"alışkın değilim" - Translation from Turkish to Arabic

    • لست معتاداً على
        
    • لست معتادة على
        
    • لم أتعود
        
    • لم أعتاد على
        
    • لم اتعود
        
    • لم اعتد
        
    • فقط لست معتادة
        
    • لستُ معتادة على
        
    • لستُ معتادًا
        
    • انا لست متعودة
        
    • لَسْتُ مُتعود عَلى
        
    • لست متعود على
        
    • لست متعودة على
        
    • لست معتاد على
        
    • لست معتادًا على
        
    Her ne kadar eskiden köleysem de... acıya alışkın değilim. Open Subtitles بالرغم من أننى كنت عبداً فإننى لست معتاداً على الألم
    Sadece, bir kıza bu kadar yakın haldeyken çalışmaya alışkın değilim. Open Subtitles جدا اسف انا فقط لست معتاداً على العمل مع فتاة بهذا القرب
    Buna alışkın değilim. Buna hazır değilim. Open Subtitles و أنا لست معتادة على ذلك ولست جاهزة لذلك
    - Ne? Sadece bir adamın dili boğazındayken iş yürütmene alışkın değilim. Open Subtitles لم أتعود على رؤيتكِ تبادلين القبل مع رجل يحاول عقد صفقة معكِ
    Onunki gibi güçleri olan birinin korkmasına alışkın değilim. Open Subtitles لم أعتاد على شخص مثله لديه قوة كهذه ويشعر بالخوف،
    Bu güzel kokuyu tanıyorum ama onu başka bir kadın üzerinde koklamaya alışkın değilim. Open Subtitles كنت اعرف هذا العطر جيداً لم اتعود على شم رائحته على امرأه اخرى
    - Ben kendim hakkında hoş şeyleri duymaya alışkın değilim. Open Subtitles لم اعتد سماع اشياء جميلة عن نفسي
    Bilmiyorum, alışkın değilim sadece sanırım. Open Subtitles . لا أعلم ، أنا فقط لست معتادة على هذا ، أعتقد
    Gece yarısında birden ofise çağırılmaya pek alışkın değilim. Open Subtitles لستُ معتادة على أن أُدعى إلى المكتب في منتصف الليل
    Böyle bir lükse alışkın değilim. Open Subtitles لستُ معتادًا على هذا الترف
    Üzgünüm ölüm denen kavrama senin kadar alışkın değilim. Open Subtitles انا اسف انا لست متعودة على الموت مثلك
    Sadece siz dağcılar gibi yüksekliğe alışkın değilim. Open Subtitles أنا فقط لست معتاداً على الإرتفاع مثلكم يا رجال الجبل
    Öyle olsun, zaten bana tavsiye vermene alışkın değilim. Open Subtitles هذا صحيح, لأنني لست معتاداً على أن تعطيني نصائح على أي حال
    Kahretsin, evet. alışkın değilim. Open Subtitles نعم , أنا لست معتاداً على هذا , أليس كذلك ؟
    Kız arkadaş muamelesine alışkın değilim, arada bir olabilir-- Open Subtitles و انا لست معتادة على ان أكون الحبيبة معك, و الذي لا بأس به بين فترة و أخرى.
    Tuvalet dışında bu kadar büyük ceset görmeye alışkın değilim sadece. Open Subtitles لست معتادة على رؤية جثث بتلك الكبر وليست في المرحاض
    Sadece bu şekilde reddedilmeye alışkın değilim. Open Subtitles لم أتعود ان عامل هكذا هذا كل الموضوع
    Dün akşam seni orada görmek bu tip hislere alışkın değilim. Open Subtitles أتعلمين، رؤيتك ليلة أمس لم أعتاد على الشعور هكذا
    Ben böyle konuşulmaya alışkın değilim. Open Subtitles لم اتعود على مثل هذا النوع من المخاطبات مثل هذه
    Bir kez tren istasyonunda karşılaştığım bir adamın benimle böyle konuşmasına alışkın değilim. Open Subtitles لم اعتد التحدث مع شخصا" سبق وان قابلته مرة في محطة القطار لم اعتد التحدث مع شخصا" سبق وان قابلته مرة في محطة القطار
    Aynaya baktığımda kendimi bok çuvalı gibi görmeye alışkın değilim. Open Subtitles انا فقط لست معتادة للنظر في المرأة وارى نفسي في قمة القبح
    Bu ayakkabıları giymeye pek alışkın değilim de. Open Subtitles لستُ معتادة على ارتداء هذه الأحذية
    İnsanları korkutup kaçırmaya alışkın değilim. Open Subtitles لستُ معتادًا على تخويف الناس.
    Üzgünüm ölüm denen kavrama senin kadar alışkın değilim. Open Subtitles انا اسف انا لست متعودة على الموت مثلك
    Yatağımda başkasına alışkın değilim. Open Subtitles لَسْتُ مُتعود عَلى شخص ما في سريرِي.
    Romantik sözlerle kendimi ifade etmeye alışkın değilim. Open Subtitles أنا لست متعود على التعبير عن نفسي من الناحية الرومانسية.
    Sadece bana dokunulmasına alışkın değilim. Üzgünüm. Open Subtitles انه فقط، أنا لست متعودة على أن يلمسني أحد، أنا آسفة
    Buna alışkın değilim. Elis'in dediği gibi bir münzevi de değilim aslında. Open Subtitles أنني لست معتاد على ذلك وأنا لست راهباً، كما قال إليس
    Ben bu çeşit yiyeceklere pek alışkın değilim. Open Subtitles المعذرة، كل ما في الأمر أني لست معتادًا على هذا النوع من الوجبات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more