Koloniyi öldürmüyoruz, sadece yüzeyinden merkeze girip ufak bir örnek alıyoruz. | TED | نحن لسنا مستعمرة قتل: نحن نأخذ عينة اساسية صغيرة من الأعلى. |
Şimdi, biri bana açıklayabilir mi, neden basit bir periden emir alıyoruz ki? | Open Subtitles | في حين أنكم ذكرتم هذا، لماذا نأخذ أوامرنا من جنية على أي حال؟ |
Yemek için kısa bir mola alıyoruz ve saat tam 18:00'de şahitlerle başlıyoruz. | Open Subtitles | 1700 سنأخذ استراحة قصيرة لتناول العشاء ، ونبدأ المرافعة في تمام الساعة : |
- Bu pulları alıyoruz. - Kaç para? | Open Subtitles | حسناً , سنأخذ هذه الكتب العشرة كم ثمنها ؟ |
İşimizin yayımından bugüne, internetin her bir köşesinden çeşitli yorumlar alıyoruz. | TED | منذ نشر بحثنا، نحن نتلقى العديد من التعليقات من حول الإنترنت. |
Sonra makineler harekete geçiyor, ışıklar yanıyor ve sonucu alıyoruz. | Open Subtitles | و تدور الماكينات و تتوهج الأضواء و نحصل على الإجابه |
Biz aslında işleri yavaştan alıyoruz, hiçbir şeyi aceleye getirmek istemiyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نأخذ الامور برويه ولا اريد الاستعجال في اي شئ |
Her bir beyinden binin üzerinde numune alıyoruz. | TED | إننا نأخذ مايفوق الألف عينة من كل دماغ. |
Eğik 12 boyutlu uzayı alıyoruz ve | TED | نأخذ هذا الفضاء المنحني المحتوي على 12 بُعد |
Adınızı alıp sizin ve barakanızın fotoğrafını çekiyoruz ve GPS koordinatlarını alıyoruz. | TED | نأخذ اسمك، ونأخذ صورة لك وصورة لكوخك فنحصل على إحداثيات نظام تحديد المواقع. |
Bu yüzden birer puronuzu alıyoruz ve onları nasıl yaktığımızı izlemenizi istiyoruz. | Open Subtitles | لذا سنأخذ أحد سجائرك لكل واحد ، وأنت ستراقبنا إشعال |
Biz Hiko'yu alıyoruz, revire götüreceğiz. Şu bacağını saralım. | Open Subtitles | السفينة مستشفى إلى هيكو سنأخذ ســاقه لمعالجــه |
Dinle sapık herif, işkence yaptıklarını alıyoruz. | Open Subtitles | اسمع أيها الوغد المريض، سنأخذ ضحايا تعذيبك معنا |
buna benzer cisimlerin dünyanın her yanına indiğine dair raporlar alıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتلقى تقارير أن الأجسام مماثلة هبطت ديك كل أنحاء العالم. |
Tollan uzun menzilli iletişim aracından direkt olarak aktarım alıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتلقى اتصال مباشر من أداة تولان للإتصال بعيد المدى |
Sağlıkla, ilaçlarla ilgili bilgileri aynen bu şekilde alıyoruz, ve gerçekten de iyi görünüyor. | TED | وهي الطريقة التي نحصل عليها من خلالها عن المعلومات فيما يخص الادوية وهي تبدو طريقة رائعة |
Kapının kapandığı, andan alıyoruz. | Open Subtitles | سنأخذها منه فقط بعد أن يقفل عليها بالداخل |
Sadece ürünlerini soğutmalı kamyonla getiren çiftçilerin ürünlerini satın alıyoruz. | Open Subtitles | نشتري فقط من المزارعين الذين يحملون منتجاتهم في شاحنات مبردة |
Çok sıklıkla, gazetecilerden bilgi alıyoruz ancak o bilginin nasıl verildiğini unutuyoruz. | TED | و غالباً، نستقبل المعلومات من الصحفيين و لكننا ننسى كيف وصلت المعلومات. |
Merhaba. Biz yandaki evi alıyoruz. Acaba etrafa bir bakabilir miyiz? | Open Subtitles | مرحباً ، سنشتري البيت المقابل أيمكننا إلقاء نظرة؟ |
ama biz sizin en kısa pozlama sürenizden milyar kat daha hızlı çekiyoruz. Bu demektir ki çok çok az miktarda ışık alıyoruz. | TED | لكننا سنذهب بشكل أسرع بمليار مرة من أقصر تعرض للضوء وبالتالي فبالكاد سنحصل على أي ضوء. |
Karartılan böldege geniş çaplı yağmalar olduğuna dair, LAPD'den ön raporlar alıyoruz. | Open Subtitles | تلقينا تقارير مبدئية من الشرطة تشير إلى انتشار أعمال النهب في المنطقة المنقطع عنها الكهرباء |
- Onu hemen ameliyata alıyoruz. Akciğeri delinmiş, iç kanaması var. | Open Subtitles | سنأخذه إلى الجراحة الآن، لقد عانى من رئة مثقوبة ونزيف داخليّ |
Her zaman belirsizlikler karşısında kararlar alıyoruz. Kelimenin tam anlamıyla her zaman. | TED | نحن نتخذ القرارات في مواجهة الشك طوال الوقت، حرفياً في كل الوقت. |
Bulgularına göre kameranın arkasındayken fotoğraf çektiğimiz sırada deneyimimizden daha az değil fazla keyif alıyoruz. | TED | وجدوا أنه عندما نكون خلف الكاميرا، عندما نكون مَنْ نلتقط الصورة، نستمتع بالتجارب أكثر وليس أقل. |
Sanırım bunun anlamı senle ben içeriyi alıyoruz. | Open Subtitles | أعتقد بأن ذلك يعني أنك وأنا سنتولى الداخل. |
Ama, biz standart olanlarını alıyoruz çünkü 19 dolarımız var. | Open Subtitles | لكننا أخذنا كاميرات على مستوى مقبول تُقدر قيمتها ب19 دولار |