Evet, biraz. Geçen temmuzda Amiral Huidobro'yu silah alması için ABD'ye götürdüm. | Open Subtitles | بعضهم، لقد أصطحبت الادميرال اويبدوبرو إلي أميركا لشراء سلاح في يوليو الماضي |
Bu işi alması için başka kimseyi bulamadılar, hepsi bu. | Open Subtitles | لا يمكنهم إيجاد شخص آخر ليأخذ الوظيفة، هذا كلّ شيء. |
Siz rahatınıza bakın. Ben Tara'yı alması için bir hemşire yollarım. | Open Subtitles | حسناً , ابقي هنا وسأرسل ممرضة بعد بضع دقائق لتأخذ تارا |
Erzakı dürüstçe paylaşacağız ve gördüğüm ilk gemiyi buraya sizi alması için göndereceğime söz veriyorum. | Open Subtitles | وسنتقاسم المؤن رجل لرجل و سأبلغ أول سفينة أراها وسأرسلها إليك لالتقاطك |
Seni gözaltına alması için gönderdikleri adam, seni öldürme emri aldı. | Open Subtitles | الرجل الذي أرسلوه للقبض عليك لديه أوامر بقتلك |
Uyanmadan ölürsem, Tanrı'nın ruhumu yanına alması için yakarıyorum. | Open Subtitles | إذا كنت سأموت قبل أن أستيقظ فأدعو الله أن يأخذ روحى الآن |
Binayı alması için onu ikna etmeye çelıştım. | Open Subtitles | حاولت إقناعه لشراء المبنى الذي كنا فيه. لم انجح. |
Lazik, Emilio'ya, bir dizi güvenli ev alması için para vermiş. | Open Subtitles | ليزيك يدفع النقود إلى اميليو لشراء بيوت أمنة |
Oyun kurucusuyla, en iyi likörü alması için konuşmak istememiş olabilir ama sonuçta iş bu. | Open Subtitles | حسنًا، ربما هي لم ترد أن تتحدث إلى لاعبها لشراء خمور الرف العلوي، لكن ذلك هو العمل. |
Ya mağdurla bizzat kendisi temasa geçecek ya da parayı alması için başka birini gönderecek. | Open Subtitles | إما ان يتصل بالضحية بنفسه او ان يرسل شخصا آخر ليأخذ النقود |
Rüşvet alması için onu ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | في الحقيقه انا من حاول اقناعه ليأخذ بعض المال |
Onu kişisel eşyalarını alması için Gael'in odasına götürmeni istiyorum. - Tabii. | Open Subtitles | أحتاجكِ أن تأخذيها الى محطته لتأخذ ممتلكاته الشخصية. |
Bu hastanenin ve bütün bu personelin ilk kadın cerrahi şefi olarak bir kadının da erkeklerle aynı maaşı alması için savaşacağını sanırdım. | Open Subtitles | كنت أظن أنكِ دوناً عن الجميع أول رئيسة لقسم الجراحة بالمشفى ستقاتلين لتأخذ المرأة على الأقل نفس راتب الرجل |
Yerini söyle, alması için birini göndereyim. | Open Subtitles | اخبريني اين انت وسأرسل شخصا لالتقاطك |
Şu an onu alması için bir ekip gönderiyoruz. | Open Subtitles | لقد أرسلنا فريق للقبض عليه الان. |
Uyanmadan ölürsem, Tanrıma ruhumu alması için yalvarıyorum. | Open Subtitles | وإذا كنت سأموت قبل أن أمشى أرجوا أن يأخذ الربّ روحى |
Ve bu randevu sona erdiğinde bizi alması için annemi aramak zorundayım. | Open Subtitles | و عندما ينتهى هذا الموعد سأتصل بأمى لتحضر و تقلنا. |
Annemi bize araba alması için zorlamayı kes tamam mı? | Open Subtitles | كفاكِ إلحاحاً على أمي لتشتري لنا سيارة، اتفقنا؟ |
Orada seni alması için ne at nede fil var. | Open Subtitles | ولن يكون هناك خيول ولا فيلة لتأخذك الى هناك |
Ya da o şişkonun, diğer 5000'liği... alması için aşağıya inip... kumar masalarında şansını denemesini mi istiyorum? | Open Subtitles | أم هل أريد أن أمنح الفرصة للفتى البدين إذا كان عليه الحضور ليحصل على 5 آلاف الدولار الأخرى ليجرب حظه هنا في ألعاب الحظ؟ |
084476732 alması için birini yollayabilirim. | Open Subtitles | 08-44-76752 بإمكاني إرسال شخص ما لأخذها |
Seni alması için arabayı havaalanına geçen hafta yollamıştım. | Open Subtitles | أرسلت سيارة للمطار الأسبوع الماضي لتقلك إلى هنا |
Onu bir şey alması için dükkândan eve göndermiştim. | Open Subtitles | أرسلتها من المرآب لتجلب لى شيئاً من المنزل؟ |
Küçük turuncu robotları mavi rafları alması için gönderiyoruz. | TED | نرسل الروبوتات البرتقالية الصغيرة لالتقاط الرفوف الزرقاء. |
İşlemlerin bittiğinde seni alması için birisini yollarım. | Open Subtitles | سأرسل شخصاً ليقلك عندما يطلق سراحك. |