"alden" - Translation from Turkish to Arabic

• ألدن
• الدن
• أولدن
• ألدين
• آلدن
• إلدن
• أُلدن

Ajan Van Alden, bize Hans Schroeder hakkında neler söyleyebilirsiniz?
العميل "فان ألدن"، ماذا يمكنك إخبارنا به عن "هانز شرودر"؟

Düşünün bakalım, cadı John Alden'ın size yaptıklarını ilk kim itiraf edecek.
من منكن ستقوم بالاعتراف أولاً بالذي عمله الساحر جون ألدن لكم

Bu yüzden Papaz Mather ne diyorsa yapın, duruşmada John Alden aleyhine ifade verin.
لذا قوموا بما يطلبه منكم الكاهن ماذر وتكلموا ضد جون ألدن في المحاكمة

John Alden'ın arkadaşı olduğunu bilseydim başka bir haberci bulurdum.
لقد علمت انك صديق لجون الدن كنت لاجد ساعيا اخر

John Alden kim olduğunu öğrendiğinde suratındaki ifadeyi görme arzusu.
هي النظرة على وجهك حين يكتشف جون الدن حقيقتك.

Şu yurtdışındaki adam var ya hani beni New York'taki Alden Otelleri'ne sokacağını söyleyen.
الذى قال أنه سيوظفنى فى فندق "أولدن " فى نيويورك ؟

Raymond Alden bir holding değil, o bir milyarder.
إن " ألدين" ليس من الفئة المختلطة إنه مجرد بليونير عادى.

John Alden'ın bize, inandığımız her şeye, azizlerden müteşekkil püriten cemaatimize karşı, soğuk ve inatçı bir kini olması sır değil.
أنه ليس بسر أن جون ألدن لديه كراهيه عميقة تجاهنا بسبب ما نعتقد به

Bu nedenle, genç John Alden'ın kendini Salem'dan tecrit etmesi, kafir yerlilerce esir alındığı yerde, köksüz, inançsız, sevgisiz bir şekilde kendini savaşın potasına bırakması gayet olağandı.
ولذلك فصل الشاب جون ألدن نفسه من ساليم وبكل كره وعدم ايمان وبدون جذور

O hiddetli ve çirkin tanrıların vahşi hizmetkârları da, bize karşı yürüttükleri umutsuz savaşlarında kullanmak üzere Alden'da iblis kaynaklı bir yetenek, güçlü ve habis bir silah keşfetmişlerdi.
وخدمة ألهة الهنود المتوحشون والهمج رأوا بجون ألدن هدية لهم من الشيطان سلاح مدمر قوي

Yüzbaşı Alden'ın, yerlilerle hayatlarımız uğruna savaşırken, ya da esir alındığında başına neler geldiğini ya da gelmediğini bilemezsiniz.
انت لا تملك فكرة عن الذي حدث أو الذي لم يحدث للكابتن جون ألدن بينما كان يقاتل من أجلنا ضد الهنود

Alden, vahşiler arasında yitik geçen onca zaman süresince başına tam olarak neler geldiğini burada, şimdi bize anlatsın.
فليخبرنا ألدن هنا والان بالضبط ما الذي حدث خلال تلك الفترة الطويلة عندما كنت ضائعاً وسط الهنود

Mercy Lewis'i korkutmak için, o dehşet verici görüntüyü, o gece cadısını gösteren de Alden'dı.
لقد كان جون ألدن هو المخطط للهجوم الشيطاني السحري لأرعاب ميرسي لويس

John Alden kadınların, içinden kötülüğün geçip hepimizi zehirlediği, açık bir kapı olduğunun farkında.
جون ألدن يدرك أن الامرأة هي المدخل الذي يدخله الشر لكي يقوم بتسميمنا جميعاً

Büyük John Alden on sene etraftan kayboluyor ve sonra dönmeye cüret edip, şehrimizi nasıl yöneteceğimizi mi söylüyor?
جون الدن العظيم الذي إختفى لمدة عقد من الزمن ثم تجرأ على العودة ليملي علينا كيف تدار شؤون بلدتنا ؟

John Alden'ı tutukladığını söylemeyi ne zaman planlıyordun?
متى كنت ستخبرني أنك ألقيت القبض على جون الدن

Beni hayatta tutan yegâne şey, John Alden'ın gerçekte ne olduğunu öğrendiğinde yüzünde oluşacak olan ifade ve boğazına sarıl...
الشيء الوحيد الذي يبقيني حياً هو النظرة إلى وجهك عندما يكتشف جون الدن حقيقتك

New York'taki Yeni Alden Oteli'ni bağlayın. Bay Cunningham ile görüşmek istiyorum.
أعطنى فندق " أولدن الجديد " فى نيويورك أريد التحدث مع السيد " كانينجهام"

Kraft'ların Alden zincirini satın aldıklarını sana söylemem gerekirdi.
كان يجب على أن أخبرك بأن مجموعة " كرافت قد قامت بشراء سلسلة " أولدن"

Hukuğu arayıp Alden davası kapandı mı öğren.
اتصلى بالادارة القانونية وتأكدى من انتهاء " عقد " ألدين.

Alden'ı ara ve bana bu öğleden sonra için randevu al.
اتصلى ب " ألدين " وحددى لى معه موعداً لمقابلتهبعدالظهر.

14 yaşındaki Amy Alden ve 15 Kanada kazı.
إيمى آلدن" ذات ال 14 عام" ومعها 15 أوزة كندية

- Gelen John Alden'dı.
(لقد كان (جون إلدن

Geride sadece Alden'ı ve "hoşça kal" yazan bir not bıraktın.
كان (أُلدن) كلَّ ما تركته وراءكِ ورسالةً تقول مع السلامة