"acımasız bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • شرسة
        
    • شرس
        
    • لا يرحم
        
    • بلا رحمة
        
    • لا ترحم
        
    Ama aynı zamanda acımasız bir katil... bir çocuğun doymazlığıyla insafsızca kan peşinden koşuyordu. Open Subtitles ألا انها كانت قاتلة شرسة انها لان لا تخاف من الدماء مثل بقية الاطفال
    Ama aynı zamanda acımasız bir katil... bir çocuğun doymazlığıyla insafsızca kan peşinden koşuyordu. Open Subtitles ألا انها كانت قاتلة شرسة انها لان لا تخاف من الدماء مثل بقية الاطفال
    Birçok insan onu hala çok dikkafalı ve acımasız bir iş adamı olarak görüyor. Open Subtitles الكثير من الناس ما زالوا يشاهدوه إنه شخص صارم و رجل أعمال شرس
    Tanıdık geldiğini söylemiştim. 1843 yılında Farhampton, Long Island sokaklarına Kaptan Blazeby Dearduff adında acımasız bir katil musallat olmuştu. Open Subtitles في عام 1843 ترصد شوراع مدينة فارهامبتون بـلونج آيلاند قاتل شرس يُدعى كابتن "بلازبي ديردوف"
    Burası dünyanın en ölümcül yaratıklarıyla dolu acımasız bir mekân. Open Subtitles إنه مكان لا يرحم مليء بأكثر المخلوقات المميتة على الأرض
    Etki alanını genişletmek için gizli oyunlara sırt dayayan dünya çapında yekpare ve acımasız bir komplo bize karşı gelmektedir. Open Subtitles ما نتعرض له حول العالم من قبل مؤامرة متجانسة و بلا رحمة التي تعتمد في المقام الأول على وسائل سرية
    Krallığa sahip olmak isteyen acımasız bir canavar varmış. Open Subtitles كان هناك إمراة متوحشة لا ترحم وتريد الإستيلاء على المملكة
    Aslında olduğun kuvvetli, koruyucu, korkunç derecede acımasız bir kadına dönüşmen için hiç de yeterli bir süre değil. Open Subtitles ليست مدة كافية ,بالنسبة لك لتصبحين شديدة وقائية، مخيفة امرأة شرسة أنتِ حقاً كذلك
    Federal savcıların, onu mahkum ettirmek için düzenledikleri acımasız bir kampanyadan sonra intihar eden bilgisayar aktivisti. Open Subtitles ناشط الانترنت الذي انتحر بعد حملة شرسة شنها النواب الفيدراليون عليه بهدف سجنه
    Almanlar Sırp direnişine karşı acımasız bir mesaj veriyordu. Open Subtitles الألمان يرسلون رسالة شرسة لآى صربي
    Eğer bir gün acımasız bir kadınla karşılaşırsan sakın onu suçlama. Open Subtitles اذا يوم ما رايت امراة شرسة لاتلومها؟
    Bu büyük ve acımasız bir kavga Gavin. Open Subtitles إنها معركة شرسة , جافن
    Onları yıpratacak acımasız bir kampanya başlatıyorsun. Open Subtitles ثم تبدأ حملة شرسة لأسقاطهم
    "...terk edilmiş bölgede acımasız bir canavar ile karşılaştık. Open Subtitles لقد واجهنا وحش شرس في المنطقة المهجورة
    acımasız bir ihtirasın, güce açlığın vardı. Open Subtitles ،كان لديكِ طموح شرس تعطّش للسُلطة
    Bu adam vahşi, acımasız bir hayvan. Open Subtitles انه ليس الا حيوان بري شرس
    O, işini yarım bırakmayan, acımasız bir adamdır. Open Subtitles انه رجلاً شرس, الذي سيذهب بعيداً...
    Mezunlar diplomalarını almak için uzun, zor ve acımasız bir süreçten geçer. TED المتخرجين يتم تصفيتهم خلال ممر طول ضيق لا يرحم إلى الترخيص.
    O zamanlar, kendimi asil ama acımasız bir efendiye köle ettiğimin farkında değildim. " Open Subtitles ولم أكن أعرف وقتها أننى ربطت نفسى برباط سيستمر العمر كله مع سيد نبيل ولكنه لا يرحم
    İstiyor olduğunuz şey bir savaşın acımasız bir kan banyosu mu? Open Subtitles هل تريدون حرباً بلا رحمة ، حرباً حقيرة ؟
    Gezegeni ele geçiren acımasız bir komutan. Open Subtitles قائد بلا رحمة قام بتدمير الكوكب
    Şu an gerçekten de düşman ve acımasız bir bölgeye düşen ve içgüdüsünden, cesaretinden ve kararlılığından başka hiçbir şeyi olmayan bir Star Trek iniş ekibiyiz. Open Subtitles و الذى انقطعت عنهم السبل فى بيئة لا ترحم "وكل ما لدينا هو ذكائنا و ثباتنا وشراب "موكسى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more