"alelacele" - Translation from Turkish to Arabic

    • عجل
        
    • مسرعاً
        
    • عجلة من
        
    • عجالة
        
    • بعجالة
        
    • سكيبي
        
    Ayrıca birilerinin bizim için alelacele veya ahlâka aykırı hareket ettiğimizi söyleyebilmesini istemesin, değil mi? Open Subtitles و أنت لا تريد أن يقول أى شخص أننا قد تصرفنا على عجل أو بصورة غير أخلاقية ،أليس كذلك ؟
    Sonuncusu alelacele kenti terketti ve, eski patronlarının kontratını bitireceklerini söyledi. Open Subtitles آخر واحد ترك المدينة على عجل قال إن موظفيك السابقين يسعون لإنهاء عقده
    Siyahlara bürünmüş birkaç eşkıya alelacele onu bir yere taşıyorlardı. Open Subtitles و بعض الناس فى زى اسود كانوا يحملونها الى مكان ما فى عجل
    alelacele çıkıp gitti. Open Subtitles حَسناً، هو بالتأكيد خَرجَ مسرعاً من هنا بسرعة.
    Görevli, bir denizcinin alelacele anahtar yaptırdığını hatırlamıyor. Open Subtitles البائع مضطرب قليلا ولكنه يتذكر جندي من المارينز في عجلة من أمره لنسخ مفتاح
    alelacele reklam sloganı bulmakta üstüne yoktu. Open Subtitles لطالما كنت بارعة في ابتكار شعارات على عجالة.
    Kahve ve yanık buğday renklerinin arasında şampuan ve duş jeli bir arada bir ürünle alelacele yıkanmış gibi duruyor. Open Subtitles تم غسلها بعجالة بشامبو الشعر وغسول الجسد
    alelacele geçirilmiş zorbalık yasası gereğince kontrolsüz gücün vermiş olduğu yetkiye dayanarak sizi tutukluyoruz. Open Subtitles بموجب القوة غير النظامية المتاحة لنا من قبل قانون التنمر الممرر على عجل
    Mesela geçen aralık ayında, bir ev gösterimi için alelacele pahalı bir dekor satın almam gibi. Open Subtitles كما في ديسمبر عندما اشتريت عجل على الكراج للمنزل المفتوح
    "Bu akşamki alelacele hazırlanmış ısınma işi ise endişelerimizi giderecek hiçbir şey yapmadı. Open Subtitles رتبت حفلة على عجل للإحماء هذا المساء هذا كان هراء لم تجدي شيئاً لإستقرار السفينة السفينة = الفرقة
    alelacele. "Nasılsın baba? Open Subtitles فقط كالمعتاد "على عجل, "كيف حالك، يا أبي؟
    alelacele çıktı. Open Subtitles لا أعرف غادر على عجل
    Sonuçta alelacele oldu. Open Subtitles . فقد كان على عجل
    Demek karısı o yüzden alelacele gitti. Open Subtitles ذلك سبب رحيلها على عجل.
    Nereye olduğunu bilmeden ileri doğru ve sonra daha da ileri bir yerlere doğru alelacele basit bir adım ve ardından bir adım daha attım. Open Subtitles ببساطه أتخذت خطوه تلو الاخرى الى الامام والى الخلف.. مسرعاً نحو مكان ما
    Seni alelacele bıraktığım için arıyorum. Open Subtitles إنه (أنتوان إنني أتصل لأني رحلت مسرعاً بالأمس
    Şey, Young-su karısıyla alelacele hastaneye gitti. Open Subtitles حسناً، إنه... (يونغ سو). ذهب مسرعاً إلى المستشفى مع زوجته...
    Lastik izlerine bakılırsa alelacele gitmişler. Open Subtitles من وضوح آثار العجلات يبدو أنه كان على عجلة من أمره
    alelacele nereye böyle? Open Subtitles هل تمانعين إن سألتكِ إلى أين تذهبين في عجلة من أمركِ؟
    alelacele çıkmış gibi de değil. Open Subtitles لا إشارة على أنّها غادرت في عجلة من أمرها.
    alelacele reklam sloganı bulmakta üstüne yoktu. Open Subtitles لطالما كنت بارعة في ابتكار شعارات على عجالة.
    alelacele kaçtığı sanıIıyor. -Arkadaşlar. Open Subtitles كان واضح أنه خرج في عجالة - هيي، رفاق -
    Yalnızca, alelacele onları gömmeye zaman buldum. Open Subtitles كان لديّ وقت فقط لدفنهم بعجالة.
    - Tabii, efendim. - alelacele hallet. Open Subtitles نعم سيدي جعله سكيبي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more