Biliyorum Pete Ama içimden bir ses başka bir şey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | .. أدرك ذلك بيت . لكن حدسي يخبرني ان هنالك شيء آخر يحدث |
Sana şu anda nedenini söyleyemem Ama içimden bir ses bana bunun Danny yaptı diyor. | Open Subtitles | ? يمكنني ان اخبرك لماذا صح في الوقت الحالي لكن حدسي يخبرني ان داني فعل ذلك |
Ronny, biraz çılgınca Ama içimden bir ses senin bu işte çok iyi olacağını söylüyor. | Open Subtitles | روني، قد يبدو الأمر جنونياً لكن حدسي يخبرني أنك ستكون جيداً جداً في هذا |
Elbette ki, onunla daha fazla zaman geçirmeliyim Ama içimden bir ses, güvenilir biri olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أحتاج لتمضية بعض الوقت معها بالطبع ولكن حدسي يقول أنها صادقة |
Bak, seni tanımıyorum Ama içimden bir ses birini kaybetmenin ne olduğunu ve bunun bir babayı ne hale soktuğunu bildiğini söylüyor. | Open Subtitles | انصت، أنا لا أعرفكَ جيّدًا لكن شيئا ما يخبرني أنّكَ تفهم الخسارة وما تفعله للأبوين أنتَ لا تعرف أيّ شيء عنّي |
Bir fikrim yok. Ama içimden bir ses Smulitzer'la ilgili diyor. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة, لكن لدي حدس أنها جائزة من الصحافة |
Mahkeme kayıtlarının tüm bunları onaylaması lazım Ama içimden bir ses doğruyu söylüyor diyor. | Open Subtitles | يجب أن نحصل على سجلات قضائية لتأكيد كل هذا، لكن حدسي يقول أنه يقول الحقيقة |
Ama içimden bir ses buna gerek olmayacağını söylüyor. | Open Subtitles | لكن حدسي يقول لي إن هذا لن يكون ضرورياً بالفعل |
Ama içimden bir ses bu işi çok iyi yapacağımı söylüyor. | Open Subtitles | لكن حدسي يخبرني أنني سأبرع بذلك جداً |
Ama içimden bir ses o olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | لكن حدسي يقول لي أنّه ليس الفاعل. |
Fotoğraftan anlamak zor Ama içimden bir ses öyle diyor. | Open Subtitles | من الصعب القول من الصوره ولكن حدسي يقول: "نعم"، و إذا كان هناك حتى فرصة |
Seni terk edecek olmaktan nefret ediyorum, Empy Ama içimden bir ses geleceğimin Chicago'da olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (وأنا أكره فكرة ابتعادي عنكِ يا (إيمبي ولكن حدسي يُخبرني أن مُستقبلي في شيكاغو |
Dostlarımı gördüğüme hep sevinirim Ama içimden bir ses bunun tesadüf olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | سعيد دائما أن نرى رجالي، لكن شيئا يخبرني هذا الاجتماع هو ليس من قبيل الصدفة. |
Ama içimden bir ses bunu bizzat yapmadıklarını söylüyor. | Open Subtitles | لكن لدي حدس بأنهم لم يقوموا بذلك بمفردهم |