu biliyorum. O sandalyede oturmuştum. acı veriyor. | Open Subtitles | إنه ليس جيداً ، أعرف هذا لقد كنت على هذا الكرسى ، فهو يؤلم |
| Onu anmaktan ya da sevmekten, sırf acı veriyor diye vazgeçemeyiz. | Open Subtitles | لآ نستطيع إيقاف تذكرها أو حبهآ لأن هذا يؤلم جدآ |
| Bana acı veriyor olsa da itiraf etmeliyim ki sorunları daha yeni başladı. | Open Subtitles | مع أن هذا يؤلمنى يجب أعترف أن مشاكلهم بدأت للتو |
| Bu acı veriyor. Bu herkese olmuyor. | Open Subtitles | إنها تؤلم إنها لا تحدث للجميع |
| Sende hâlâ iş bitmemesine rağmen eskiden yaptığımız birçok şey artık acı veriyor anlaşılan. | Open Subtitles | من الواضح الكثير من الأمور التي كنا نعملها هي مؤلمة جداً إن لم تكن مخموراً |
| Bu yüzden bu kadar acı veriyor. Seni böyle görmeye dayanamıyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أتألم كثيراً لا أتحمل رؤيتك في هذه الحالة |
| Bacaklarını oynatmaya çalıştığında acı veriyor değil mi? | Open Subtitles | تؤلمك قدماك عندما تتحركان، صح؟ |
| Kız kardeşimin Norland' ı kendi zevkine göre düzenlemesi size acı veriyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه يؤلمك رؤية أختي تجديد نورلاند على ذوقها |
| Yaptıkların o kadar acı veriyor ki her zaman siyah beyaz görmeye başladın. | Open Subtitles | ما فعلته من المؤلم تذكره أنت ترى ابيض واسود طوال الوقت كاليه دفاعيه |
| Babam ondan pek bahsetmez. Sanırım ona acı veriyor. | Open Subtitles | أبى نادرا ما يتكلم عنها أعتقد أنه يجد الأمر مؤلما جدآ |
| Yeni bir ipucu ya da şüpheli olmadığını söylemek bana acı veriyor. | Open Subtitles | ويؤلمني حين أخبرها ليس هناك خيوط لا مشتبه ولا شيء |
| Biliyor musun, sana bu şeyi yapmak gerçekten bana acı veriyor, Junior. | Open Subtitles | أتعلم، إنه ليؤلمني حقا أن أستمر في فعل ذلك لك يا جونيور |
| İnan bana bu bana sana verdiğinden daha çok acı veriyor. | Open Subtitles | صدقيني, هذا سيؤلمني أكثر بكثير مما يؤلمك |