"altın ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • الذهب و
        
    • بالذهب و
        
    • من الذهب
        
    • والذهب
        
    • والذهبي
        
    • فى الذهب
        
    • الذهب والقماش
        
    • ذهب و
        
    Çeliğin bana altın ve mücevherden daha önemli olduğu zamanlar. Open Subtitles عندما كان الفولاذ بالنسبه لى أهم من الذهب و الجواهر
    altın ve diğer değerli malzemeleri işte böyle çıkarıyorlar. TED هذا كيف يحصلون على الذهب و مواد قيمة اخرى
    altın ve ince kumaşlar kuşanmayız. Open Subtitles ملابسنا ليست موشاه بالذهب و الكتان الناعم
    Görüyorsunuz, aluminyum gezegendeki en değerli metaldi, altın ve platinden daha değerli. TED ترون، الامنيوم كان المعدن الأكثر قيمة على الكوكب أغلى من الذهب والبلاتينيوم
    Bulabildiğiniz kadar altın ve gümüş getirin. Open Subtitles اشتري على قدر ما تستطيع من الملابس والذهب والفضه
    Ve işte geliyorlar, altın ve karalar içinde... Samuraylar! Görünüşe göre ciddi bir çalışma yapmışlar. Open Subtitles ها هم باللون الأسود والذهبي (الساموراي) لا يمزحون أبداً.
    Orada bulunan altın ve bronz madenlerini şüphesiz duymuşsundur. Open Subtitles لا شك و أنك قد سمعتَ باكتشافات الذهب و البرونز التي حدثت هناك
    Bu fildişi, kauçuk, altın ve petrol için geçerliydi. Open Subtitles حدث هذا مع العاج و المطاط و الذهب و البترول
    Yani, bir bedenin yarısı için? Efendim biz sadece altın ve gümüş kabul ediyoruz, ceset değil. Open Subtitles كلا بل نصف جثة سيدي نحن نقبل الذهب و الفضة و ليس الجثث
    altın ve fırsat rüyalarıyla batıya yönelmiş bir grup insan hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر مجموعة من الناس أرادت أن تتوجه للغرب بأحلام الذهب و الفرص
    Tüm altın ve elmasları şehrin altına taşıdılar. Open Subtitles لقد نقلوا الذهب و الالماس من تحت المدينة
    Şu altın ve mermer kaplı zarif Orta Doğu konağına bakın. Open Subtitles يا للعجب، انظروا إلى ذلك البيت الانيق الشرق أوسطي المبني من الذهب و الرخام
    altın ve ince kumaşlar kuşanmayız. Open Subtitles ملابسنا ليست موشاه بالذهب و الكتان الناعم
    Uçak, altın ve platin kablo ve tesisat ekipmanı yüklüydü ve rota yine Pakistan'dı. Open Subtitles الطائره كانت محمله بالذهب و البلاتينيم كانت ذاهبه الي باكستان
    Dostlarımız bize bolca altın ve at hediye edecek. Open Subtitles وسيقدم لنا أصدقاء هدايا مع الكثير من الذهب والعديد من الخيول.
    Şan, Tanrı, altın ve Virginia Şirketi için Open Subtitles # من أجل مجد الرب والذهب وشركة فرجينيا #
    Şan, Tanrı, altın ve Virginia Şirketi için Open Subtitles # من أجل مجد الرب والذهب وشركة فرجينيا #
    Samuraylar için altın ve kara mı? Yoksa Korsanlar için Kırmızı ve Siyah mı? Open Subtitles الأسود والذهبي للـ(ساموراي) أم الاسود والأحمر للـ(قراصنة).
    Burada, tüm zamanların en büyük icadıyla birlikteyiz ama onun aklı altın ve kaçışta. Open Subtitles نحن هنا على وشك الوصول لإعظم إكتشاف على الإطلاق وهو يفكر فى الذهب , الهروب
    Doğru hatırlıyorsam, sülalenin etek renkleri altın ve mordu. Open Subtitles عشيرة "تارتان" كان لديها الذهب والقماش الفاخر لو لم تخني ذاكرتي
    Eskiden atlar, sığırlar, altın ve ağaçlarda meyveler vardı. Open Subtitles بالأمس القريب كان هناك كثير من الخيول و الماشية و ذهب و فاكهة .. أما الآن لا شئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more