Bebeğin kafasını görüldüğünde onu söküp aldılar ve alevlerin içine attılar. | Open Subtitles | عندما ظهرت رأس الطفل أخيراً أخرجوه منها وألقوا به في النيران |
"alevlerin yansımasından ateş almış muazzam bir fırın." | Open Subtitles | المدينه تحولت لفرن كبير يتسع يومياً بفعل إنعكاس السنة النيران |
Geminin kıç tarafında kalanlar alevlerin arasında koşuşturuyordu. | Open Subtitles | لـقـد كـان الناجيـن مـن الأنفـجـار يركضون هاربين من ألسنة النيران |
Bu bir aldatmaca! Hayvan yalan söylüyor! alevlerin içinden geçin,şimdi! | Open Subtitles | هذا ما هو إلا وهم ، الوحش يكذب إدخل من خلال اللهب |
Yangın ya da alevlerin yanında olacak şeylerde kullanılıyormuş. | Open Subtitles | يوجد في أشياء صنعت لتكون تقريبا مثل النار و اللهب |
Bu gece odun yığınları yandığında alevlerin her birimizin kalplerini saflaştırıp arındırmasına izin verelim. | Open Subtitles | عندما توقد المحرقة هذه الليلة لندع النيران تُطهر كل واحدٍ منا داخل قلبه |
Karanlığın, alevlerin korkunç kabusun içinden çıkagelen, melek. | Open Subtitles | خارجاً من الظلام و الدخان و من كابوس النيران أتى ملاك الرحلة 104 |
Vaktim doluyor neredeyse. Dönmek üzereyim yine işkence ateşlerinin kükürtlü alevlerin içine. | Open Subtitles | ان ساعة رجوعي اقتربت رجوعي الى النيران الكبريتية المعذبة |
Burada güvende oluruz. alevlerin ağaca çıkamadığından eminim. | Open Subtitles | سنكون في أمان هنا بالأعلى ، أنا واثق أن النيران لا تستطيع تسلق الأشجار |
O adam, kendisini öldürmek istedi. Kendini alevlerin içine attı. | Open Subtitles | ذلك الرجل أراد أن يقتل نفسه لقد ألقى بنفسه في النيران |
Birkeresinde, bir itfaiyeci alevlerin içinden bir kızı kurtarmış. | Open Subtitles | عندما ينقذ رجل الاطفاء فتاة من بين النيران |
Kulenin en üstünde büyük bir delik açıldığı ve içinde alevlerin olduğu görülüyor. | Open Subtitles | يوجد في قمة البرج ثقب كبير، مازالت النيران بداخله |
Kimliği belirtilmeyen bir vatandaş, genç bir kızın alevlerin içine koştuğuna ve genç bir teğmeni kurtardığına tanık oldu. | Open Subtitles | مصادرنا كشفت أن شهود وصفوا أن هناك فتاة أنها إندفعت إلى النيران و أن |
alevlerin duvarlara ulaşmasını engellemeliyiz. | Open Subtitles | علينا ان نوقف النيران من الوصول الى الجدران |
alevlerin gerçek hedefi de, eşinin fotoğrafları veya vasiyetname değildi. | Open Subtitles | الهدف الحقيقي من تلك النيران لم يكن صور زوجتك أو حتى وصيتها |
Rachin için terfi ve madalya alma şansı alevlerin arasında yanıp gidiyordu. | Open Subtitles | بالنسبة لراشين كانت ترقيته ووسامه يتبخران أمام عينيه مع ألسنة اللهب |
Şunları görüyor musunuz? Bu el arabalarıyla alevlerin ortasından hızla geçebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع الركوب خلال اللهب في عربة القمامة هذه. |
En azından Merlin'in, onu alevlerin içinden kurtarmaya çalışacak bir oğlu yok. | Open Subtitles | على الأقل ليس لدى ميرلين ابن سيحاول انقاذه من اللهب. |
Ama alevlerin sardığı merdivenlerden çıkıp ona ulaşamıyorduk. | Open Subtitles | لكن لا نستطيع الوصول إليها عبر ألسنة اللهب على الدرج |
alevlerin düşüncelerini aramasına izin ver, aklındaki en karanlık girintileri yaktığını hisset. | Open Subtitles | دع اللهبَ يبحث في افكاركَ واشعر بهم يحترقونَ في الظلمة ويغيرونَ رأيكَ |