| Görgü tanıkları ve kanıtlar aksini söylüyor. | Open Subtitles | لدي شهادة شهود و كومة من الأدلة تقول عكس ذلك. |
| Sensörlerimiz aksini söylüyor efendim. | Open Subtitles | بعض من أجهزتنا الإستشعارية تقول عكس ذلك ، سيدى |
| Evet tabii, elleriniz aksini söylüyor. | Open Subtitles | أجل , حسناً , يديكَ تقول عكس ذلك. |
| Resmi kayıt, tarih artık aksini söylüyor. | Open Subtitles | التقرير الرسمي والتاريخ يقول عكس ذلك الآن |
| Sikin aksini söylüyor. | Open Subtitles | قضيبك يقول عكس ذلك |
| Arabanın önündeki boya sıyrığı aksini söylüyor. | Open Subtitles | تحول الطلاء على مقدمة سيارتك يقول غير ذلك |
| Kabullenmesi acı veriyor belki. Ama korkarım deliller bize aksini söylüyor. | Open Subtitles | قد يكون ذلك مؤلماً أخشى أن الأدلة حالياً تقول خلاف ذلك |
| - Hava trafiği aksini söylüyor. | Open Subtitles | الحركة الجوية تقول غير ذلك. |
| Tatlım saç diplerin aksini söylüyor. | Open Subtitles | تلك الجذور تقول عكس ذلك يا عزيزتي |
| - Elimdeki kanıtlar aksini söylüyor. | Open Subtitles | لدي العديد من الأدلة التي تقول عكس ذلك |
| Kanıtlar aksini söylüyor. | Open Subtitles | الأدلة تقول عكس ذلك |
| Havaalanı limuzin aksini söylüyor . | Open Subtitles | سيارة الليموزين تقول عكس ذلك |
| - Gözyaşların aksini söylüyor. | Open Subtitles | دموعكِ تقول عكس ذلك |
| Bacağın aksini söylüyor. | Open Subtitles | -قدمكَ تقول عكس ذلك |
| - Araştırmalar aksini söylüyor. | Open Subtitles | - الاحصاءات تقول عكس ذلك |
| Kanıtlar aksini söylüyor. | Open Subtitles | الدليل يقول عكس ذلك. |
| Onların da mutfakta dövme yapmamaları gerekiyor ama popomdaki kel kartal bunun tam aksini söylüyor. | Open Subtitles | ولا يفترض بهم نقش الوشوم في المطبخ، لكنّ لدي نسر أصلع على مؤخرتي يقول غير ذلك. |
| Göğüslerin aksini söylüyor ama. | Open Subtitles | صدرك المنتفخ يقول غير ذلك |
| Silahının hâlâ havada olması aksini söylüyor. | Open Subtitles | حقيقة أنّ سلاحك لا يزال مرفوعًا تقول خلاف ذلك |
| - Kanıt aksini söylüyor. | Open Subtitles | الأدلَّة تقول غير ذلك. مزيفة. |