"akciğerlerinin" - Translation from Turkish to Arabic

    • رئتيه
        
    • الرئتينِ
        
    • رئتيك
        
    • رئتيها
        
    akciğerlerinin nerede bittiğini ve göğüs kafesinin nerede başladığını göremiyorum. Open Subtitles لا استطيع ان احدد نهاية رئتيه و بدايه القفص الصدرى
    Otopside akciğerlerinin tuzlu suyla dolduğu rapor edildi. Open Subtitles الطبيب الشرعي أثبت وجود ماء مالح في رئتيه عندما قتل.
    Niçin boğazı akciğerlerinin midesi olduğunu düşünüyor? Open Subtitles لماذا تخطئ حنجرة المريض بين رئتيه ومعدته؟
    Bunun akciğerlerinin büyüklüğüyle bir ilgisi yok. Open Subtitles حجم الرئتينِ إنه لا شيء متعلق بهذا
    "Bunun akciğerlerinin büyüklüğüyle bir ilgisi yok." Open Subtitles حجم الرئتينِ إنه لا شيء متعلق بهذا
    Texas'a ayağını basar basmaz, akciğerlerinin düzeleceğinden eminim. Open Subtitles انا واثق ان رئتيك ستتحسن بمجرد ان تضع اقدامك في
    Çünkü hem onun kasılmalarını engelleyemedin onun akciğerlerinin gelişmesi için bebeğe steroid vermemişsin, o yüzden sen de gidebilirsin. Open Subtitles هرمونات الطفلة تعطي ولم بل أيضاً تذهبي أن يمكنكِ لذا رئتيها, نمو تساعد
    Hayır. 145 saniye boyunca akciğerlerinin suyla dolmasını hissedecek kadar bilinci yerinde kalmış. Open Subtitles لبث واعيًا كفاية ليشعر بامتلاء رئتيه بالماء لـ 145 ثانية.
    akciğerlerinin üst kısmını da çekmişsin. Yaralar var. Open Subtitles أيضاً وصلتِ لأعلى رئتيه هناك ندبات
    akciğerlerinin hala hazır olmadığını biliyorsun. Open Subtitles أنت تعرفي أن رئتيه لا تزال غير جاهزة
    Sen Almanca biliyorsun, benim de Berlin'den bir hastam var, ona akciğerlerinin su topladığını söylemeni istiyorum. Open Subtitles ،أنت تتحدثين الألمانية (لدي مريض من (برلين وأريد ان أقول للسيد إن لديه سوائل في رئتيه
    Çılgınca bir şeye benziyor ama yüzücümüzün kalbinin ve akciğerlerinin durumunu açıklıyor. Open Subtitles أصوات مجنونة... لَكنَّهيُوضّحُ حجم الرئتينِ والقلبِ سبّاحِنا.
    Acı dolu ve korkunçtur, akciğerlerinin parçalanacağını düşünürsün, ama... zirveye ulaştığında, hiçbir şeyin önemi kalmaz. Open Subtitles رائع , أقصد , هو مؤلم و شاق و تظن أن رئتيك تتمزقان , لكن , عندما تصل إلى القمة لا يوجد شعور يضاهي ذلك
    akciğerlerinin kasları da sertleşmeye başladı. Open Subtitles الآن، حتّى رئتيها بدأتا تغدوان أصلب
    Betty'ye akciğerlerinin çöktüğünü ve hastaneden ayrılamayacağını söyledim. Open Subtitles لقد اخبرت " بيتي " بأن رئتيها اصبحت عديمة الفائدة ، ولن تغادر المستشفى هذه المّرة .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more