Çok fazla soru sormuyorlar, kendilerine küçük adımlarla ilerlemiş gibi hissetmek konusunda izin vermiyorlar. | TED | لا يسألون كثيراً، ولا يسمحون لأنفسهم بأن يشعروا يتحركون بخطوات صغيرة. |
Seni hâlâ yeryüzünde küçük ama güçlü adımlarla yürüyen bir bebek olarak hayal edeceğim." | Open Subtitles | الوداع سأبقى دائماً أحلم بك طفلاً تتعثر فى مشيك على الأرض بخطوات تحاول ان تجعلها قويه |
Bazı görüşleri bir araya getirdi: yarısına yakınını atlayacağım diğer yarısı, belki de çok karışık adımlarla, vergiler onaylanacak. | TED | وهو يستجمع بعض الخواطر: نصف ذلك المبلغ سيقوم بخفضه ونصف آخر ربما عبر حزمة معقدة من الخطوات سيتم تمرير الضرائب |
Nazi savaş makinesi Mussolini'yi güçlü adımlarla takip ediyor. | Open Subtitles | آلة الحرب النازية تتبع موسوليني مع الخطوات الحديدية. |
Ufacık, küçücük adımlarla çıkın. Unutmayın ufacık, küçücük bir kalp krizi geçirdiniz. | Open Subtitles | الآن خطوات صغيرة جدا ، تذكر أننا عانينا من أزمة قلبية صغيرة |
Yoksa bu sefer de Einstein için çok olası ve mümkün bir şey miydi ki küçük adımlarla ve o olağan dışı bilimsel yolunu izleyerek oraya ulaşmıştı? | TED | أو بالأحرى، هل كان ذلك الإبداع شيئا ممكنا في إطار الفرص والزمان الممكن، لـ أينتشاين طبعًا، ووصل إلى ذلك الاستنتاج باتباع خطوات صغيرة وباتباع مسيرته العلمية الغريبة؟ |
Çelik gibi bir azimle ve korkusuzca adımlarla binlerce umut güneşinin altında dinlenen kullarız. | Open Subtitles | "شمس الآمال تشرق من جميع الأطراف." "إرادتنا فولاذية، تصحبها شجاعة في كلّ خطوة." |
Küçük adımlarla. | Open Subtitles | كخطوات الطفل |
Hayır, isterim. Gösterilerdeki şu minik adımlarla yürüyen atlarından mı? | Open Subtitles | لا بالعكس, هل هي مسابقة جمال للأحصنة حيث يمشون بخطوات قصيرة؟ |
Zorlamaya gerek yok. Ufak adımlarla. | Open Subtitles | حسناً , يمكنك تركه أنت معنا لا حاجة للتعجل بخطوات صغيرة |
Ayrıca kostümlerimi, uzun adımlarla yürümeyi ve onlara biraz yanak vermeyi severim. | Open Subtitles | كما أني أحب أزيائي واستطاعتي أن أسير بخطوات واسعة [ وأعلمهم عن الأناقة ] |
Uzun adımlarla. En kötüsü bitti. | Open Subtitles | تمشي بخطوات أطول لقد مضى السيء |
Hedeflerine emin adımlarla ilerlediğin zaman iyisindir. | Open Subtitles | " أنت خيّر عندما تمشي إلى هدفك بخطوات جريئة " |
Bu adımlarla tüm engelleri aştınız. | Open Subtitles | و هذه الخطوات يمكن إستخدمها لتخطي أية عقبه |
Bu yalnız adımlarla, Görünmeyen çokluklarla yürüyebilirim. | Open Subtitles | بهذه الخطوات الحزينة, ربما أكون أسير خلال حشود غير مرئية |
Tripp hedefe doğru emin adımlarla ilerliyor. | Open Subtitles | أوه ، تريب فقط ينطلق خلال الخطوات |
Canlı adımlarla yürüyorsun, gözlerin parlıyor... | Open Subtitles | هذه الخطوات السريعة، واللمعان بعيّنيك... |
Sonuçta biz de, evrim sürecinin normalde küçük, aşamalı adımlarla işlediğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نفكر دائما في أن التطور يحدث في خطوات صغيرة تدريجية |
bu şehirde olan da tam olarak bu... barbarlığa doğru büyük adımlarla yürüyoruz. | Open Subtitles | ذلك مايحدث لمدينتنا... التي تتخذ خطوات كبيرة نحو الهمجية |
- Hayır. - Pekâlâ, küçük adımlarla. | Open Subtitles | كلا حسناً خطوات الطفل أذاً " تقصد ان تطور علاقتهم يكون ببطئ " |
Çelik gibi bir azimle ve korkusuzca adımlarla binlerce umut güneşinin altında güneşlenen kullarız. | Open Subtitles | "شمس الآمال تشرق من جميع الأطراف." "إرادتنا فولاذية." "تصحبها شجاعةٌ في كلّ خطوة." |
Bu onun ilkel doğasını tatmin eder, ormanın içinde uzun adımlarla yürümek, avı yakalayıp öldürmek. | Open Subtitles | إنهيُشبعطبيعتهالبدائية، يتحرك في الغابة و يلتقط صيده |