"acı veriyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • مؤلم
        
    • يؤلمني
        
    • يؤلم
        
    • يؤلمنى
        
    • تؤلم
        
    • مؤلمة
        
    • أتألم
        
    • تؤلمك
        
    • يؤلمك
        
    • المؤلم
        
    • الأمر مؤلما جدآ
        
    • ويؤلمني
        
    • مفعول الألم
        
    • ليؤلمني
        
    • سيؤلمني
        
    Acaba bazı insanlar neden sırf sesleri tanımladığımda bile bunu düşünmek acı veriyor gibi içgüdüsel olarak irkiliyorlar. TED أريد أن أعرف ما الذي يجعل بعض الناس يرتجفون غريزياً، عندما أصف لهم صوت الصراخ كما وأنه مؤلم حتى التفكير به.
    Bazen bir şeyi uzun süre yaparsanız, ne kadar acı veriyor olsa da onu ararsınız. Open Subtitles أحيانا متى أنت تعمل شيء لمدة طويلة بما فيه الكفاية، تتغيب عنه، حتى إذاه كان مؤلم.
    Bak, söylemek çok acı veriyor ama bence artık birlikte çalışmamanız gerekli. Open Subtitles انظر, يؤلمني قول هذا لكن لا أظن عليكما أيها الرجلان العمل معاً أبدا مرة أخرى
    Bak, söylemek çok acı veriyor ama bence artık birlikte çalışmamanız gerekli. Open Subtitles انظر, يؤلمني قول هذا لكن لا أظن عليكما أيها الرجلان العمل معاً أبدا مرة أخرى
    Sadece olmaması gereken bir yerde olduğu zaman acı veriyor. Open Subtitles هو يؤلم فقط عندما يكون في مكان ليس مفترض به أن يكون
    Bana acı veriyor olsa da itiraf etmeliyim ki sorunları daha yeni başladı. Open Subtitles , وما يؤلمنى . يجب أن أعترف أن مشاكلهم كانت قد بدأت لتوها
    Aslına bakarsanız gerçekten çok acı veriyor. Open Subtitles إنها فعلا تؤلم.
    Evet, şu anda dünyada olan değişimleri izlemek acı veriyor olabilir. TED نعم، رؤية هذه التغيرات في العالم الآن يمكن أن تكون مؤلمة.
    Konuşması acı veriyor ama bunu bilmeye hakkın var. Open Subtitles إنه شيئ مؤلم أن أتحدث عنه ولكنك تستحق أن تعرف
    Konuşması acı veriyor ama bunu bilmeye hakkın var. Open Subtitles إنه شيء مؤلم أن أتحدث عنه ولكنك تستحق أن تعرف
    Babanın senin için nasıl öldüğünü, nasıl ruhunu sattığını bilmen çok acı veriyor olmalı. Open Subtitles معرفة كيفية موت والدك من أجلك كيفية بيعه لروحه أقصد ، أن هذا مؤلم
    Bak, gittiğini biliyorum ve bu acı veriyor. Open Subtitles , أنظري , أعرف أنه رحل و أعرف أن هذا مؤلم
    Aslında hiç komik değil. Felaket acı veriyor. Open Subtitles في الحقيقة الأمر ليس مضحك أبدا إنه مؤلم جدا
    İtiraf etmek bana acı veriyor ama sevgili ama sayıf düşmüş Brimstone Birliğimiz Kagan'ı yenecek kapasitede değildir. Open Subtitles ما يؤلمني في ذلك هو أن من نحبهم قد أضعفوا هذا المجتمع و قاموا بتغذيته بالكراهية
    Hangisi daha çok acı veriyor bilmiyorum: Alevler mi yoksa ironi mi? Open Subtitles لا أعرف ما الذي يؤلمني أكثر، اللهب أم السخرية
    Ummah'a karşı açılan savaşı konuşmak bana acı veriyor. Open Subtitles يؤلمني الحديث عن الأحداث التي حصلت مؤخراً بإتباع إعلان شن الحرب ضد الأمة
    İyi bir şey değil, bunu biliyorum. O sandalyede oturmuştum. acı veriyor. Open Subtitles إنه ليس جيداً ، أعرف هذا لقد كنت على هذا الكرسى ، فهو يؤلم
    Onu anmaktan ya da sevmekten, sırf acı veriyor diye vazgeçemeyiz. Open Subtitles لآ نستطيع إيقاف تذكرها أو حبهآ لأن هذا يؤلم جدآ
    Bana acı veriyor olsa da itiraf etmeliyim ki sorunları daha yeni başladı. Open Subtitles مع أن هذا يؤلمنى يجب أعترف أن مشاكلهم بدأت للتو
    Bu acı veriyor. Bu herkese olmuyor. Open Subtitles إنها تؤلم إنها لا تحدث للجميع
    Sende hâlâ iş bitmemesine rağmen eskiden yaptığımız birçok şey artık acı veriyor anlaşılan. Open Subtitles من الواضح الكثير من الأمور التي كنا نعملها هي مؤلمة جداً إن لم تكن مخموراً
    Bu yüzden bu kadar acı veriyor. Seni böyle görmeye dayanamıyorum. Open Subtitles لذا أنا أتألم كثيراً لا أتحمل رؤيتك في هذه الحالة
    Bacaklarını oynatmaya çalıştığında acı veriyor değil mi? Open Subtitles تؤلمك قدماك عندما تتحركان، صح؟
    Kız kardeşimin Norland' ı kendi zevkine göre düzenlemesi size acı veriyor olmalı. Open Subtitles لابد أنه يؤلمك رؤية أختي تجديد نورلاند على ذوقها
    Yaptıkların o kadar acı veriyor ki her zaman siyah beyaz görmeye başladın. Open Subtitles ما فعلته من المؤلم تذكره أنت ترى ابيض واسود طوال الوقت كاليه دفاعيه
    Babam ondan pek bahsetmez. Sanırım ona acı veriyor. Open Subtitles أبى نادرا ما يتكلم عنها أعتقد أنه يجد الأمر مؤلما جدآ
    Yeni bir ipucu ya da şüpheli olmadığını söylemek bana acı veriyor. Open Subtitles ويؤلمني حين أخبرها ليس هناك خيوط لا مشتبه ولا شيء
    Biliyor musun, sana bu şeyi yapmak gerçekten bana acı veriyor, Junior. Open Subtitles أتعلم، إنه ليؤلمني حقا أن أستمر في فعل ذلك لك يا جونيور
    İnan bana bu bana sana verdiğinden daha çok acı veriyor. Open Subtitles صدقيني, هذا سيؤلمني أكثر بكثير مما يؤلمك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more