"ailem için" - Translation from Turkish to Arabic

• لعائلتي
• أجل عائلتي
• لأجل عائلتي
• على عائلتي
• اجل عائلتي
• لأجل أسرتي
• لعائلتِي
• في عائلتِي
• لأسرتي
• لي ولعائلتي
• بعائلتي
• أجل العائلة
• أجل والديّ
• مع عائلتي
• ولأجل عائلتي

En azından kendimle, ailem için yemek pişirecek kadar barışığım.
على الأقل أنا مرتاح بما فيه الكفاية بداخلى للطبخ لعائلتي.

ailem için biraz arazi alacağım. Bu benim son şansım.
أُريدُ أن أحصل على أرضٍ لعائلتي هذه هي فرصتي الأخيرة

Onlar için, ailem için kendime bakmak zorundayım.
يجب أن أعتني بنفسي من أجلهم، من أجل عائلتي

ailem için yaptığınız fedakarlıklar için size ne kadar teşekkür etsem az çocuklar.
يصعب علي شكركم بما يكفي على كل التضحيات التي قمتم بها لأجل عائلتي

Ama ailem için geçerli olduğunu asla düşünmeyin.
و لكن لا تعتقد أبدا أن هذا ينطبق على عائلتي

Önceleri, tek yapmam gereken camdan bakmak gerçek bir arkadaş görmekti ben ve ailem için her şeyi yapacak birini, ama şimdi hepsi gitti.
من قبل كان كل ما علي فعله هو النظر عبر النافذة و سارى صديقة حقيقية انسانة ستفعل اي شيء لأجلي او لعائلتي لكن الآن

O gün benim ve ailem için tam anlamı ile bir kıyamet günüydü.
كان هذا اليوم كأنه يوم القيامة بالنسبة لعائلتي ولي.

Mazeretlerim kalmadı. Beni de döverdi. Ama bu ortadaki doğruyu değiştirmedi bu ailem için bir kabustu, bir kabus.
و أوسعني ضربًا أيضًا, لكن ذلك لم يغير حقيقة أنه كان كابوسًا لعائلتي, كان كابوس.

Gerçekten. Ama inşaa ettiklerimi korumak için yapmam gerekenleri yapmalıyım. Bilirsin, ailem için.
ولكن، لابد لي ان افعل ما في وسعها لحماية ما بنيت، كما تعلم، لعائلتي.

Şimdi kendimi, ailem için garip şeyler yaparken buluyorum.
والآن أرى نفسي أفعل أشياء كثيرة للغرباء ولا أفعل شيئاً لعائلتي

Son birkaç ayın benim ve ailem için nasıI geçtiğini bilmiyorsun.
لا تعرف كيف كانوا أخر شهرين بالنسبه إلي و لعائلتي

Kardeşim için yaptım. ailem için yaptım.
أنا فعلت هذا من أجل أخي فعلت هذا من أجل عائلتي

Babam için yaptıklarına teşekkür ederim. Tüm ailem için.
شكراً لك لما فعلته من أجل والدي ولما فعلته من أجل عائلتي بأكملها

ailem için bu paraya ihtiyacım var anlıyormusun?
أحتاج إلي ذلك المال من أجل عائلتي هنا، اتفهم؟

Tam aksine. Yaptığım her şeyi ailem için yaptım.
بل كان العكس تماماً كلّ ما فعلته كان لأجل عائلتي.

Sonrasında da tehditler aldık ve ailem için endişeleniyorum.
انه يقوم بتهديدات محسوبة وأنا أخاف على عائلتي

diye sordu. "ailem için bir akşamlığına oda istiyorum."
قلت: "اود ان احصل على غرفة مساء من اجل عائلتي."

ailem için yaptığın şeyler için sana her zaman minnettar kalacağım.
سأظل ما حييت ممتنًّا على ما فعلته لأجل أسرتي.

Sıradaki şarkı yepyeni ve ailem için yazdım.
وهذه الأغنيةِ القادمةِ، كَتبتُها لعائلتِي.

ailem için en kutsal şeyden vazgeçemem.
أنا لا أَستطيعُ أن أسلم أكثر الأشياء قدّسية في عائلتِي.

"du. Eğitim kolay değildi. Ama bu itici bir güçtü. Çünkü ailem için intikam almak istiyordum.
لم يكن التدريب سهلاً. لكن ذلك كان قوى محركة. لأنني أردت الإنتقام لأسرتي.

Noel benim ve vekil ailem için çok kutsal bir zamandır.
عيد الميلاد هو وقت مقدس لي ولعائلتي البديلة

Bak, eğer bir şey yapılması gerekiyorsa, ailem için güvenebileceğim tek kişi sensin.
انظر , إذا حدث أي شيء أنت الوحيد الذي أثق به للإهتمام بعائلتي

ailem için, her şey için paraya ihtiyacım var.
أريد مالاً من أجل العائلة , لكل شيء

Üzgünüm ama bunu ailem için yaptım.
- أنا آسفة , لكني فعلت ذلك من أجل والديّ

ailem için buradayım.
انا هنا مع عائلتي

Ve ailem için.
لانني فعلتهم لأجلكم ولأجل عائلتي