"affetmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • يغفر
        
    • لمسامحة
        
    • اغفر
        
    • اسامحك
        
    • بمسامحة
        
    • مسامحة
        
    • مسامحتك
        
    • مسامحته
        
    • للغفران
        
    • لمسامحته
        
    • لمسامحتي
        
    • لمسامحتك
        
    • لتسامحني
        
    • التسامح
        
    • للصفح
        
    Arada bir, seni affetmeye hazırım. Open Subtitles حسنا ، أنا على استعداد ل يغفر لكم مرة واحدة في كل حين. أنا.
    Şirket affetmeye hazır evet, cebinde para ve midesinde... ekmek isteyen herkesi işe yeniden almaya hazır. Open Subtitles الشركة مستعدة لمسامحة نعم و إعادة تعيين أي رجل يتوق لمال في جيبه و خبز في أحشائه
    O zamana kadar tek yapabileceğim uyanmak, ...sabunla duş almak, ve kendimi affetmeye çalışmak. Open Subtitles حتى ذلك الحين كل ما استطيع عمله الان الاستيقاظ استحم بصابونة واحاول ان اغفر لنفسي
    Constance'a yaptıklarından ötürü seni affetmeye çalıştım Cudahy... Open Subtitles انا أحاول ان اسامحك الكاهدي بشأن مافعلته في المحاكمة
    Düşmanlarınızı affetmeye inanmaz mısınız, senorita? Open Subtitles ألا تؤمنين بمسامحة أعدائك يا انسه؟
    Bunu reddedip, halkından yüzlerce kişiyi öldürdüler ve tam öldükleri yerde katilleri affetmeye karar verdiniz ama bu kışkırtmaları bunu kanıtladı. Open Subtitles رفضوا هذا وقتلوا المئات من قومك، ورغم هذا في المجال الذي ماتوا فيه قررتِ مسامحة القتلة، ولكن هذا الإستفزاز دليل ..
    Ardından, seni affetmeye karar verdikten sonra onunla uçağa yetişmeye çalıştığını görmem... Open Subtitles وبعد ان قررت مسامحتك رؤيتك في المطار تأخذ الطائرة معها
    Sakinleşmeli ve onu affetmeye çalışmalısın. Open Subtitles يجب أن تهدئي والعمل على مسامحته
    Tüm hayatı boyunca sahtekâr olan babamı elimden geldiği kadar affetmeye çalışıyorum. Open Subtitles أحاول صعب مثلي يمكن أن للغفران لأبي لأن يكون غشاش كامل حياته
    Onu affetmeye hazır değilim ve kesinlikle aynı masayı paylaşmaya da. Open Subtitles أنا لست مستعدًا لمسامحته والآن لست مستعد لمشاركة طاولته
    Eğer duysaydı kendini beni affetmeye ya da affetmeye gönüllü olmaya zorlamak zorunda kalırdı ve göründüğü üzere beni affetmeye gönüllü değil çünkü zihninde diğer kadınla olan durumunu bitirmiş değil. Open Subtitles لو أنه سمع هذا, سيجبره هذا على أن يقرر سواء كان مستعداً ليسامحني أم لا و من الواضح أنه ليس مستعداً لمسامحتي
    Birçok hakaretine rağmen, Tanrı'mıza karşı küfürlerine rağmen efendimiz seni ve diğer her şeyi affetmeye hazır. Open Subtitles بالرغم من إهاناتك العديدة بالرغم مِن أسلوبك المروع سيد المضيفين مستعِد ان يغفر للكل
    Oğlunun katilini affetmeye nasıl bir irade gerekir? Open Subtitles أعني، كمية الإرادة التي تلزم لمسامحة قاتل إبنك ؟
    Makale fiyaskosunu çok düşündüm ve seni affetmeye karar verdim. Open Subtitles لقد فكرت كثيرا في المقالة و لقد قررت ان اغفر لك
    Katil olabileceğimi düşündüğün için seni yüzde yüz affetmeye hazırım. Open Subtitles وانا على استعداد 100% ان اسامحك على ظنك باننى قد اكون القاتل
    Bence artık kendini affetmeye ihtiyacın var. Open Subtitles أعتقد أنك بحاجة لأن تشرعي بمسامحة نفسك
    Hayatımda ilk defa kendimi affetmeye açık hissetmiştim. TED كانت تلك المرة الأولي بحياتي التي أشعر فيها بقدرتي على مسامحة نفسي.
    Evet, seni daha yeni affetmeye başladığım bir ihanet ama sen benim kanımdansın. Open Subtitles ...أجل، خيانة قد بدأت للتو في مسامحتك عنها ولكن أنت من دمي
    Belki affetmeye başlayabilir. Open Subtitles ... حسناً لربما يبدأ في مسامحته
    Bu doğru ama daha fazlası var... Benim sevdiğim ve emrinde olduğum Prens ben kendime geldiğimde beni affetmeye hazır. 0na asla arkamı dönmeyeceğim. Open Subtitles ما قلته صحيح بل وأكثر من ذلك، لكن الملك الذي أخدمه وأحبه مستعد للغفران عندما أتوب عن خطاياي
    Belki de Francie sevgilisi onu hayal kırıklığına uğrattığında onu her zaman affetmeye hazır olduğunu fark etmiştir. Open Subtitles ربما أنتبهت الى ذلك عندما يقوم بخذلها ربما تكون دائماً جاهزة لمسامحته
    Beni affetmeye mi yoksa azarlamaya mı geldin? Open Subtitles بعض الوقت إذا , هل أتيت لمسامحتي أو لتوبيخي ؟
    Umarım burada durup onu savunurken seni affetmeye niyeti olmadığının farkındasındır. Open Subtitles آمل أنّك تعلم بوقوفك هنا مدافعاً عنه أنّه ليس لديه أيّ نيّة لمسامحتك
    Olmaz ama. Seni affetmeye geldim ben. Open Subtitles ولكن لا لقد جئت هنا لتسامحني
    Benim kilisemde, sizinkiler kadar katı kurallar yoktur ve affetmeye hep açıktırlar. Open Subtitles وكنيستي ليس لديها قوانين كثيرة مثل كنيستك وعن الكثير من التسامح
    Birçok defa özür dilemene izin verdim ve Noel'in bağışlama zamanı olduğunu biliyorum ama seni affetmeye daha hazır değilim. Open Subtitles لقد تركتكِ تعتذرين كثيراً وأعلم أن الكريسماس من المفترض أن يكون دائراً حول الصفح, لكن.. أنا لست مستعداً للصفح عنكِ لذا لا تجبريني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more