Hatırlıyorum! Bunu da yazmıştın. Ama böyle bir şey olmayacak! | Open Subtitles | لقد قلت هذا كله بالرسالة لكن هذا الزواج لن يتم |
Seni canlı götürmem söylendi Ama böyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | قيل لي ان اقوم بجلبك حيا لكن هذا لن يحدث |
Ama böyle bir bağlantı başlangıç hikâyemizi daha da ilginç kılıyor. | Open Subtitles | و لكن هذا النوع من الإتصال يجعل قصة أصلنا أكثر إقناعاً |
Ama böyle otomatik olarak bahşiş vermem. | Open Subtitles | ولكن هذه العمولة التي تأتي كنتيجة لابد منها ، فكأنها تعطى للطيور |
- Özür dilerim Ama böyle. | Open Subtitles | أنا آسف ، لكن هذه الطريقة التي تجري بها الأمور |
Duymak zor, Ama böyle yaparak yanlış yaptım. | Open Subtitles | انه من الصعب سماع ذلك ولكن الخطأ هو الاستمرار فيه |
David, bunun acı verdiğini biliyorum, Ama böyle olması gerekiyor. | Open Subtitles | ديفيد، أعلم أن هذا مؤلم ولكن هذا ما يجب أن يحدث. |
Ama böyle olmadı. Aslında, hiçbiriniz bunu umursamadı, çünkü hamileyim. | Open Subtitles | لكن هذا لم يحدث في الحقيقة لم يكترث أي منكم |
Ama böyle bir suçlama ortada komplo olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | لكن هذا الاتهام العام، والذي يوحي بأن هناك مؤامرة، شيء آخر |
Biliyorum pek mantıklı gelmiyor, Ama böyle... Böyle... | Open Subtitles | هذا غير معقول لكن هذا هكذا يسمى ، دعيني اعيد الملعقة الكبيرة |
Onu iyileştirmeye çalışacağım Ama böyle bir ortamda kolay değil | Open Subtitles | سأحاول إعطاؤه شئ من المناعه لكن هذا ليس سهلا |
Askerlerden ne kadarının öldüğü farketmez Ama böyle devam ederse biz hiçbir yere gidemeyiz. | Open Subtitles | لا أهتم كم سيموت من الناس المحليين ، لكن هذا لا يجدي بتاتاً |
Lütfen üstüne alınma; Ama böyle bir şey bana göre değil. | Open Subtitles | بدون إهانةِ، لكن هذا ليس نوعي من الأشياءِ. |
Ama böyle otomatikman bahşiş vermeye karşıyım, | Open Subtitles | ولكن هذه العمولة التي تأتي كنتيجة لابد منها ، فكأنها تعطى للطيور |
Bilmiyorum. Ama böyle söylemişti, "kehanet" diye. | Open Subtitles | لا أعلم ولكن هذه هى الكلمه التى أخبرنى بها,نبؤه |
Zoruna gittiğini biliyorum Ama böyle şeyler olabilir. | Open Subtitles | انظر, أعلم انك تتقبل الامر بصعوبة لكن هذه الأشياء تحدث عادة |
Sana daha ne kadar ihtiyacım olduğunu bilmiyorum, Ama böyle daha eğlenceli. | Open Subtitles | لم أكن واثقا من أنني سأحتاج اليك على الإطلاق لكن هذه الطريقة أكثر تسلية |
Üzgünüm Ama böyle şeyler olabilir. | Open Subtitles | يؤسفني ذلك ولكن هذه الأشياء تحدث أحياناً |
Artık öldüğüne göre bir önemi yok Ama böyle demiş işte. | Open Subtitles | وهي ميتة الآن، لذلك لا يهم ولكن هذا ما قالته. |
Demek istediğim... Yani pek çok bayan sevdim, Ama böyle değil. | Open Subtitles | أعني، لقد أحببت الكثير من السيدات لكن ليس بهذه الطريقة |
Plan bu değildi Ama böyle oldu. | Open Subtitles | أعني، تلكَ لم تكن خطتي. و لكن ذلك ما حدث. |
Çılgınca olduğunu biliyorum Ama böyle. Sanırım ona bağımlıyım. | Open Subtitles | .أعلم إنه جنون لكن هكذا يسير الأمر .أظن إنّي مدمن عليهم |
Gelmek istedi. Ama böyle bir adetleri varmış. | Open Subtitles | هو فقط ذلك حسنا هو لديه عادة انت تعرف |
Ama böyle özel işaretler, genellikle büyük topluluğa ya da gruba olan bağlantıyı işaret eder. | Open Subtitles | لكن مثل هذه العلاماتِ المُتميّزةِ تشير عموماً للإنضمام لجماعة أكبر أو مجموعة |