Yanlış, esir alınmış ve şimdi o bir tutuklu. Ne? | Open Subtitles | ــ خطأ، تمّ احتجازها كرهينة وهي الآن أسيرة ــ ماذا؟ |
Kayıtlara göre altı ay önce bir yatırımcı tarafından satın alınmış. | Open Subtitles | وفقاً للسجلّات، فقد تمّ شراؤها من أجل التطوير منذ 6 أشهر. |
Muhtemelen hâlâ boğazında nefes alması için bir tüp var, ve midesinin yarısıyla, yemek borusunun bir bölümü alınmış, yani büyük bir yara vardır. | Open Subtitles | من المحتمل أن يوجد أنبوب , في حلقه ليتنفس منه , نصف معدته أزيلت و جزء من المرئ لذا ستوجد هناك ندبة كبيرة |
Baroya girerken yemin edilirken alınmış. | Open Subtitles | كما أُخذت عندما حلف القسم أمام حاجز المحكمة |
Elimizde alanın kimliği yok. Tümü oradan alınmış, biri dışında. | Open Subtitles | لم نعرف هوية المشتري جميعها تم شراؤها من هناك عدا |
Bu son birkaç çalışmaya göre alınmış sıkı bir karar. | Open Subtitles | ذلك قرار صارم مأخوذ من أخر تدريبات الأخيره |
Colin Cavendish'in satın aldığı her şey eleman indirimiyle alınmış. | Open Subtitles | تبين أن كل ماأشتراه كولن كافنديش تم شراؤه بخصم الموظف |
Hepsi Paris'ten alınmış. Parmak izin her yerde. | Open Subtitles | كل ثيابِك تم شرائها من محلات في باريس بصماتِك في كل مكان |
Üç müfettişten ikisi zehirlendi. Bütün birim hedef alınmış. - İşyerinde çok düşmanları olmalı. | Open Subtitles | إثنان من أصل ثلاثة مفتشين تمّ تسميمهم، أحدهم يستهدف الوكالة |
Şimdilik tek bildiğimiz, cesetlerin bazı parçalarının alınmış olduğu. | Open Subtitles | بقدر ما نعرف، الشيئ الوحيد الدي يجمع بين هؤلاء الأشخاص هو كيف تمّ تقطيعهم |
Bir depoda saklanan uyuşturucu satılarak alınmış bir miktar para vardı. | Open Subtitles | كان هناك مال المخدّرات تمّ تخبئته في مخزن |
Ama gördüğünüz gibi Bio-Tonic'in kayıtlarına göre zehir sipariş edilmiş ve alınmış. | Open Subtitles | لكن كما ترى، تعقب "بيو-تونيك" يظهر أنّ السم قد تمّ طلبه وتسليمه. |
Bu kafataslarındaki, tüm köpek dişleri alınmış. Sadece köpek dişleri. | Open Subtitles | كلّ الأنياب قد أزيلت من هذه الجماجم الأنياب فحسب |
Üst diş etine cerrahi kesik atılmış merkezi iç salgıbezi alınmış. | Open Subtitles | شق جراحي على طول لثتها العلوية. أزيلت الغدة النخاعية الوسطى. |
X-Ray yok hava konteynırlarının araması yok. Boş olarak depoya doğrudan alınmış. | Open Subtitles | لا أشعة سينية، ولا تفتيش للحاويات وأُفرغت ثم أُخذت للمستودع |
Yasal yollarla alınmış bir tabancayla. Konuyu silahlara getirmeyelim şimdi. | Open Subtitles | تم شراؤها بطريقة قانونية، دعونا لا نلقي اللوم على البندقية |
Bir tüfek, bir tabanca, ölü kamyon şoföründen alınmış bir çift ayakkabı. | Open Subtitles | بندقية ، مسدس . ربما حذاء مأخوذ من سائق شاحنة ميت |
Şu halde ahşap boru Paris'te bir dükkandan alınmış olabilir. | Open Subtitles | و بالتالي فإن الإنبوب تم شراؤه من محل في باريس على الأرجح |
Üzerindeki tarihe bakarsak, ölmeden hemen önce alınmış olmalı. | Open Subtitles | إستنادا إلى التاريخ، فقد تم شرائها بعد وقت وفاته. |
Son iki haftadır, dolabında ikidir kalbi alınmış bir kadın buluyoruz. | Open Subtitles | أنها المرة الثانية بأسبوعين نجد امرأة منزوعة القلب بالحآنـة |
Sanırım söylemeye çalıştığı, boynuzu alınmış. | Open Subtitles | أعتقد أنه يحاول قول أن رأس الهور أُخذ منه |
Bu alınmış canı yeniden almayı gözleyenleri utandır ve şaşırt. | Open Subtitles | لتجعل من يريد أن يأخذ حيواتنا وهذه الحياة قد أُخِذت أن تجلب لهم العار والحيرة |
Eyaletin 81'deki programında parmak izi alınmış. | Open Subtitles | تم أخذ بصماته كجزء من برنامج الولاية للمعونة في عام 1981 |
Güç kullanılarak senden alınmış olanları sana geri veriyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعيد لك ما تم أخذه منك بالقوة |
Bunlar sosyal güvenlik numaralarından alınmış kayıtlar. | Open Subtitles | هذه المعلومات تم أخذها من تسجيلات الضمان الإجتماعي. |
alınmış mıyım? | Open Subtitles | هل حصلتُ عليها ؟ |
On altı ay önce üçüncü kez alkollü araba kullandığı için ehliyeti alınmış. | Open Subtitles | تم سحب رخصتها منذ 16 شهر بعد القيادة تحت تأثير الكحول للمرة الثالثة. |