Bunun kısmi türevsel denklemlerle, köprüler inşa etmekle, uçak kanatları dizayn etmekle hiçbir alakası yok, ama kimin umurunda? Cantor'un bu cüreti, kapıları ardına kadar açtı ve... matematiği sonsuza dek değiştirdi. | Open Subtitles | لعل الأمر لا يتعلق بتاتاً بمعادلات التفاضل الجزئية، بناء الجسور، سطوح الإنسياب، لكن من يكترث ؟ |
Bilirsin, senin arkandayız. Ama bu? Bunun bizimle bir alakası yok. | Open Subtitles | تعرف أننا رجال سود ، لكن هذا ليس له علاقة بنا |
İşin aslı tek eşliliğin aşkla hiç alakası yok. | TED | الواقع أن الزواج الآحادي لا علاقة له بالحب |
Babasını bulmak istiyor, ...babasını bulmak, bunun erkeklerle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | أنها تريد أن تجد أباها إيجاد أباها لا دخل له بالأولاد |
Hayır, bunun yargılamakla alakası yok. Tanımakla alakalı. Ve ben Clay'ı tanıyorum. | Open Subtitles | لا، إنه ليس بشأن إساءة التقدير ولكنه بشأن المعرفة، أنا أعرف، كلاي |
Bunun tehditle bir alakası yok. Oyunla da bir alakası yok. | Open Subtitles | هذا ليس حول التهديدات هذا ليس حول الألعاب |
Çalışanlarınla olan sorunun sebebi de bu zaten George ie hiç bir alakası yok. | Open Subtitles | لهذا تعانين من مشاكل مع العاملين لديك، ليس بسبب جورج. |
Bunun sınıfla bir alakası yok. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بمنزلتك الاجتماعية ومنزلتي |
Martha, bunun Clark'ın sırrıyla alakası yok. Kendi güçleri onu yaraladı. | Open Subtitles | مارثا الأمر لا يتعلق بسر كلارك قوتة فعلت شيئاً ما مما أدى لأذيته |
Hadi ama Barney, bunun tek olmakla alakası yok, bu inançtır. | Open Subtitles | بارني .. الامر لا يتعلق بالاحتماليات .. انه يتعلق بالإيمان |
Ciğerlerin boyutunun bununla bir alakası yok. | Open Subtitles | حجم الرئتين ليس له علاقة بهذا. حجم الرئتين ليس له علاقة بهذا. |
Bütün şu standart dışı teç hizat hikayesinin... bu olayla bir alakası yok, değil mi? | Open Subtitles | وكل هذا الحديث عن المعدات غير المطابقة للمواصفات ليس له علاقة بالامر |
Bunun bu 100 dolarla bir alakası yok. | Open Subtitles | لكن ذلك ليس له علاقة 100 دولار التي في يدي |
Bunun bizle bir alakası yok | Open Subtitles | هذا الامر لا علاقة له بنا على الاطلاق هاها |
Edecektin. Onun bununla hiç alakası yok, bunun sebebi benim! | Open Subtitles | كنت ستفعلين هذا الآن لا دخل لها بهذا ، إنه أنا |
Tüm bunların NIS Ajanı Mitchell'ın oğluyla alakası yok değil mi? | Open Subtitles | إن هذا ليس بشأن ابن عميل إن.آي.إس. ميتشل أبدا, اليس كذلك؟ |
Bu arada bu konunun çekle bir alakası yok, tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس حول هذا الشيك بالمناسبة, حسناَ ؟ |
Bunun Kardeşlik Kanunu'yla bir alakası yok ve bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس بسبب رمز الأخوه، وتعلم ذلك |
Sigurd iyi bir çocuktur. Yemin ederim ki bu işle bir alakası yok. | Open Subtitles | إنه فتى طيب , أقسم لك أنه لاعلاقة له بالأمر |
Piper, bunun bizimle kesinlikle alakası yok masum biriyle alakalı. | Open Subtitles | بايبر، إنَّ هذا الأمر لا يتعلّق بنا نهائياً، بل يتعلّق بالأبرياء فحسب |
Bunun ameliyatlarla veya öne çıkmakla alakası yok. | Open Subtitles | هذا ليس بخصوص الجراحات هذا بخصوص المضي بحياتي |
Önemli bir şey değil. Aile kurmak ya da bir aileyi geçindirmekle alakası yok. | Open Subtitles | إنه لا شيء، ليس له أي علاقة في تكون أسرة أو دعمها |
Onların bakış açısına göre, bu seçimlerin sağlık ile hiçbir alakası yok; sadece sevdikleri için seçiyoralr. | TED | ومن وجهة نظرهم، أن هذه الاختيارات ليس لها علاقة بالصحة. هم فقط يُعجبهم ما يُعجبهم. |
Buradaki konumuzla kimin hangi beyzbol takımını tuttuğunun bir alakası yok. | Open Subtitles | لكن الذي فريقَ بيسبولِ أي واحد أشباه يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَهُ لا صلة على ما نحن نَعْملُ هنا. |
Ben teknoloji diye iPod'uma, cep telefonuma ve bilgisayarıma derim, ama bunun onlarla hiç bir alakası yok. | TED | حسناً، أنا أسمي جهاز الآي بود والهاتف والكمبيوتر خاصتي تكنلوجيا لكن لا علاقة لهذا بذلك. |
Bunun insanları bilgilendirmemekle alakası yok. Bu, insanları hayatta tutmakla alakalı. | Open Subtitles | ليست مسألة إبقاء الناس بالظلام، بل إنها مسألة إبقاء الناس أحياء. |