"akışının" - Translation from Turkish to Arabic

    • تدفق
        
    • بتدفق
        
    Her ne kadar bu paralar iyi şeylere sebep oluyorsa da, bu 400 milyar dolarlık işçi dövizi akışının önünde engeller var. TED معظم هذه الحوالات تسير بشكل جيد لكن ثمة صعوبات تعيق تدفق الحوالات النقدية التي تعادل 400 مليار دولار
    Sonra da görüntü işleme teknolojimizi kullanarak yüzdeki kan akışının deri geçişli görüntüsünü alabiliyoruz. TED وبعد ذلك، نستخدمُ تقنيتنا في معالجة الصورة يمكننا إستخراج صور ضوئية عبر الجلد لتغييرات تدفق دم الوجه.
    Bilgi akışının bir parçası olmak istiyorlar. TED يريدون أن يكونوا جزءا من تدفق المعلومات
    Modern suni solunum cihazlarının çoğunda, gömülü bir bilgisayar sistemi hastanın solunumunun izlenmesini ve hava akışının ayarlamasını sağlar. TED في أحدث أجهزة التّنفس الصناعي، يسمح نظام الكمبيوتر المدمج بمراقبة تنفس المريض وضبط تدفق الهواء.
    diğer silia bu akışkan sıvının akışının hisseder ve embriyonun solundaki özel genleri harekete geçirir. TED على الحافة اليسرى للعقدة، الأهداب الأخرى تشعر بتدفق السوائل وتنشط جينات محددة في الجهة اليسرى للجنين.
    CTU'nun müdürü olarak, bilgi akışının merkezinde kalma mecburiyetin var. Open Subtitles يجب عليك كرئيس وحدة مكافحة الارهاب أن تبقى هنا فى مركز تدفق المعلومات
    - Ne olmuş? Bakalım, kan akışının yavaşlığı bağırsakların ölmesine neden oluyor. Open Subtitles حسناً لنرى، نقص تدفق الدم يسبب موت الأحشاء
    Hatta 30 metreden daha kalın olan bazaltik lav akışının temelinde bulunuyoruz şu an. Open Subtitles في الواقع، نحن نقف هنا فوق قاعدة تدفق حمم بازلتيّة، سمكها أكثر من 100 قدم
    Jeologlar şelalelere baktığında düzenli su akışının etraftaki kayayı zaman içerisinde nasıl erozyona uğrattığını gördüler. Open Subtitles تأمل الچيولوچيون الشلالات ولاحظوا أن تدفق الماء الثابت يؤدي إلي تآكل الصخور
    Kan damarlarınızın genişlemesine ve bebeğe kan akışının artmasına sebep oluyor. Open Subtitles هي التي تسببت في توسُّع أوعيتكِ الدموية، لزيادة تدفق الدم إلى الطفل.
    Plasentaya kan akışının maksimuma çıkmasını sağlıyor. Open Subtitles يُساعد فى زيادة تدفق الدم المُتجه للمشيمة
    Buradaki şey yalnızca enerji akışının muhasebesini tutan temel fizik. Open Subtitles إنها فيزياء أساسية, إيقاف تدفق الطاقةِ فقط.
    Ama önce para akışının durması gerekiyor. Open Subtitles لكني بحاجة إلى توقف تدفق المال في الإتجاه الخاطئ.
    Bir çeşit zamansal müdahale ya da elektromanyetik artışların sebep olduğu sıradan bir zaman akışının örneği olabilir, bir anormallik. Open Subtitles يبدو كتدخل زمني نوعًا ما أو عينة عشوائية من تدفق زمني ناتجة عن تراكم كهرومغناطيسي تُعتبر حالة شاذة
    Böylece CIA müdahale etmek zorunda kalmış piyasanın olası çöküşünü engellemek için uyuşturucu akışının devamını sağlamış. Open Subtitles لذا شعرت المخابرات أنه لم يكن لديهم ،أي خيار إلا التدخل إبقاء تدفق المخدرات لكبح سوق المال مرجح
    Penisin mavi ya da gri değil pembe olması kan akışının düzgün sağlandığını gösteriyor. Open Subtitles القضيب وردي، ليس أزرق أو رمادي وهذا يدل على تدفق دم جيد
    Gulanit akışının durması ve gemimiz Tsuroz'un tamir edilmemesine yol açacak bir şeyden korkuyorum. Open Subtitles انا اخاف اي شيء يعرقل تدفق ال جلونت ويعيقنا من تصليح ال توروز
    Eko sonuçları kalp kapakçıklarının birinde kan akışının azaldığını gösteriyor. Open Subtitles صدى المنبهات الصوتية اظهر أن لديك انخفاض في تدفق الدم في أحد صمامات قلبك لذا نريد التأكد من ..
    Zaman akışının üstünde kalmalısın, yoksa bilincin dibe çekilir. Open Subtitles تحتاج إلى البقاء فوق تدفق الزمني، إلا وعيه الخاص بك يمكن الحصول على امتص تحت.
    Güzellik ürünleri,sağlık okulları,elektrik gibi... ...modası geçen ihtiyaçlara ve para akışının... ...bu talepleri nasıl karşılayacağına bakıyorlar. TED إلقوا نظرة على المطالب التي هناك - مستحضرات التجميل والمدارس الصحية والكهرباء- وكيف تدفق الأموال لتلبية تلك المطالب.
    Son iki ay içinde bankanın nakit akışının dökümü elimde. Open Subtitles لدي هنا أوراق بتدفق أموال البنك في الشهرين الماضيين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more