Belki de biliyordu ve postulatı böylece yazdı ki kendisinden sonraki meraklı akıllar detaylarını çıkarsınlar. | TED | ربّما كان يعلم وكتب عن قصد المُسلَّمة المتوازية بهذه الطريقة ليدع العقول الفضولية بعده أن يستخرجوا التفاصيل |
-Güçlü akıllar bile kırılabilir Sizinkini kırmak kötü olacak | Open Subtitles | حتى العقول الأقوى يُمْكِنُ أَنْ تحطمَ نحن يُمْكِننُا أَنْ نَحطمها لكم |
Büyük bir ruha sahip olduğumdan, zorluklarla başa çıkarak, bütün büyük akıllar gibi, seni bağışlamaya karar verdim, ve kanatlarımın altına almaya. | Open Subtitles | وإمتلاكي لروحٍ كبيرة، والقادرة على التعقيد، كما هي دوماً هكذا العقول العظيمة قررتُ مسامحتُكِ |
Ancak ne yazık ki, en büyük akıllar ve kaynaklar... saç dökülmesini önlemeye ve ereksiyon halini uzatmaya harcanıyordu. | Open Subtitles | لكن المحزن, العقول الكبرى ...والمصادر ركزت على تساقط الشعر والانتصاب |
"Büyük akıllar, çoğu zaman düşük zekâlı kişilerin sert muhalefetiyle karşı karşıya kalır." | Open Subtitles | حسنًا ،" العُظام قد واجهوا في كثيرٍ من الأحيان معارضة عنيفة من ضعاف العقول" |
Kalpler ve akıllar, önemli olanlar bu. | Open Subtitles | العقول والقلوب هذا هو المهم |