| Barbeküye gidebilir ve Akşam yemeğine kadar kalabilirsin. Senin o pejmürde yeşil elbiseni istemiyorum, seni cimri şey! | Open Subtitles | بإمكانك حضور حفل الشواء والبقاء حتى العشاء |
| Her öğleden sonra, serbest bırakılırdım. Akşam yemeğine kadar ders olmazdı. | Open Subtitles | بعد ظهر كل يوم، كان من المقرر انا اكون حر، على الرغم ساذجتها وبمنأى حتى العشاء |
| Eve vardığımda, Akşam yemeğine kadar gizli yerime tırmandım. | Open Subtitles | عندما وصلت إلى المنزل صعدت إلى مخبئي حتى العشاء |
| Gözlerini devirdiğini ve kötü bir anne olduğumu biliyorum ama Akşam yemeğine kadar dağıtmam gereken 30 çelenk var. | Open Subtitles | وانا أعرف أنكم لايعجبكم الامر وانا أم فظيعة لكن لدينا 30 إكليلاً لتوصيلها قبل العشاء لذا لنتحرك |
| Keşif merkezindeki başarımızı göz önünde bulundurursak Akşam yemeğine kadar iyileşirsiniz. | Open Subtitles | بناءً على النجاح الذي وصلنا إليه في القاعدة، فستكون بخير قبل العشاء. |
| Bakalım Akşam yemeğine kadar idare edebilecek misin? | Open Subtitles | سوف نرى ان كان يمكنك العيش بدونها حتى وقت العشاء |
| Akşam yemeğine kadar bir şeyi kalmaz. | Open Subtitles | ستتحسن قبل وقت العشاء |
| Ve eğer Akşam yemeğine kadar çalışırsak da yağmurdan dolayı paydos edersek de tüm günlük para öderim. | Open Subtitles | لكن إذا كُنا نعمل حتى العشاء أو تأجل العمل بسبب المطر، سأدفع لك أجر بيوم كامل. |
| Akşam yemeğine kadar gelmez. Ben de anneme domuzları beslemesinde yardım ediyorum. | Open Subtitles | أبي ذهب للمدينة , سيبقى هناك حتى العشاء لذا , أقوم بمساعدة أمي في إطعام الخنازير |
| Tanrım, seni tekrar görmek için taa Akşam yemeğine kadar beklemek zorundayım. | Open Subtitles | يا إلاهي، لا أستطيع أن أصدق بأنه علي أن أنتظر حتى العشاء لأراك مجدداً. |
| - Akşam yemeğine kadar masamızı tutarlar mı? | Open Subtitles | ـ هل سيمددون حجز طاولتنا حتى العشاء ؟ |
| Bilmiyorum, ama Akşam yemeğine kadar gitmeyecekti. | Open Subtitles | لا أعرف لكن لن تبقى حتى العشاء |
| Akşam yemeğine kadar yaşatacaklar mı, onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | الانتظار والتساؤل إن كنت سأعيش حتى العشاء! |
| Akşam yemeğine kadar burada olacaklar. | Open Subtitles | سيبقون هنا حتى العشاء |
| Özür dilerim. Akşam yemeğine kadar zaman geçiriyordum. | Open Subtitles | الوقت يمر حتى العشاء. |
| Sen Akşam yemeğine kadar burada otur ve sakin ol. | Open Subtitles | إجلس هنا قبل العشاء وخذ الأمور بسهولة |
| Hepsini Akşam yemeğine kadar ofisimde istiyorum. | Open Subtitles | أُريدهم جميعهم فى مكتبيّ قبل العشاء |
| Akşam yemeğine kadar dışarıda olur. | Open Subtitles | لن تعود قبل العشاء; |
| Odana git ve Akşam yemeğine kadar kusurlarını gözden geçir. | Open Subtitles | إذهب إلى غرفتك وفكر في عيوبك حتى وقت العشاء |
| Bence en fazla Akşam yemeğine kadar. | Open Subtitles | أظن أنها ستصمد حتى وقت العشاء على الأكثر. |
| Bazen Akşam yemeğine kadar. - Evet. | Open Subtitles | وتتأخر حتى وقت العشاء في بعض الأحيان - أجل - |
| - Akşam yemeğine kadar gitmiş olacak. | Open Subtitles | سترحل قبل وقت العشاء |