"ailelerde" - Translation from Turkish to Arabic

    • العائلات
        
    • العوائل
        
    • في منازل
        
    • عائلات
        
    Sakın üzülme, delikanlı. En iyi ailelerde bile daha kötü şeyler oluyor. Open Subtitles لا تدع هذا يضايقك يا بنى يحدث أسوأ شئ فى أفضل العائلات
    Baba! Babacım! - Bazı ailelerde sadece anne vardır bazılarında ise sadece baba. Open Subtitles لبعض العائلات أم واحدة ولبعض العائلات أب واحد
    Depresyon, yaslı ailelerde ve arkadaşlarda yaygın görülür. Open Subtitles إكتئاب الناجين شائع في الحزن على العائلات والأصدقاء كما تعلم
    El Salvador'da çocuklar arasında okulu bırakma oranı, işçi dövizi gelen ailelerde daha düşük. TED في السالفادور تقل نسبة الأطفال الذين توقفوا عن الدراسة في العوائل التي تتلقى حوالات مالية
    Meksika ve Sri Lanka'da yeni doğan bebeğin ağırlığı, işçi dövizi gelen ailelerde daha yüksek. TED في المكسيك وسريلانكا وزن الطفل عند الولادة أكبر في العوائل التي تتلقى الحوالات نقدية
    Yaşını doldurana kadar koruyucu ailelerde kalmış. Open Subtitles تواجدت في منازل الرعاية حتى تجاوزت السن الخاص بالنظام
    Ebeveynlerim, bir kızın temel değerinin bekareti ile ölçüldüğü geleneksel ve eğitimsiz Faslı ailelerde yetiştirilmişti. TED نشأ والديَّ في عائلات مغربية تقليدية غير متعلمة حيث تُقاس قيمة الفتاة بعذريتها.
    Bazı Asyalı ailelerde, bilim fuarı haftası şakaya gelmez. Open Subtitles عند بعض العائلات الصينية أسبوع معرض العلوم لا يعتبر مزحة
    Bu çok kötü şeylerin görüldüğü ailelerde olur. Open Subtitles هذا يحدث في العائلات. عندما يقوموا بامر شنيع.
    Önemli değil, evlat. En iyi ailelerde bile kaza olur. Open Subtitles لا بأس ، الأخطاء تحدث في أفضل العائلات
    Orta gelirli ailelerde %32'lik bir artıştan söz ediyoruz. Open Subtitles نتحدث عن زيادة قدرها 32% في العائلات متوسطة الدخل
    - Bu ailelerde kim sorumlu? Open Subtitles من هو المسؤول عن هذه العائلات ؟
    Bu yalnızca gerçek ailelerde olur. Open Subtitles .فقط العائلات الحقيقية تفعل هذا
    İngiltere'de benim okuduğum yerde bütün hanımların canlı renler ve zarif çizgilerle resim yapması beklenir çok da soylu olmayan ailelerde bile. Open Subtitles عندما درستُ في إنكلترا المتوقع من كل السيدات أن يكن قادرات على الرسم بلون نابض بالحياة وخطوط رشيقة حتى في العائلات غير النبيلة
    İstismarcıların %85'ten fazlası erkek ve aile içi istismar sadece çok yakın, karşılıklı bağımlılık içeren, uzun süreli ilişkilerde yaşanıyor; başka bir deyişle, ailelerde; şiddetin olmasını isteyeceğimiz ya da onu bulmayı bekleyeceğimiz son yer; ki bu, aile içi istismarın bu kadar kafa karıştırıcı olmasının da bir nedeni. TED أكثر من 85% من المعتدين رجال والعنف الأسري يحدث فقط في العلاقات الحميمية المترابطة طويلة المدى، بكلام أخر، في العائلات هو آخر مكان نتوقع و نريد أن نجد فيه العنف، لهذا السبب العنف الأسري محير جداً.
    Bu ailelerde bunu yaparken, bireylerin yaklaşık yüzde 25'ine açıklama getirebildik ve tek güçlü bir genetik faktörün bu ailelerde otizme neden olduğunu saptadık. TED و من خلال القيام بهذا في أوساط العائلات، استطعنا أن نجد تفسيراً لحوالي 25% من الأفراد و أن نقرر بأن هناك عاملاً جينياً قوياً و فريداً هو ما سبب التوحد في أوساط هذه العائلات.
    Bu durum en iyi ailelerde bile olur. Open Subtitles أنه يحدث في احسن العائلات
    Sorun sevgi. Doktor Phil, sorunlu ailelerde yetişen gençlerin sevginin yerine yemeği koyduğunu söylüyor, rahatlatıcı oluyormuş. Open Subtitles الدكتور (فيل) يقول أن الأولاد من العائلات المفككة
    Tabii, babanızın zamanında, asil ailelerde zina, ölümle cezalandırılırdı. Open Subtitles بالطبع ، في ايامِ والدكَ الزنا في العوائل النبيلة كانَ يعاقب بالموت
    Bu çok kötü şeylerin gerçekleştiği ailelerde olurmuş. Open Subtitles أن هذا يحدث في بعض العوائل عندما يقوموا بفعل جدًا شرير
    genelde ailelerde çıkar. Open Subtitles عادةً ما تسري في العوائل
    18 yılımı devletin çocuğu olarak geçirdim, çocuk evlerinde ve koruyucu ailelerde, bu konuda uzman olduğumu söyleyebilirsiniz, bir uzman olarak bilmenizi isterim ki uzman olmak sizi haklı kılmaya yetmez gerçeğin ışığında. TED بعد قضاء 18 عاما كطفل بالولايات المتحدة في منازل الرعاية والحضانة، يمكن القول أني خبير في الموضوع، وكوني أصبحت خبيراً، أريد أن أخبركم أن كونك خبير لا يعني بأي طريقة أنك على حق في نورالحقيقة
    Çoğu toplumlarından çıkabilmek için çaba sarfetmiş. ailelerde dini inançlar kızlarının hasta değil de sadece gay olduklarını kabullenmeyi zorlaştırıyor. TED بعضهن امهات. كثير منهن عانين ليظهروا في مجتمعهن. من عائلات عقائدها الدينية تجعل من الصعب عليها تقبل أن بناتهم لسن مرضى ولكن فقط شواذ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more