ve eğer biz sevgide ve paylaşmada inancimiz tam ise; o zaman adalet ve Barışın dunyada bir şansı vardır hissine sahip oluruz. | TED | و اذا ما كنت مخلصا في الرعاية و المشاركة, لدينا الشعور ان العدالة و السلام سيكون له حظ في العالم. |
Bozulmaya karşı direndiğini, adalet ve kurtuluş istediğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعارض العنف، و تدعم العدالة و السعادة |
Bowen ve Kara insanlara adalet ve kardeşlik içinde önderlik ettiler. | Open Subtitles | قاد بوين وكارا الشعب فى عهد العدالة والرخاء |
Ve gerçekte, eşcinsel hakları hareketi sevginin doğasından gelen adalet ve eşitlik için destek ister. | TED | و في الواقع حركة حقوق المثليّين تتطلب تشجيع العدل و المساواة عن طريق الحب. |
Bir adam bu dünyada adalet ve özgürlük istiyorsa gidip kendi almalı. | Open Subtitles | إذا أراد أحدهم الحرية والعدالة في هذا العالم، عليه تحقيق ذلك بنفسه. |
Onur. Özgürlük. adalet ve aile. | Open Subtitles | الشرف , الحريه و العداله و أسرتك |
Ama etrafımızda pintiliğin, öfkenin, gurur ve aptallığın... cömertlik, tevazu, adalet ve düşünceden çok daha fazla yarar sağladığını görüyorsak... belki biraz kendimizi zorlayıp dayanmalıyız. | Open Subtitles | ولكن بما أننا نرى أن الجشع والغضب والتكّبر والغباء عادة ما يربحون أكثر بكثيرٍ من البِّر والتواضع والعدل والفكر فربّما ينبغى لنا أن نصمُد قليلا |
adalet ve doğruluğa bir tahttan daha iyi hizmet edemez misin, tüm insanlar iyiliğin ve gücünden yararlansın diye? | Open Subtitles | ألا يمكن للعدل و الصدق أن تخدمهما أكثر و أنت على العرش ؟ و حيث ربما يمكن لجميع الناس أن يستفيدون من طيبتك ... |
Cevap verme. Düşün. adalet ve gerçek. | Open Subtitles | لا تجيبي , فكري بالأمر العدالة و الحقيقة |
Doğrular, adalet ve halkın özgürlüğü için yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل هذا من أجل الحقيقة . و العدالة و البقاء مع الرجل |
- Bazen adalet ve yasa aynı şey değildir. | Open Subtitles | أحيانا العدالة و القوانين ليسا نفس الشيء |
Rahip Brown benden bu akşam piknik alanında "adalet ve yol göstericilik için dua" yapılacağını duyurmamı istedi. | Open Subtitles | "لقد طلب منى القس " براون أن أعلن أنه سيكون هناك اجتماع الليلة "صلوا من أجل العدالة و التوجيه " الدعوة موجهة للجميع |
Seni yeniden yerden göğe yükseltecek bir hanım ve tüm dünya adalet ve aşk dolu altın bir çağı öğrenecek. | Open Subtitles | -عشيقة سترفعك من الارض الى السماء -و كل العالم سيعيش عصرا ذهبيا من العدالة و الحب |
Tüm dürüstlüğüm ve içtenliğimle özgürlük, adalet ve eşitlik dışında bir şey istemediğim söylenebilir. | Open Subtitles | .. و بكل صدق يمكن أن نحدد ما أتمناه ... فى الحرية, العدالة ... و المساواة |
Bowen ve Kara insanlara adalet ve kardeşlik içinde önderlik ettiler. | Open Subtitles | قاد بوين وكارا الشعب فى عهد العدالة والرخاء |
Burada gerçek, adalet ve ölü çocuklar söz konusuysa, ve bir anlaşma zemini aranıyorsa, karar verecek makamlar bir araya gelir ve ciddi ciddi konuşur. | Open Subtitles | و كذلك بالنسبة للحقيقة و العدل و الأطفال الموتى إذا أردت أن تتحدث عن تسوية إجمع صانعى القرار معا و تحدث بجدية |
Tüm Romanyaya adalet ve özgürlüğü getireceğim | Open Subtitles | ما افعله هو ان ارجع العدل و الحريه لانحاء رومانيا الان |
Tanrı hakkında hepimiz eşitiz ve birbirimize iyi davranmalıyız, şefkat, adalet ve eşitlik ile davranmalıyız. | Open Subtitles | وأننا جميعا فى مركب واحد أمام الله وأننا يجب أن نعامل بعضنا البعض جيدا بالرحمة والعطف والعدالة والمساواة |
Yeni imparatorluğuma barış, özgürlük, adalet ve güvenli bir yaşam getirdim. | Open Subtitles | لقدجلبتالسلام. والحرية والعدالة والحماية لامبراطوريتي الجديدة |
Onur. Özgürlük. adalet ve aile. | Open Subtitles | الشرف , الحريه و العداله و أسرتك |
Başkan Amerikanın kalkınma,umut,adalet ve istikrarlı büyümenin bir sembolü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالَ الرئيسُ أن الولايات المتحدة الأمريكية رمز للتقدّمِ، و الأملِ... والعدل .. والنمو المزدهر |
adalet ve doğruluğa bir tahttan daha iyi hizmet edemez misin tüm insanlar iyiliğin ve gücünden yararlansın diye? | Open Subtitles | ألا يمكن للعدل و الصدق أن تخدمهما أكثر و أنت على العرش ؟ و حيث ربما يمكن لجميع الناس أن يستفيدون من طيبتك ... |