akrabaların ne zaman işlere karışacağını asla tahmin edemezsin. | Open Subtitles | لا تدرين أبداً, قد يحضر أقارب لكِ دون سابق انذار |
O kasabada akrabaların olduğunu nereden biliyorduk sence? | Open Subtitles | كيف تظننا عرفنا أنه لك أقارب في هذه القرية؟ |
- Hiç akrabaların ya da kardeşlerin var mı? | Open Subtitles | هل لديكم أقارب أو أخوة أو شيء من هذا القبيل؟ |
Sonra, böyle geçen yılların ardından... beni Alabama'daki... akrabaların yanına bırakıp temelli gitti. | Open Subtitles | و بعد عدة سنوات علي هذا الوضع تركتني مع بعض الأقارب في ألاباما |
Belki de doğal akrabaların onlardır ama pek sık görüşemiyorsunuzdur. | Open Subtitles | ربما هم أقربائك الحقيقيين و لكنكم لا تجتمعون كثيراً |
Baban,annen,kardeşlerin,akrabaların... | Open Subtitles | ابائك , أمهاتك, إخوانك ,أخواتك وكل أقاربك |
akrabaların ne bulduysa toplamış. Tamam, ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | أقربائكَ كانوا زُمرة من المُهرّجين، حسنٌ، مّا رأيكَ إذاً؟ |
akrabaların var. Adını söylersen evlerine alırlar. | Open Subtitles | لديك أقارب هُناك، أخبرهم اسمك وسوف يساعدوك. |
Hafta sonu akrabaların şehire mi geliyor? | Open Subtitles | ألديكِ أقارب في البلدة من أجل إجازة الأسبوع؟ |
Çok isterdim ama akrabaların yeni üyelere destek olamayacağı konusunda kurallar var. | Open Subtitles | أود ذلك، ولكنهم وضعوا قواعد عن أقارب على وشك راعية أعضاء جدد، لذلك |
Uzaklardan akrabaların olmasının yarattığı ihtişam çocuğunu kucaklıyor! | Open Subtitles | مجد وجود أقارب من مكان بعيد يحتضنون طفلك! |
akrabaların var. Onlardan borç al. | Open Subtitles | أنت في المستوى الأحمر ولديك أقارب |
- Maryland'de yalnız mı kalıyorsun, yoksa akrabaların var mı? | Open Subtitles | -هل أنتِ وحيده هنا أم لكِ أقارب بالجوار ؟ |
Ölü akrabaların ruhlarının daha önce tattıkları zevklere yeniden varmak için dünyaya döndüklerine inanılan üç günlük Latin tatili. | Open Subtitles | عيد لاتيني على مدى 3أيام حيث يعتقد ان ارواح الأقارب الميتيين تعود للأرض للاستمتاع بمتع الحياة التي عرفوها سابقا |
Paketi açtığımda ağlamaya başladım, ve annem geldi ve dedi ki, 'Hiç tanımadığın akrabaların için mi ağlıyorsun?' Ve ben de dedim ki, 'Benim sahip olduğum hastalığın aynısına sahipti.' Şimdi bunu sana yazarken ağlıyorum. | TED | بينما أنا أفتحها، بدأت بالبكاء، و جاءت أمي و قالت، 'هل أنت تبكي على الأقارب الذين لم تعرفهم قط؟' فقلت: 'لقد عانت من نفس المرض الذي أعاني منه.' إنني أبكي الآن بينما أكتب هذه الرسالة. |
Bahse varım komşularla akrabaların arasında sıkılmıştır. | Open Subtitles | أراهن أنه يفخر بنفسه أمام الجيران و الأقارب |
- Senin de mi akrabaların? | Open Subtitles | ـ اذاً , أنهم أقربائك ايضاً؟ ـ بالتحديد , كلا |
Fransız akrabaların tuvalette banyo yapıyor. | Open Subtitles | أقربائك الفرنسيون يستحمون في المرحاض |
Ve şöyle bir geri çekilip gerçekte ne olup bittiğine baktığında görüyorsun ki akrabaların, akrabalarım ölmeye devam ediyor, kanser buluşu yine kansere sebep olan yeni bir ilaca dönüşüyor çünkü bu kemoların bir çoğu, kendileri kansorejen ve bütün olay şu ki; | Open Subtitles | عندما تستعيد رجاحة عقلك و ترى مالذي يجري في حقيقة اﻷمر، أقربائك يستمرون بالموت، أقربائي يستمرون بالموت، و يتّضح بأن العلاج الثوري للسرطان ليس سوى دواء آخر يسبب السرطان |
Sıkıcı oluyorlar, bilirsin. Kiliseye gitmek zorundasın, tüm akrabaların oradadır. İçine dans eklenmiş cenaze gibi. | Open Subtitles | عليكِ الذهاب الي الكنيسة،كل أقاربك يكونون هناك أنه مثل كل شئ سئ حول الجنازة بالاضافة الي الرقض |
akrabaların ne kadar kalacak, hayatım? | Open Subtitles | مُنْذُ مَتَى أقربائكَ يَبْقونَ، عزيز؟ |
Kardeşlerin, yakın akrabaların haricinde başkalarının erkekleriyle konuşmak, sohbet etmek yok. | Open Subtitles | لا يجب عليكِ التحدث مع . . الرجال الآخرين غير اخوتكِ و ممنوع على الأقرباء ، عليكِ أن تفعلين . |
Bütün akrabaların Kral için savaşmıştı resmen onların mezarlarına tükürdün. | Open Subtitles | وعشيرتك التي حاربت من أجل الملك ستبصق على قبورهم |