Ve sözleşmeye göre 48 saat içinde ödemezsen, evi de alacaklar. | Open Subtitles | واذا لم تدفع لهم في خلال 48 ساعة سيأخذون المنزل ايضا |
Korkuyorum. Sanki şarkıları bittikten sonra bizi rehin alacaklar. | Open Subtitles | أنا خائف، أنهم بعد أن يغنون سيأخذون رهائن |
ve dedim ki " Bunu ölçeceğim. Büyük ihtimalle sıfır alacaklar. | TED | فقلت انني سأقيس مستواهم. و سيحصلون على صفر. |
Federaller davayı üstlendi ve yardım için merkezden birilerini alacaklar. | Open Subtitles | الفيدراليين سوف يأخذون القضيه وسوف يأخذون أحداً من الداخل للمساعده |
Onlar çocuk olsalar bile hak ettigi cezayi alacaklar, degil mi? | Open Subtitles | سوف يحصلون على العقاب الذي يستحقونه حتى لو كانوا قاصرين, صحيح؟ |
Parayı zamanında ödemezse malını mülkünü elinden alacaklar. | Open Subtitles | إن لم يدفع في الوقت المحدد سيأخذون أملاكه |
Önsuç ulusal olduğu anda elimizden alacaklar. | Open Subtitles | أنت تفهم، يا جون، عندما قبل وقوع الجريمة يصبح قوميا ,انهم سيأخذون كل هذا منا |
Sadece seninkinin yarısını alacaklar. İki ay içinde eski şeklini alacak. | Open Subtitles | أعني أنهم سيأخذون نصفه منك وسيعود لحجمه الطبيعي خلال شهرين |
Hediye çekindeki tüm parayla muhtaç çocuklara kıyafet alacaklar. | Open Subtitles | هم سيأخذون كل مال بطاقة الهدية لشراء الملابسِ للأطفالِ المحتاجين |
Uğrunda bu kadar uğraştığım o tüpü alacaklar aylarca öylece ellerinde tutacaklar. | Open Subtitles | سيأخذون هذه العبوة التي أرقت دماءا من أجلها و يبقونها عندهم لستة أشهر |
Sadece ilerdeki merkeze kadar gideceğiz. Orada ifadeni alacaklar. | Open Subtitles | نحن ذاهبون إلى مركز الشرطه سيأخذون شهادتكِ |
Ben hiç kimsenin bunu kasıtlı olarak yaptığını düşünmüyorum, fakat bazı insanlar var, tam olarak diyolar, "Pekii , ne kadar alacaklar?" | TED | لا أظن أن أحداً يقوم بذلك بطريقة مقصودة، لكن هناك أشخاص وبشكل حرفي، يتحدثون عن حسناً، كم المبلغ الذي سيحصلون عليه؟ |
Topraklarını alacaklar ama kanun çerçevesinde. Nazik bir konu. İncelenmesi lazım. | Open Subtitles | سيحصلون على أرضهم و لكن بالقانون إنه أمر حساس و يجب أن ندرسه |
Şurada gönüllülerimiz var, onlar paranızı alacaklar ve iki gün boyunca tüm hisseler satılana kadar burada olacaklar! | Open Subtitles | وصلنا المتطوعين هنا. أنهم سوف يأخذون أموالكم. هم سيعملون على مدار الساعة لمدة يومين |
Dolayısıyla insanları kırsal fakirlikten çıkarıp sanayileşme ve zenginlik yoluna sevk edecek olan tekstil işlerini alacaklar. | TED | سوف يحصلون على وظائف القماش فذلك سوف يأخذهم من براثن الفقر ويضعهم على طريق الثروة والصناعة |
Çocuğunu alacaklar ve onu bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | سيقوموا بأخذ ذلك الطفل بعيداً عنكِ ولن تريه مجدداً |
Ben 16 yaşına geldiğimde, yeni arabayı ona alacaklar. | Open Subtitles | وعندما أُكمِلُ سن الـ 16 سيشترون له واحدةً جديدة |
Onu ameliyata alacaklar. İçeriye girmemize izin vermiyorlar. | Open Subtitles | سيأخذونه إلى غرفة الجراحة الآن وليس مسموحاً لنا بالدخول معه هناك |
Seni alacaklar kafanı açıp beynini bir çatalla karıştıracaklar. | Open Subtitles | سوفَ يأخذونك وسيفتحون رأسك وسوفَ يمزقون دماغك بشوكة |
Şey, en golcüyü mü alacaklar? | Open Subtitles | حسنا ، ألم يأخذوا محرزي أعلى أهداف؟ |
Sadece bir parça beyin alacaklar. | Open Subtitles | كل ما سيحظون به هو قطع من دماغ. |
Artı,sanırım ünvanını geri alacaklar. - Ne? | Open Subtitles | زائدا ً على ذلك أعتقد أنهم سيسحبون اللقب منك |
Kasanın zaman kilidi açılınca bu adamlar gelme nedenleri olan şeyi alacaklar. | Open Subtitles | ... عندما يفتح باب الخزنة هؤلاء الرجال سيأخذوا ما جاءوا من أجله |
Başka bir deyişle, fakirler de hak ettikleri ödülleri alacaklar. | TED | بتعبير آخر، من يستحقون الفقر سينالون ما يستحقونه. |
Ben resimlerimi satın alacaklar için resim yaparım. There's more at stake than talent. | Open Subtitles | أرسم لأولئك الذين يشترون لوحاتي هناك كثير من المواهب على المحك |
Bir takım deli bilim adamları kolunuza bir iğne batıracak ve dört tüp kan alacaklar. | TED | وهناك علماء مجانين سيوخزوا أذرعك بالإبر ويأخذون أربعة أنابيب من دمائك |