Yani, bulduğumuz şey şuydu: Triptofan düşük olduğunda, insanlar adaletsiz davranıldıklarında öç almaya daha meyilliydiler. | TED | و بالتالي وجدنا, انه عند انخفاض التربتوفان الناس يصبحون اكثر عرضه للأنتقام عندما يعاملون بشكل غير عادل |
Gerisi de var; yani bu adaletsiz bir basitleştirme belki de. | TED | هناك جانب مظلم من القصة؛ وربما هذا تبسيطا غير عادل. |
Diğerlerine adaletsiz davranmaktan korkuyorum. | Open Subtitles | أنا فقط قلق بأن لا أكون ظالم مع الآخرين. |
Biraz adaletsiz bulabilirsiniz, lakin iş hayatı böyledir. | Open Subtitles | ستجدونه غير منصف البتة ولكن هكذا الواقع. |
Bazı insanların Tanrı'nın verdiği ebeveynlik hakkının, geçmişteki birkaç kirli olay yüzünden ellerinden alınmasını çok adaletsiz buluyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنه من الظلم بعض الأشخاص ينكرون الحقّ ليكونوا أباء فقط بسبب بضعة حوادث قذرة بماضيهم |
Babam şokun etkisiyle, rukerlerini göğe açarak oradaki adaletsiz Bog'a yakardı. | Open Subtitles | أخرجت الصدمة أبي عن حيائه ليرفع يديه مُتذمِّراً من ظلم الذي في السماء |
adaletsiz bir yöneticiden kurtulma özgürlüğü ve onun adaletsiz levha çalışından. | Open Subtitles | الحريةو لمعارضة حاكمة ظالمة و طرقها الغير عادلة لسرقة اللافتات |
Biliyorsun. Bunu onların hatası yapmak adaletsiz ve tehlikeli. | Open Subtitles | و أن تجعل هذا خطأهم إنه ليس عادلا فحسب إنه خطير |
Çünkü daha sonra gelip de adaletsiz davrandığım için şikâyet etmenizi istemiyorum, Paul? | Open Subtitles | الأن لا أريدكم جميعاً تأتون إلى هُنا لاحقاً وتشكون بإنني لم أكن عادلاً. |
Butler için hayal gücü sadece bilim kurgunun temelini atmak için değil aynı zamanda adaletsiz dünyada hayatta kalmak için bir stratejiydi. | TED | لبتلر لم تكن المخيلة محضَ مصدرٍ لقصص الخيال العلمي بل أيضًا وسيلةً للنجاة في عالمٍ غير عادل بطريقتها الخاصة. |
Bunun adaletsiz, haksız ve ayrımcı olduğunu düşündüm, bu yüzden bunu toplantıda tartışmak istedim. | TED | شعرت أن ذلك غير عادل وغير ديموقراطي وتمييزي، لذا أردت أن أناقشه في اللقاء. |
Sizin için gerçekten üzgünüm. Ama bildiğiniz gibi bu adaletsiz bir dünya. | Open Subtitles | أنا حقا متأسف لكم جميعا و لكن كما نعرف كلنا، هذا عالم غير عادل |
Bence hayatımda bulaştırıldığım en adaletsiz şeydi. | Open Subtitles | ..أعتقد أنه أكثر شيء غير عادل كنت شريكاً به في حياتي |
Satış üzerine çalışmanın adaletsiz yanı maaşınızın neredeyse tamamını priminizin oluşturması. | Open Subtitles | الأمير الغير عادل في العمل في قسم المبيعات هو بأن راتبك يكون مقتص من المبيعات |
Efendim, bize göre sisteminizde sorun var ve bunun bizim %99'umuza gelmesi adaletsiz. | Open Subtitles | سيدي، نعتقد ان نظام اللياقه خاطىء لنسبة 99 % منا انه غير عادل |
Acımasız veya adaletsiz olması fark etmez mi? | Open Subtitles | ولا يهم مدى قسوة القانون او ان يكون ظالم |
Ve bir suçluyu yakalama çabamız sadece adaletsiz dünyada, adalet için bir çığlıktı. | Open Subtitles | وسعينا وراء شخص حقير طلباً للعدالة في عالم ظالم. |
Cin dünyası ne kadar adaletsiz değil mi? Of of, dişim ağrıyor. | Open Subtitles | سنريكم كيف أن عالم العفاريت غير منصف أليس كذلك ؟ |
Teğmen Morris'in, yaptığı yanlışın bedelini çok adaletsiz bir şekilde ödediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ...اظن انه من الظلم ان خطأ واحد قد كلف الملازم موريس حياته. |
Babam şokun etkisiyle, rukerlerini göğe açarak oradaki adaletsiz Bog'a yakardı. | Open Subtitles | أخرجت الصدمة أبى عن حيائه ليرفع يده متذمراً من ظلم الذى فى السماء |
Sen böyle güzel şeyler okurken benim çalışmam gerek. Hayat çok adaletsiz. | Open Subtitles | تقومي بقراءة تلك الأمور الممتعة وأذهب أنا للعمل، إن الحياة ظالمة |
Bu çok adaletsiz. Ben yalvardığımda hiç bir zaman fikrini değiştirmiyor. | Open Subtitles | هذا ليس عادلا على الإطلاق ، فإنها لا تغيير رأيها على الإطلاق حتى عندما أتوسل إليها |
Tekrar düşündüm de, krallığımda bu göreve layık değerli bir adam daha var, ve eğer ona bir şans verilmezse, bu çok adaletsiz olurdu. | Open Subtitles | بعد التفكير هناك رجل اَخر يستحق هذا في مملكتي ولن يكون هذا عادلاً إذا لم يحظى بفرصة أيضاً |
Kesinlikle şimdiye kadar burada olan en adaletsiz 138 şey arasında. | Open Subtitles | يمكن القول بأنه الشيء الـ 138 الأكثر ظلما الذي حدث هنا |
Güçsüz adalet boştur. Fakat adaletsiz güç sadece vahşettir. | Open Subtitles | العدالة بدون قوّة تكون فارغة ولكن القوّة بدون عدالة تكون عنفاً فقط |
Ona karşı adaletsiz olmayın, Bay Majmudar! | Open Subtitles | لاتكن ظالما معه يا سيد مجمودار |
Dürüst konuşmak gerekirse, bunu rahatsız edici ve adaletsiz buluyorum. | Open Subtitles | إذا جاز لي أن أتكلم بصراحة أعتقد أن ذلك جائر وغير عادل |
Korumacılığın iyi olduğunu düşünme nedenlerini anlıyorum, çünkü bazen ticaret adaletsiz gibi görünür. | TED | والآن يمكنني أن أرى لماذا يعتقدون أن الحمائية جيدة، لأنه في بعض الأحيان تبدو كالتجارة الغير عادلة. |