"aldığımızda" - Translation from Turkish to Arabic

    • عندما نأخذ
        
    • عندما نحصل على
        
    • اخذنا
        
    • اشترينا
        
    • حالما نحصل
        
    • أشترينا
        
    • إشترينا
        
    • نحصل عليه
        
    • عندما نستولي
        
    • عندما أخذنا
        
    milan'ı aldığımızda kardeşim, kimin daha iyi savaşçı olduğunu göreceğiz. Open Subtitles عندما نأخذ ميلان, أخي, سوف يرى من هو أفضل مقاتل.
    İstediğimizi aldığımızda, hepinizi sağ salim teslim edeceğiz. Open Subtitles عندما نأخذ ما نريد, سنطلق سراحكم بدون أذى
    Olumsuz geribildirim aldığımızda, hâlâ, belirli bir bağlamla karşılaştığımızda, aynı hataları yapma eğiliminde oluyoruz. TED عندما نحصل على تعقيب سلبي، فإننا نظل، في المرة القادمة التي نواجه فيها بسياق معين، نميل لصنع نفس الأخطاء
    Yeminli ifadesini aldığımızda tamamen aklı başındaydı. Open Subtitles كان عاقل تماما عندما اخذنا شهادته
    Bu evi aldığımızda bu mahalledeki tek Meksikalıların biz olacağımızı söylediğimde ne dediğini hatırlıyor musun? Open Subtitles .. وعندما اشترينا هذا المنزل وقلت أننا سنكون المكسيكيون .. الوحيدون في هذا الحيّ أتذكرين ماذا قلتِ؟
    O defteri aldığımızda, elinde kozu kalmayacak. Open Subtitles حالما نحصل على ذلك الدليل، هي تحصل على لا شيء.
    Yazlığı aldığımızda biz de aynı durumdaydık. Open Subtitles كان ذلك مشابهاً تماماً لما حدث لنا عندما أشترينا المنزل الصيفي
    Evimizi aldığımızda işten çıkarıldım, kredi faizleri çok arttı. Open Subtitles نحن فقط إشترينا منزلنا عندما فقدتُ وظيفتي، ثمّ الرهن تضخم
    Ona yeni bir oyuncak aldığımızda yarım saat içinde hurdaya çeviriyor. Open Subtitles نحصل عليه لعبة جديدة وضمن نصف في الساعة هي محطم إلى القطع.
    Oh, ve sanırım biz evi satın aldığımızda siz, ...yine evsiz kalacaksınız. Open Subtitles وأعتقد أنه عندما نأخذ منزلكم فستعيدي لكونك بلا مكان
    Stoktan 20 tane ilaç aldığımızda ilaçları kayıt altına almak için önce ilaç şişesini tararız sonra da stoktaki şişeyi tararız. Open Subtitles عندما نأخذ 20 قرص نفحص زجاجة الأقراص للتأكد من الدواء, ثم نفحص المخزون.
    Kralın Toprakları'ndaki hazineyi aldığımızda altınını alırsın. Open Subtitles ستأخذ ذهبك عندما نأخذ الخزينة في البلاط الملكي
    İşi aldığımızda birkaç erkek tuvaletini size veririz. Open Subtitles عندما نحصل على العمل سوف نترك لكم بعض الغرف لتصمموها
    Kılıcı aldığımızda, yok ederiz. Buna çok sinirlenir. Open Subtitles عندما نحصل على السيف، سنقوم بتدميره، وسيصبح مجنوناً لما نفعله
    Gelel Taşını aldığımızda bu çocuklarla olan işimiz bitecek. Open Subtitles عندما نحصل على حجر غيليل سوف نتخلص من هؤلاء الاطفال
    Sanırım millet Foy'u aldığımızda hattan alınacağımızı ve Mourmelon'a falan gönderileceğimizi sanıyorlardı. Open Subtitles كان ظن الرجال اننا اذا اخذنا "فوي" سيبعدونا عن الجبهه و يرسلونا الي "مورميلون" لنستريح
    Kadını arabaya aldığımızda saatin 7:30 olduğunu söylemiştin. Open Subtitles انت بتقول 7.30 منذ ان اخذنا السيدة
    Evi aldığımızda her tarafında kraliyet ailesinin izleri vardı. Open Subtitles حسنا ، عندما اشترينا المنزل كان محاطا بسياج من الأرض
    Bu evi aldığımızda burada büyük bir aile olmayı bekliyorduk. Open Subtitles عندما اشترينا هذا المنزل، كنا نتوقع تكوين عائلة هنا.
    Bekleyecek vaktimiz yok. Her birimiz tüplerimizle yerimizi aldığımızda hemen virüsü yaymaya başlıyoruz. Open Subtitles لا يسعنا الانتظار حالما نحصل على الحاويتين سنُطلق الفيروس فوراً
    En son Yatak ve Ötesi'nden havlu aldığımızda yaptık. Open Subtitles آخر مرة عندما أشترينا هذه المناشف من متجر "باد باث بيهوند".
    Burayı aldığımızda bankanın ödeme yapmadıkları için önceki ev sahiplerini evden attıklarını söylediler. Open Subtitles حينما إشترينا المنزل علمنا فقط أنا صاحبه تأخر في الدفع
    Ve aldığımızda parayı, çarçur eder gideriz. Open Subtitles و عندما نحصل عليه نصرفه
    Eğer alırsak... Fransa'yı aldığımızda, bir naip'e ihtiyacın olacak. Open Subtitles (لو استولينا عندما نستولي على (فرنسا، ستحتاج إلى وصي على العرش.
    Ağaçtan çıkan sihirli sütten aldığımızda bir şeyler beliriyordu. Open Subtitles عندما أخذنا الحليب السحري من الشجرة بدأنا برؤية أشياء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more