| Boş konuşmalarının altında bir yerlerde, gerçek bir kalp varmış. | Open Subtitles | في مكان ما تحت كل هذا الزيف، هناك قلب بالفعل. |
| Bütün bu yaraların altında bir yerlerde bir zamanlar hissettiğimiz sevgi hala var ve onu tekrar hissetmeni istiyorum. | Open Subtitles | في مكان ما تحت هذه الندوب، هناك أدنى شرارة مما كنا نشعر به تجاه بعضنا البعض أطلب منك أن تشعر بذلك الآن |
| Bu kadar kanın altında bir şey varsa, önce size bildiririz. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء ما تحت كل هذه الدماء ستكون أول من يعلم |
| Kilisenin altında bir mezar var. | Open Subtitles | ثمّة قبر يقع تحت الكنيسة |
| Sürücü koltuğunun altında bir kutu bulduk. | Open Subtitles | وجدنا صندوق مغلق تحت مقعد السائق |
| Bazı insanlar tepenin altında bir devin... gömülü olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | البعض يظنون أن هذا يعنى أن هناك بالفعل عملاق مدفون تحت الربوة |
| Bagajdaki halının altında bir çanta var. Onlar o çantayı istiyor. | Open Subtitles | في صندوق السيارة ثمّة حقيبة تحت السجادة، إنّهم يريدون الحقيبة. |
| - Sanırım hâlâ içten içte o dağınık sarı saçların altında bir yerde, benim kızım olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | لازلت آمل متطلعاً أن ابنتي الصغيرة تتواجد بمكان ما تحت ذاك الشّعر الكثيف |
| İlk cesedin bulunduğu yerin altında bir şey var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك شيء ما تحت .أين كانت أول جثة |
| Her ne kadar bunları düşünmek zor olsa da kendimi bir kenara koyduğumda koruyucu tabaka altında bir yerlerde tekrar sevmeye hazır olan, hâlâ atmaya devam eden bir kalp var. | Open Subtitles | من الصعب أن ..أفكر بذلك مجدداً ولكن في مكان ما ..تحت درعي الواقي |
| - Lütfen mantonun altında bir şeyler olduğunu söyle. | Open Subtitles | أنتِ في مكتبي اه، من فضلك قلولي لي أنك ترتدين شيء ما تحت المعطف |
| Rıhtımın altında bir yere isimlerimizi kazımıştık. | Open Subtitles | لقد نحتنا أسمائنا في مكانٍ ما تحت هذا المكان |
| Henüz kabullenmek istemiyorsun ama o insaniyetinin altında bir yerde bir rekabetçi var. | Open Subtitles | لا أظن بأنك مستعد بالإعتراف بذلك بعد لكن بمكان ما تحت كل تلك الإنسانية هناك , روح المنافسة, أسف |
| Anla, bu şeylerden o yanardağların altında bir yerde her şeyi içine çekecek kadar çok büyük miktarda var. | Open Subtitles | ترى، في مكان ما تحت البراكين هناك مجموعة ضخمة من هذه الأشياء التي تجذب الجميع |
| Bunların altında bir yerlerde bir kanepe var...oturmak için. | Open Subtitles | مكانٌ ما تحت كل ..تلك الأغراض أريكة للجلوس |
| Görünüşe göre toprağın altında bir tür yapı var. | Open Subtitles | اتضح أنّ هنالك بنّيةً من نوعٍ ما تحت التربه. |
| Hani, sarhoş bir adam sokak lambasının altında bir şey arıyormuş. | Open Subtitles | الذي رأى سكراناً يبحث عن شيءٍ ما تحت إنارة الشارع؟ |
| Sleepless In Seattle'daki gibi yıldızların altında bir yerde, herkes için mükemmel bir kişi? | Open Subtitles | مثل النوم في سياتل... بمكان ما تحت النجوم، شخص مثالي لأي واحد... |
| Yerin altında bir yer almışlar. | Open Subtitles | يقع تحت الأرض. |
| Yer altında bir tabutta mahsuruz. | Open Subtitles | نحن في تابوت مغلق تحت الأرض -صحيح |
| O ağacın altında bir kasa içinde para gömülü. | Open Subtitles | مدفون تحت تلك الشجرة حقيبة مال |
| - Yatağın altında bir tane olacak. | Open Subtitles | -أعتقد أن هناك حقيبة تحت الفراش. |