| Benim farelere, skeç filmlerine ve kabak çekirdeğine alerjim var. | Open Subtitles | في الحقيقة, لديّ حساسية مِن الجرذان والأصدقاء المزعجين وبذور اليقطين. |
| Arı sokmasına karşı alerjim var.Tek bir sokma beni öldürebilir. | Open Subtitles | لدي حساسية من لسع النحل لسعة واحدة يمكن أن تقلتني |
| Bu bir antihistamin ve benim bir tek sana alerjim var. | Open Subtitles | هذا مضاد للهستامين. وكل ما في الأمر أن لدي حساسية تجاهه. |
| Aşağı.Köpek tüyüne alerjim var.Kurdeşen döküyorum. | Open Subtitles | إلى أسفل لدي حساسيه من شعر الكلب، أصاب بالطفح |
| Bu çoraplar. Naylon, benim naylona alerjim vardır. | Open Subtitles | إنها هذه الجوارب ، إنها من النايلون و إننى أعانى حساسية من النايلون |
| Stüdyoya alerjim var, makyajımı kendim yapacağım, dedim. | Open Subtitles | سبق وأخبرت الاستوديو أني أجهز مكياجي بنفسي لأني أعاني من حساسية |
| Yastık değiştirmek isterdim ama süngere alerjim var. | Open Subtitles | كنت لأبدل الوسادات معك لكن لدي حساسية من الإسفنج |
| Kaptanın masasına davetliyiz ama sakala alerjim var. | Open Subtitles | لدينا بطاقة دعوة إلى طاولة القبطان و لكن المشكلة أن عندي حساسية تجاه الملتحين |
| Ama deniz mahsullerine alerjim var. | Open Subtitles | لكن أعتقد أن لديّ حساسية ضد الطعام البحري |
| Deniz kabuklarına karşı alerjim olduğunu söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل كنت تعلمين أن لدي حساسية تجاه المحار؟ |
| - Hayır, benim köpeklere alerjim var. | Open Subtitles | ـ أنا أقول سيذهب ـ أنا عندي حساسية من الكلاب |
| Ben çikolata yemem. alerjim var, hatırladın mı? | Open Subtitles | لا أكل الشوكلاته هل تتذكرين لدي حساسية منها؟ |
| Sana da alerjim var. Gayet uygun işte. | Open Subtitles | وأنا لدي حساسية منك أيضا وهذا يتوافق بشكل مثالي |
| Ya sen? - İsterdim ama alerjim var. | Open Subtitles | معذرةكنت اتمنى ولكني لا أستطيعلدي حساسية منها |
| Evet, fıstık, meyan kökü ve nugaya karşı alerjim var. | Open Subtitles | نعم لدي حساسية من الفول السوداني والحلوى البيضاء |
| alerjim olan yiyeceğin tadı, vurulmak. | Open Subtitles | مذاق طعام أنا لدى حساسيه منه أصابتى بطلق نارى |
| Onların tadının iyi... olduğunu bilmek istiyorum, ve benim fındığa alerjim var. | Open Subtitles | اريد ان اعرف ان طعمهم جيد وانا حساسة للجوز |
| Evden çıkarabilmenin tek yolu fıstık yediğimi söylemekti çünkü fıstığa alerjim var. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي مكنتني من جعله يغادر كانت إخباره بأني تناولت فستقا ً لإني حساس ضد الفستق |
| Hatırlıyorum çünkü ipekotu alerjim birden bire azmaya başlamıştı. | Open Subtitles | أتذكر ذلك لأن حساسيتي من الصقلاب كانت مزعجة جداً |
| Benim hindideki triptofana alerjim var zaten. | Open Subtitles | فأنا لديّ حساسيّة من التريبتوفان في الديك الرومي. |
| Oh, lütfen. Nezakete karşı alerjim var. | Open Subtitles | أوه ، من فضلك ، إننى أعانى من الحساسية للأدب |
| Sanırım biraz önce yaptığım şeye karşı alerjim var. Selam, Lu. Konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أظنني أتحسس مما فعلته للتو هل يمكنني محادثتكِ ؟ |
| Endişelenmeyin. Aslan derisine alerjim var da. | Open Subtitles | ان كنتِ لا تمانع و لكن جلد الأسد يتسبب لي بحساسية |
| Ağlamıyorum. Sadece kaliteli ev eşyalarına alerjim var. | Open Subtitles | لا تَبْكِ، بِأَنِّي حسّاس للتَنفيض. |
| Benim de iğrenç çocuk hastalıklarına alerjim var. Yanıma yaklaşayım deme. | Open Subtitles | حسناً، أشعر بالحساسية من أمراض .الطفولة المقرفة، لذا أبقي بعيدة عني |
| Doktorum, gördüğü herkesten daha çok şeye karşı alerjim olduğunu söyler. | Open Subtitles | طبيبي قال انيي متحسس لأشياء اكثر من اي شخص |
| - Hayır, alamam. alerjim var. - Bir şey alman gerekiyor. | Open Subtitles | لا لا لا استطيع انا اتحسس لابد ان اعطيك شيئا |
| Kediye alerjim olduğu için onun evinde yapamıyorum. | Open Subtitles | لَكنِّي لا أَستطيعُ أعْمَلُ هو في مكانِها لأن أَنا حسّاسُ إلى قططِها، |
| Bence şey yayılıyor çünkü dermatoloğuma alerjim var. | Open Subtitles | كما تعرفون، أظنّ أنّ اندلاع الحساسيّة لديّ هي رد على طبيب الجلديّة الخاص بي |