"adaletsiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • عادل
        
    • ظالم
        
    • منصف
        
    • الظلم
        
    • ظلم
        
    • ظالمة
        
    • عادلا
        
    • عادلاً
        
    • ظلما
        
    • عدالة
        
    • ظالما
        
    • جائر
        
    • عادلة
        
    Yani, bulduğumuz şey şuydu: Triptofan düşük olduğunda, insanlar adaletsiz davranıldıklarında öç almaya daha meyilliydiler. TED و بالتالي وجدنا, انه عند انخفاض التربتوفان الناس يصبحون اكثر عرضه للأنتقام عندما يعاملون بشكل غير عادل
    Gerisi de var; yani bu adaletsiz bir basitleştirme belki de. TED هناك جانب مظلم من القصة؛ وربما هذا تبسيطا غير عادل.
    Diğerlerine adaletsiz davranmaktan korkuyorum. Open Subtitles أنا فقط قلق بأن لا أكون ظالم مع الآخرين.
    Biraz adaletsiz bulabilirsiniz, lakin iş hayatı böyledir. Open Subtitles ستجدونه غير منصف البتة ولكن هكذا الواقع.
    Bazı insanların Tanrı'nın verdiği ebeveynlik hakkının, geçmişteki birkaç kirli olay yüzünden ellerinden alınmasını çok adaletsiz buluyorum. Open Subtitles وأعتقد أنه من الظلم بعض الأشخاص ينكرون الحقّ ليكونوا أباء فقط بسبب بضعة حوادث قذرة بماضيهم
    Babam şokun etkisiyle, rukerlerini göğe açarak oradaki adaletsiz Bog'a yakardı. Open Subtitles أخرجت الصدمة أبي عن حيائه ليرفع يديه مُتذمِّراً من ظلم الذي في السماء
    adaletsiz bir yöneticiden kurtulma özgürlüğü ve onun adaletsiz levha çalışından. Open Subtitles الحريةو لمعارضة حاكمة ظالمة و طرقها الغير عادلة لسرقة اللافتات
    Biliyorsun. Bunu onların hatası yapmak adaletsiz ve tehlikeli. Open Subtitles و أن تجعل هذا خطأهم إنه ليس عادلا فحسب إنه خطير
    Çünkü daha sonra gelip de adaletsiz davrandığım için şikâyet etmenizi istemiyorum, Paul? Open Subtitles الأن لا أريدكم جميعاً تأتون إلى هُنا لاحقاً وتشكون بإنني لم أكن عادلاً.
    Butler için hayal gücü sadece bilim kurgunun temelini atmak için değil aynı zamanda adaletsiz dünyada hayatta kalmak için bir stratejiydi. TED لبتلر لم تكن المخيلة محضَ مصدرٍ لقصص الخيال العلمي بل أيضًا وسيلةً للنجاة في عالمٍ غير عادل بطريقتها الخاصة.
    Bunun adaletsiz, haksız ve ayrımcı olduğunu düşündüm, bu yüzden bunu toplantıda tartışmak istedim. TED شعرت أن ذلك غير عادل وغير ديموقراطي وتمييزي، لذا أردت أن أناقشه في اللقاء.
    Sizin için gerçekten üzgünüm. Ama bildiğiniz gibi bu adaletsiz bir dünya. Open Subtitles أنا حقا متأسف لكم جميعا و لكن كما نعرف كلنا، هذا عالم غير عادل
    Bence hayatımda bulaştırıldığım en adaletsiz şeydi. Open Subtitles ..أعتقد أنه أكثر شيء غير عادل كنت شريكاً به في حياتي
    Satış üzerine çalışmanın adaletsiz yanı maaşınızın neredeyse tamamını priminizin oluşturması. Open Subtitles الأمير الغير عادل في العمل في قسم المبيعات هو بأن راتبك يكون مقتص من المبيعات
    Efendim, bize göre sisteminizde sorun var ve bunun bizim %99'umuza gelmesi adaletsiz. Open Subtitles سيدي، نعتقد ان نظام اللياقه خاطىء لنسبة 99 % منا انه غير عادل
    Acımasız veya adaletsiz olması fark etmez mi? Open Subtitles ولا يهم مدى قسوة القانون او ان يكون ظالم
    Ve bir suçluyu yakalama çabamız sadece adaletsiz dünyada, adalet için bir çığlıktı. Open Subtitles وسعينا وراء شخص حقير طلباً للعدالة في عالم ظالم.
    Cin dünyası ne kadar adaletsiz değil mi? Of of, dişim ağrıyor. Open Subtitles سنريكم كيف أن عالم العفاريت غير منصف أليس كذلك ؟
    Teğmen Morris'in, yaptığı yanlışın bedelini çok adaletsiz bir şekilde ödediğini düşünüyorum. Open Subtitles ...اظن انه من الظلم ان خطأ واحد قد كلف الملازم موريس حياته.
    Babam şokun etkisiyle, rukerlerini göğe açarak oradaki adaletsiz Bog'a yakardı. Open Subtitles أخرجت الصدمة أبى عن حيائه ليرفع يده متذمراً من ظلم الذى فى السماء
    Sen böyle güzel şeyler okurken benim çalışmam gerek. Hayat çok adaletsiz. Open Subtitles تقومي بقراءة تلك الأمور الممتعة وأذهب أنا للعمل، إن الحياة ظالمة
    Bu çok adaletsiz. Ben yalvardığımda hiç bir zaman fikrini değiştirmiyor. Open Subtitles هذا ليس عادلا على الإطلاق ، فإنها لا تغيير رأيها على الإطلاق حتى عندما أتوسل إليها
    Tekrar düşündüm de, krallığımda bu göreve layık değerli bir adam daha var, ve eğer ona bir şans verilmezse, bu çok adaletsiz olurdu. Open Subtitles بعد التفكير هناك رجل اَخر يستحق هذا في مملكتي ولن يكون هذا عادلاً إذا لم يحظى بفرصة أيضاً
    Kesinlikle şimdiye kadar burada olan en adaletsiz 138 şey arasında. Open Subtitles يمكن القول بأنه الشيء الـ 138 الأكثر ظلما الذي حدث هنا
    Güçsüz adalet boştur. Fakat adaletsiz güç sadece vahşettir. Open Subtitles العدالة بدون قوّة تكون فارغة ولكن القوّة بدون عدالة تكون عنفاً فقط
    Ona karşı adaletsiz olmayın, Bay Majmudar! Open Subtitles لاتكن ظالما معه يا سيد مجمودار
    Dürüst konuşmak gerekirse, bunu rahatsız edici ve adaletsiz buluyorum. Open Subtitles إذا جاز لي أن أتكلم بصراحة أعتقد أن ذلك جائر وغير عادل
    Korumacılığın iyi olduğunu düşünme nedenlerini anlıyorum, çünkü bazen ticaret adaletsiz gibi görünür. TED والآن يمكنني أن أرى لماذا يعتقدون أن الحمائية جيدة، لأنه في بعض الأحيان تبدو كالتجارة الغير عادلة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more