| alıcıyı bulurum, sonra işimi elimden alanı bulmaya çalışırım. | Open Subtitles | لقد وجدت المشتري وسأذهب لأبحث مرة أخرى لأنهي هذا الأمر |
| alıcıyı bulurum, sonra işimi elimden alanı bulmaya çalışırım. | Open Subtitles | لقد وجدت المشتري وسأذهب لأبحث مرة أخرى لأنهي هذا الأمر |
| Cuma günü satacakları şeyleri öğrenmek için oldukça yüklü bir miktar ödedim, ...ama kimse alıcıyı tanımıyor ya da yerini bilmiyor. | Open Subtitles | و الآن لقد قمت بدفع مبلغ كبير لأعرف أنهم سيبيعون تلك الأشياء يوم الجمعة و لكن لا أحد يعرف المشتري و لا المكان |
| Öyleyse neden hala buradayız? Bu durumda bilgisayar, hastaneye daha yakın olan alıcıyı seçiyor. | Open Subtitles | في هذه الحالة، الحاسوب يختار المستلم الأقرب للمستشفى |
| alıcıyı tutuklayıp, patronumu arayacağım, gelip bizi alacak. | Open Subtitles | سأعتقل الشاري, ثم نتصل برئيسي و سوف يأخذنا |
| Annem yanında bir konum belirleyici götürmüştü ve az önce alıcıyı açtım. | Open Subtitles | أمي أخذت محدد الأماكن معهاإلىالجبل, لقد قمت بتشغيل جهاز الإستقبال. |
| Biyometrik alıcıyı kontrol etmek zorunda kaldı, sinirsel geri besleme döngüsünün frekanslarını onaylamak için. | Open Subtitles | إنه يتحقق من جهاز الاستقبال الحيوي أراد التأكد ثانية من تردّدات حلقة التغذية العصبية |
| Aradığımız alıcıyı bulabildin mi? | Open Subtitles | هل وجدت مشترياً للأرض ؟ |
| Doğru alıcıyı bulursan, milyonlar kazandırabilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يساوي الملايين إذا وجِد المشتري المناسب. |
| Yash'ın alıcıyı devreden çıkartınca işe yarar bir plan yapacak kadar zamanımız olacak sanıyordum. | Open Subtitles | توقعت أننا بإطاحة المشتري نجد الوقت للخطة التي عملنا عليها |
| alıcıyı öldürdüğüne göre elimizdeki en iyi şans bu. | Open Subtitles | انزع الكبسولة ، انها على الارجح الرهان الافضل لدينا بما انك قتلت المشتري |
| Doğru zamanda doğru alıcıyı bulursan ve o da süngülerden anlamıyorsa... muhtemelen 500 dolara satarsın. | Open Subtitles | حسناً، إذا وجدت المشتري الصحيح في اليوم المُناسب. وكان لا يعرف شيئاً عن الخناجر. فقد تستطيع بيعهم مقابل خمسمائة دولار. |
| Doğru alıcıyı bulduğu halde yüklü miktarda paranın üstüne konabilir. | Open Subtitles | سيحصل على أموال طائلة لو وجد المشتري المناسب |
| alıcıyı unutsan da... onun yerine benimle geçirsen bu geceyi? | Open Subtitles | ماذا لو قُمتى بنسيان المشتري الخاص بك وقضاء الليلة معي بدلًا من ذلك؟ |
| - alıcıyı uyarır hemen. Biraz daha takip edelim diyorum. | Open Subtitles | أنه سوف ينبه المشتري . أقترح ان نتبعه قليلاً |
| Eğer alıcıyı bilseydim, meseleyi ben kendim dile getiririm. Bir sonraki en iyi şeyi yapacağım. | Open Subtitles | إذا كنت أعرف من هو المشتري فيجب أن أدافع عن القضية بنفسي |
| alıcıyı izle. Eninde sonunda onu yakalarsın. | Open Subtitles | تعقب المشتري ربما ستجده في النهاية |
| Larry aradı, Jackson Pollock için bir başka alıcıyı yedekte bekletiyormuş. | Open Subtitles | لاري دَعا، هو يُحْصَلُ على آخرِ المشتري لجاكسن Pollock |
| Nakledilen kanın yeni bedendeki kanı pıhtılaştırdığı ve alıcıyı anında öldürdüğü prensibi sebebiyle. | Open Subtitles | المبدأ هو كون الدم المنقول يبدأ بالتخثر داخل الجسد الجديد مما يتسبب بقتل المستلم على الفور |
| alıcıyı sorgulamak için buraya getirmen gerek. | Open Subtitles | أنت في حاجة لإحضار المستلم للاستجواب |
| Eğer kaçakçıyı bulabilirsek, alıcıyı da bulabiliriz. | Open Subtitles | إذا استطعنا العثور على المهرب فسنستطيع العثور على الشاري |
| Trem ... alıcıyı yok ettiler. | Open Subtitles | (تريم)، إنهم أطلقوا النار على جهاز الإستقبال. |
| Rahibe, bu alıcıyı ödünç almak zorundayız. | Open Subtitles | ايها القس نرغب في استعارة جهاز الاستقبال |
| Galiba alıcıyı buldum. | Open Subtitles | اعتقد أنني وجدت مشترياً |
| Ona teşekkür etmelisin. Üç tane kesin alıcıyı kaçırdı. | Open Subtitles | يجب عليكِ شكره لقد قام بمنع ثلاثة مشترين محتمل بأن يشتروا المنزل |