| Kanıtlar ile oynuyorsunuz ve bir adamın hayatını mahvediyorsunuz, sen de bunu biliyorsun. | Open Subtitles | انت تلوي الحقائق و هذا قد يدمر حياة الرجل و انت تعرفين هذا |
| İyi haber, bir adamın hayatını kurtardım. Kötü haber, yüzüğüm adamın içinde kaldı. | Open Subtitles | ،الأخبار الجيدة أنني أنقذت حياة الرجل الأخبار السيئة أنني قد تركت خاتماً بداخله |
| Başlangıçta görevinin büyük büyükannesine tecavüz edecek beyaz bir adamın hayatını kurtarmak olduğunu öğrenir. | TED | بشكلٍ مبكرٍ في القصة تكتشفُ الشخصية أن مهمتها هي إنقاذ حياة الرجل الأبيض الذي لاحقًا سيغتصب والدة جدتها. |
| Sadece yaşlı bir adamın hayatını kurtarmak içinse saçma. | Open Subtitles | انه من الغباء أن يكون ذلك فقط من أجل انقاذ حياة رجل مسن |
| Masum bir adamın hayatını kurtardınız Bay Holmes. | Open Subtitles | ولم يتم رؤيته ثانية لقد انقذت حياة رجل برئ يا سيد هولمز. |
| Burada bir adamın hayatını kurtarmaya çalışıyoruz. Aslında iki. | Open Subtitles | نحن نحاول إنقاذ حياة شخص شخصان إذا كنتم تهتمون |
| Bir zamanlar âşık olduğun adamın hayatını kurtarmak için yanında kalıyorsun. | Open Subtitles | ستبقى هنا لتنقذى حياة الرجل الذى أحببتيه |
| Bu çok kırıcı. Önce adamın hayatını kurtar, sonra da yarala. | Open Subtitles | هذا جارح، أولاً تحاولين انقاذ حياة الرجل ثم تطعنينه. |
| Böylece belki karının bir zamanlar sevdiği adamın hayatını kurtarırsın. | Open Subtitles | وربما تستطيع انقاذ حياة الرجل الذي أحبته زوجتك |
| Ama dostlar, bir adamın hayatını, bilgisayar ekranındaki... bir avuç rakama bakarak özetleyemeyiz. | Open Subtitles | لكن نحن لا نستطيع تلخّيص حياة الرجل ببضعة ارقام على شاشة حاسوب |
| Ama dostlar, bir adamın hayatını, bilgisayar ekranındaki... bir avuç rakama bakarak özetleyemeyiz. | Open Subtitles | لكن نحن لا نستطيع تلخّيص حياة الرجل ببضعة ارقام على شاشة حاسوب |
| Bizi sevmeyen insanları besleyip ölmemizi isteyen bir adamın hayatını kurtarıyoruz. | Open Subtitles | . نحن نطعم الناس الذين لا يحبوننا و نحافظ على حياة الرجل الذى يريدنا ميتون |
| Greg'in bir adamın hayatını kurtarmak için ne kadar zamanı olduğuna bakalım! | Open Subtitles | لنرى كم كان لديه من وقت لإنقاذ حياة الرجل |
| adamın hayatını siktiriboktan askeriye müteahhidi kurtardı. | Open Subtitles | لقد اُنقذت حياة الرجل بسبب المقاولين العسكريين السيئين |
| Geçen ay asansörde bir adamın hayatını kurtardım. | Open Subtitles | أنقذت حياة رجل ٍ داخل مصعد في الشهر الماضي |
| Masum bir adamın hayatını kurtarmaya çalışırken öldü. Pas. | Open Subtitles | لقد ماتت في محاولة لإنقاذ حياة رجل بريء. |
| Beni idam ettirecek adamın hayatını kurtarmamı istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تسألني أن أنقذ حياة رجل أراد أن يعدمني |
| Eğer bir adamın hayatını çalıp bundan bir ders almayacağını sanıyorsan göründüğünden de aptalsın demektir. | Open Subtitles | اذا سرقتي حياة رجل من تحته وظننتي بأنه لن يتعلم من ذلك فأنتي أغبى مما يبدو |
| Kendi merak duygunuzu tatmin etmek için bir adamın hayatını riske attınız. | Open Subtitles | هل تضع حياة شخص ما في خطرٍ لإشباع فضولك؟ |
| Bana sunduğun denklem bir adamın hayatını milyonların ölmesini engellemeyle takas ediyor. | Open Subtitles | المعادلة التي قدمتها إلى أن تستبدل حياة شخص في مقابل منع ملايين الاشخاص من الموت |
| Evet gerçi ilgilendirmez. - adamın hayatını elinden aldın. - Kimse.. | Open Subtitles | ـ ليس كذلك، إنّكم سلبتم حياة شخص ـ مهلاً، لم يسلب أي أحد أيّ شيء |
| Sırf eşcinsel diye o Shaw denen adamın hayatını mahvediyorsun. | Open Subtitles | لقد دمرت حياة هذا الرجل شو لانه مثلي الجنس |