Devam ediyoruz akıntıya karşı kürek çekip sürekli geriye düşerek geçmişe. | Open Subtitles | في الصباح المشرق لذا نحن نمضي بطريقنا والقوارب تسير عكس التيار |
Durmaksızın geriye fırlatılıp dursa da akıntıya karşı yol alan tekneler... | Open Subtitles | ...ونسير عكس التيار ...عائدين ...بدون توقف |
Günümüzde sağlıklı beslenmek, akıntıya karşı yüzmek gibi. | Open Subtitles | الآن الأكل الصحي مثل السباحة عكس التيار |
Alçak su seviyesi onları, akıntıya karşı olan yolculuklarına daha başlamadan durdurdu. | Open Subtitles | الماء المنخفض أوقفهم قبل أن تبدأ رحلتهم حتى ضدّ التيار |
En bilge ve en iyi niyetli insanlar bile, içindeki çalıştıkları kurumlarda akıntıya karşı yüzmek zorunda kalırlarsa sonunda vazgeçerler. | TED | فحتى أحكم الناس وأحسنهم نوايا سيستسلمون إذا اضطروا للسباحة ضد التيار في المنظمات التي يعملون بها. |
Bunlarla, akıntıya karşı kürek çekersin ancak. | Open Subtitles | أنتِ نوعا ما تسبحين عكس التيار بهذه. |
akıntıya karşı yüzün. | Open Subtitles | اسبحوا عكس التيار |
Balıklar akıntıya karşı yüzüyordu. | Open Subtitles | أسماك تسبح عكس التيار |
İçimden bir ses, akıntıya karşı gitmeye alışık olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هذا الرتل من الـ(سكيترز) المتدفق نحو مصدره أتعلم، لدي ذلك الشعور... الذي تشعره عندم تذهب عكس التيار |
Adam akıntıya karşı zinciliyken 100 metre yüzdü ve nefes almak için hiç yüzeye çıkmadı. | Open Subtitles | لقد سبح 100 متر ضدّ التيار وهو مُقيّد، لمْ يخرج أبداً لإستنشاق الهواء. |
Aslında akıntıya karşı hayatını telikeye atıyor. | Open Subtitles | صحيح... الخطر بالسير ضدّ التيار وتسبّب الصراع هو نفس الشيء. |
akıntıya karşı yüzeriz. | Open Subtitles | نسبح ضدّ التيار |
Ayaklarını kesin, akıntıya karşı kürek çeker gibi gagalarının üzerinde sürünüveririler. | Open Subtitles | لو قطعتم أرجله ، سيزحف بمنقاره مثل مجداف ضد التيار |