"alıyorsunuz" - Translation from Turkish to Arabic

    • تأخذون
        
    • تأخذين
        
    • تشترون
        
    • تحصلين
        
    • تحصل على
        
    • ستأخذين
        
    • تتقاضى
        
    • تحصلون على
        
    • تأخذان
        
    • ستأخذون
        
    • أنت تأخذ
        
    • التى ستتحملين
        
    • وتأسرني
        
    Askeriyeden para mı alıyorsunuz? Open Subtitles أنتم تأخذون النقود من شؤون المحاربين القدامى؟
    Vay be, ilk günden evrak işlerini epey ciddiye alıyorsunuz gibi görünüyor. Open Subtitles واو , انتم ياشباب تأخذون العمل بجدية هنا آسفون لفعل هذا
    İşinizi çok ciddiye alıyorsunuz, öyle değil mi? Open Subtitles أنتِ تأخذين عملكِ على محمل الجد، أليس كذلك؟
    O Viking Range marka ocağı alıyorsunuz ve işte sonuç, mutfağınız böyle gözüküyor. TED تعلمون، أنتم تشترون تلك المجموعة الاسكندنافية، هذا ما سيبدو عليه مطبخكم
    Siz de, hor gördüğünüz ve savaştığınız bizim gibi insanlarla birlikte aynı gıda fişlerini alıyorsunuz. Open Subtitles تحصلين على نفس الطعام والطوابع كنحن, الشعب إنه أنتِ من تحتقري الكفاح
    Düşündüğünüzden çok daha az bilgi alıyorsunuz. TED أنت تحصل على معلومات أقل بكثير مما تعتقد
    Büyümüş olanları alıyorsunuz çünkü vicdanınız var. Open Subtitles الجراء الجديدة من متجر بيع الجراء ستأخذين الكبار منها لأن لدّيكِ ضمير
    Bir oyun için kaç para alıyorsunuz? Open Subtitles إن كنتُ حتى قادراً على توفير قيمة ذلك, كم تتقاضى مقابل المباراة؟
    Siz Pers erkekleri, bir Yunanlı kadından emir alıyorsunuz. Open Subtitles أنت أيها الفرس تأخذون أوامركم من امراة يونانية.
    Ne yaptığınızı biliyorum. Numune alıyorsunuz. Ben de işin içinde olmak istiyorum. Open Subtitles أعرف ما هذا، أنتم تأخذون عيّنات صخريّة أريد أن أكون جزءًا من هذا
    Örneğin, bir bloğu alıyorsunuz ve bir yığına ekliyorsunuz ve bu blok yığınları oyununuzdaki veya hikayenizdeki farklı karakterlerin hareketlerini kontrol ediyor, bu örnekte büyük balığı kontrol ettiği gibi. TED في هذه الحالة، تأخذون الوحدة المتحركة، وتضعونها داخل الرزمة، بحيث تتحكم رزم الوحدات بتصرفات مختلف شخصياتك في اللعبة أو قصتك، وفي هذا المشهد التحكم بالسمكة الكبيرة.
    Yani bunun gibi birşeyi alıyorsunuz, yakıyorsunuz, basınç altında bırakıyorsunuz, ve belki bunu elde ediyorsunuz. Gerçi yine altını çiziyorum. TED إذاً تأخذون شيئا كهذا، تقومون بحرقها، تضعونها تحت الضغط، ومن المحتمل أنكم، تحصلون على هذا. ومع أنه، مجددا، أشدد: لا نعرف.
    - İnsanları konukçu olarak alıyorsunuz. - Goa'uld konukçu alır. Tok'ra almaz. Open Subtitles أنتم تأخذون البشر كمضيف لكم الجواؤلد يأخذون مضيف لهم ، و لكن ليس التوك-رع
    - Bize bazı tüyolar verdi. - Peki ama ondan neden tüyo alıyorsunuz ki? Open Subtitles لقد أعطتنا بعض النصائح المثيرة لماذا لا تأخذين منها بعض النصائح ؟
    Bir gazeteci size CIA komplo teorisiyle geliyor ve siz de kimseye söylemeden dosyasını alıyorsunuz. Open Subtitles يأتي صحافيٌّ إليكِ بمؤامرة استخباراتيّة . و تأخذين القضيّة من دون إعلام أحد
    Peki o zaman Grizzly Paw dondurmalı sandviçlerini nereden alıyorsunuz? Open Subtitles حسناً ،من أين تشترون سندويتشات الآيس كريم
    Başlangıçta 3,000 dolar kredi limiti veriyoruz ve 10,000 sık uçan yolcu puanı alıyorsunuz. Open Subtitles لأول ستة أشهر ، تحصلين على بطاقة محدودة بـ 3 آلاف في البداية وتحصلين أيضاً على 10 آلاف ميل من نظام السفر الدائم
    Eğer amacınız insanları etkilemekse veya sonundaki büyük alkışları almaksa siz alıyorsunuz, vermiyorsunuz TED وإن كانت نواياك هي إبهار الناس أو أن تحصل على تصفيق كبير عند النهاية، فإنك تأخذ و لا تعطي.
    Önemli değil. Zaten tek kişilik koltuk alıyorsunuz. Open Subtitles لايهم الأمر، لا،ك ستأخذين مقعد واحد
    Burnumu sokmamda sakınca yoksa çabalarınız için ne kadar alıyorsunuz? Open Subtitles أن سمحت لي بالتدخل بشؤن الآخرين كم تتقاضى على أتعابك؟ أن سمحت لي بالتدخل بشؤن الآخرين كم تتقاضى على أتعابك؟ ـ اي جهود؟
    Neredeyse her zaman aynı sonucu alıyorsunuz. TED في الحالات كلّها تقريبًا، تحصلون على النتيجة نفسها.
    Neden ilk vardiyayı alıyorsunuz? Open Subtitles ‫لم لا تأخذان المناوبة الأولى؟
    Dediğim gibi, büyük karışıklık ama, kızlar siz, yatak odasını alıyorsunuz, değil mi? Open Subtitles كما اقول , هذه فوضى كبيره ولكن ولكن يافتيات ستأخذون غرف النوم , حسنا ؟
    Ve herşeyi gayet iyi ayarlamıştık, ve siz şimdi arabayı alıyorsunuz. Open Subtitles و رتبنا كل شيء لهذا بشكل رائع والآن أنت تأخذ السيارة
    Halbuki bütün riski siz alıyorsunuz. Open Subtitles أنتِ التى ستتحملين المخاطرة كلها
    Karargahıma giriyorsunuz, beni rehin alıyorsunuz. Open Subtitles تقتحم مسكني , وتأسرني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more