| Bu Katrina'dan sonrası. Felaket alanını belirgin hale getirmek için izin verilen ilk ticari hava filosuyduk. | TED | كان هذا بعد كترينا. كنا أول أسطول تجاري من الطائرات يسمح له الدخول إلى منطقة الكارثة |
| ,,,Bir yaşam alanını değerlendirmenin alışılagelen yöntemi, belirli bir alandaki türlerin sayılarının görsel yolla belirlenmesi, ve her bir türün içindeki bireylerin sayısının belirlenmesi olmuştur. | TED | الطرق الاعتياديه في تقييم المواطن تكمن في الاعتماد على البصر في عد الاصناف واعداد الافراد في كل صنف في منطقة معينه |
| Ulusal muhafızları çağırır, gemiye gidip yer çekimi alanını kapatırlar. | Open Subtitles | ستُخبر الحرس الوطني وسيذهبون الى مكان المركبة ويُغلقون حقل الجاذبية |
| Bir elektrik alanını görselleştirmenin en iyi yolu yer çekimini düşünmektir. | TED | الطريقة الفضلى لتصوّر حقل كهربائي تتمثل في التفكير في الجاذبية. |
| Havalar bozmaya başlayınca, Bedevi kabileler savaş alanını terk etmeye başladı. | Open Subtitles | وعندما ساء الطقس بدأت قبائل البدو بترك ساحة المعركة |
| Fakat beyin görüntüleme ve bilişsel psikolojideki son gelişmeler araştırma alanını daraltmıştır. | TED | و مع ذلك ، التطورات الأخيرة في مجال التصوير العصبي وعلم النفس الإدراكي قامت بتضييق نطاق التوقعات. |
| Bu resim basit bir şekilde dokunmuş halatla birbirine bağlanmış deniz yükseltileri alanını gösteriyor. | TED | ببساطة الصور تري ان انها ميدان من أكوام البحرية مترابطة مع هذا الحبل غامض النسج |
| - Ben hiç görmedim güvenli alanını. - Pek büyük değil. O, uh... | Open Subtitles | ـ لم ارى ابدا منطقة راحة ـ انها ليست كبيرة جدا انها |
| Sokar ellerimde ölecek ve onun alanını ben yöneteceğim. | Open Subtitles | سوكار سيموت على يدى و سوف أحكم منطقة نفوذه |
| Tarama alanını, önceden atladığımız bir yeri ekleyerek genişlettim. | Open Subtitles | لقد وسعت نطاق معامل الفحص ليتضمن منطقة ًأغفلناها من قبل |
| Birleşik Devletler bir savaş alanını terk ederken, genelde mühimmatı yanında götürmez. | Open Subtitles | ... عندما تترك الولايات المتحدة منطقة حرب على الاغلب لا ياخذون مخلفاتهم |
| Şu an bir enerji alanını hayal etmekte zorlanabilirsiniz ancak hepimiz birini yaşadık. | TED | الآن، قد تواجهون بعض المصاعب في تخيل حقل الطاقة، لكم قد حدث ذلك لنا جميعا. |
| Şimdi size bir ses alanını nasıl bir melodiye çevirdiğimin örneğini göstermeme izin verin. | TED | والآن دعوني أريكم مثالًا آخر عن كيفية تحويل حقل الصوت إلى اللحن. |
| - Ne? Ama ben yapabilirim, bilgisayar, karşı güç alanını aktive edebilir. | Open Subtitles | لكن أنا أستطيع تنشطيط حقل الطاقة ضد الدخلاء |
| Otobüsleri var ve toplanma yeri olarak da bu binanın park alanını kullanmak istiyorlar. | Open Subtitles | لديهم حافة ويريدون أن يجعلوا من ساحة المواقف مكاناً للقاء |
| Sanki kendimi kurtarmak için savaş alanını terk etmiştim. | Open Subtitles | كأنّني ولّيت هاربا من ساحة المعركة لأنقذ نفسي فقط في بعض الأحيان شعرت بالإرتباك |
| Fakat biz bu yıl 300 milyon dolar daha yatırım yapıyoruz. Kapsama alanını genişletmek için. | TED | ولكننا استثمرنا أيضا 300 مليون دولار اضافيّة هذا العام لتوسيع نطاق هذه التغطية. |
| Her durumda, eğer bu savaşta saf tutacaksanız savaş alanını bilmeniz gerekiyor. | TED | على أيِّ حال، إذا أردت خوض هذه المعركة، فستحتاج أن تعرف ميدان المعركة. |
| Ancak o deliğin alanını alarak görünmeyecek şekilde nasıl içine saklanmaz? | TED | ولكن كيف يمكن أخذ مساحة تلك الفجوة من دون أن يدفن و يختفي بداخلها ؟ |
| Kabarcık sonradan ışık hızında yayılır, tüm uzayı doldurur ve Higgs alanını bildiğimiz halden yeni bir hale dönüştürür. | TED | بعد ذلك ستتمدد الفقاعة بسرعة الضوء, محتلة الفضاء كله, و محولة مجال هيقز من الحالة المعروفة الى الحالة الجديدة. |
| Geçit kapanır kapanmaz alfa alanını çevirecek şekilde bilgisayarı programladım. | Open Subtitles | لقد برمجت الكمبيوتر للاتصال بالموقع ألفا بعد انتهاء هذا الثقب الدودي |
| ne kadar denersen dene sadece rakibinin alanını büyütürsün. | Open Subtitles | مهما تغير الشكل أو توسعه، تقدر أن تمد فقط حجم معين لقياس قسم منطقتك |
| Ünlü olmasına sebep ise bütün bir matematik alanını keşfetmesi ki bu alan Galois alanı teorisi olarak adlandırılır. | TED | وهو شهير لأنه اخترع فرع كامل في الرياضيات والذي يحمل اسمه، ويدعى نظرية الحقل لغالوا. |
| Sonra, zaman genişleme alanını kapattığımızda, ışın bizi vurmayacak. | Open Subtitles | وعندما نوقف فقاعة تبطيء الزمن، لن تصيبنا ضربتهم |
| Güç alanını tekrar çalıştıracağız, tabii ki. | Open Subtitles | عملنا على إعادة تَشْغلُ حقلَ القوةَ بالطبع |