Gördüğün şey her neyse, annemin ölümüyle bir alakası olmadığını nasıl düşünebilirsin? | Open Subtitles | كيف يمكنكِ الإعتقاد بأنّ ما رأيتِه ليس له علاقة بموت، أمي؟ |
Yani sen bütün bunların Arlena Stuart'ın ölümüyle hiç alakası olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل انت حقا تفترض ان, كل هذا ليس له علاقة بموت ارلينا ستيوارت ؟ |
Bunların hiçbiriyle alakası olmadığını söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيع بأمانة أن تقل لي أن ليس له علاقة بهذا؟ |
Çünkü çeşitliliğin sizinle alakası olmadığını düşünebilirsiniz, fakat hepimiz bu sistemin bir parçasıyız ve bizler çözümün bir parçası olabiliriz. | TED | لأنك قد تعتقد أن التنوع لا علاقة له بك، ولكننا جميعاً جزء من هذا النظام ويمكننا جميعا أن نكون جزءا من ذلك الحل. |
İzlemek için ekrana tıkladığımızda bile bir kafa kesiminin bizimle bir alakası olmadığını düşünüyoruz. | TED | لأننا نعتقد أن قطع الرؤوس لا علاقة له بنا، حتى عندما نقوم بمشاهدتها على الشاشة. |
Ve lütfen bunun üzerindeki ipek gömlekle alakası olmadığını söyle. | Open Subtitles | ورجاءاً أخبرني أنه الأمر لا يتعلق بي بالبلوزة الحريرية التي كنت ترتديها |
Kendine ne söylersen söyle ama bunun Darby ile alakası olmadığını ve şahsi bir şey olmadığını söyleme çünkü iki numara olmaya dayanamıyorsun. | Open Subtitles | أخبري نفسكِ ما تريدينه لكن لا تخبريني أن الأمر لا يتعلق بـ داربي ولا تخبريني أن الأمر ليس شخصي |
Sadece seninle olan şeylerin onunla hiç bir alakası olmadığını bildiğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن اؤكد على أن ما حدث ليس له علاقة بها حسنا |
Bunun "şehir planlama"yla alakası olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليس له علاقة بـ"تخطّيط المدينة". |
Tanrı' nın bu durumla alakası olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | عرفت ان الله ليس له علاقة بهذا الامر |
Annem Roux'nun geleceğini ve bunun o eski aptal kapıyla hiç alakası olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | أمي علمت أن رجوع (روك) ليس له علاقة بهذا الغريب |
- Onun Vogue dergisiyle bir alakası olmadığını öğrenmeden önce çektirdiğin yarı çıplak fotoğrafların sayısı. | Open Subtitles | عدد الصور شبة عارية الذى اخذها لكى . قبل ان يدريك انه ليس له علاقة بمجلة (فوج). |
Bunun gerçekten Ward ve Fitz'in göreviyle alakası olmadığını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | أتريد حقاً أن تُخبرني بأن هذا ليس له علاقة بمهمة (وارد) و(فيتز)؟ |
Gerçekten Prue'nun gördüğü şeyin annemin ölümüyle bir alakası olmadığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين حقاً أنّ ما رأته لا علاقة له بموت والدتي؟ |
Hayır, FBI'yla alakası olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لا، لقد قالت بأن الأمر لا علاقة له بالمكتب الفدرالي. |
Beyaz Saray'a düzenlenen saldırının mültecilerle alakası olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعرف أن الهجوم على البيت الأبيض لا علاقة له بالناس على تلك الطائرة |
Beyaz Saray'a düzenlenen saldırının mültecilerle alakası olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعرف أن الهجوم على البيت الأبيض لا علاقة له بالناس على تلك الطائرة |
Sanki bunun sırlarla alakası olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | إعتقدت أنك قُـلتِ بأن الأمر لا يتعلق بالأسرار |