Bunu söylemek istemezdim Ama işler kötüye gidiyor. | Open Subtitles | أكره أن أخبركم بهذا لكن الأمور تسوء أكثر |
Farkında mısın bilmiyorum Ama işler bu küçük takım için her zaman yolunda gitmiyor. | Open Subtitles | لا أعرف إن كنت لاحظت لكن الأمور لا تكون سهلة بالنسبة لعصابتنا الصغيرة |
Ama işler yakında daha iyi olacak. - Belli ki yarın başlıyor. | Open Subtitles | لكن الأمور ستتحسن قريباً أعدك من الوضح انها ستبدأ غداً |
Denersin, Ama işler istediğin gibi gitmez. | Open Subtitles | أنت تحاول، ولكن الأمور فقط لا تذهب في طريقك. |
Ölümcül kuvvet kullanmak istemiyoruz Ama işler karışabilir. | Open Subtitles | نحن لا نسعى لإستخدام القاتل القوة ولكن الأمور تحدث |
Bu daha iyi. Ve elbette, prensipte, üç, dört ve daha fazla adımda düşünülebilir, Ama işler zorlaşmaya başlar. | TED | هذا أفضل. و بالطّبع، مبدئيّا، يمكنكن أن تتقدّم 3 أو 4 خطوات أو أكثر، لكن الأمر يزداد صعوبة. |
Her şey yoluna girer Harvey. Zor günler olduğunu biliyorum Ama işler düzeliyor. | Open Subtitles | سيكون الوضع على ما يرام، أعلم أن الأمور صعبة هنا لكن العمل يتحسن |
Ama işler farklı şimdi. Sonunda bir yere taşındım, senin benim için bulduğun bir yere. | Open Subtitles | لكن الأمور تغيرت انتقلت لمكان وجدتي لي إياه |
Birbirinize karşı biraz döneklik ettiniz Ama işler yoluna girdi. | Open Subtitles | كان هناك بضعة محادثات بشأن الوشاية بأحدكم الآخر، لكن الأمور ستكون بخير. |
Böyle olsun istemezdim Ama işler biraz yoğun. | Open Subtitles | كنت أنوي ذلك, لكن الأمور أصبحت عصيبة نوعا ما. |
İsterseniz güvenliği reddedebilirsiniz, Ama işler bir süreliğine çirkinleşecek. | Open Subtitles | ، لذا بإمكانك أن ترفض الأمان إذا أردت . لكن الأمور ستصبح أسوأ قبل أن تتحسن |
Efendim, daha önce yardımınızı istedim biliyorum Ama işler değişti. | Open Subtitles | - سيدي اعلم اني طلبت مساعدتك سابقاً لكن الأمور تغيرت |
Görüyorsunuz Amerika'yı severdi ve gerçekten Amerika'da kalmayı istiyordu Ama işler farklı gelişti. | Open Subtitles | وأراد البقاء وإكمال حياته في أمريكا، لكن الأمور اختلفت. |
Biliyorum, sert bir ifade oldu Ama işler daha kötüye gidebilir. | Open Subtitles | أنا أعرف بأنها نوع من الشتائم ولكن الأمور بدأت تسوء |
Öyleydi, Ama işler değişiyor insanlar değişiyor. | Open Subtitles | كان كذلك، ولكن الأمور تتغيّر والنّاس تتغير. هذا ليس صحيحاً. |
Havari iyi fikir, ben 12 denedim Ama işler kontrolden çıktı. | Open Subtitles | الحواريون فكرة جيدة لقد جربت 12 ولكن الأمور لم تسر كما يجب |
Ama işler bu şekilde yürümüyor. Her öldürmende mühlet yeniden başlar. | Open Subtitles | لكن الأمر ليس هكذا ، بكل مرة تقتلين بها ، يبدأ المؤقت بالعدّ التنازلى من جديد. |
Evet Ama işler yolunda gitmedi, değil mi? | Open Subtitles | نعم، لكن الأمر لم يسير بتلك الطريقة، أليس كذلك؟ |
Onsuz devam etmek istedim ama, işler pek de iyi gitmedi. | Open Subtitles | حاولت أستخدام محامياً آخراً لكن الأمر لم يجري بشكل جيد |
Kocam benden boyun eğmemi bekliyordu Ama işler öyle yürümüyor. | Open Subtitles | يعتقدون أن علي أن أبقى تابعة و منقادة لكن العمل لا ينبغي أن يكون كذلك |
Ama işler güçleşir önünde sonunda. | Open Subtitles | لكن الامور اصبحت اصعب في بعض النقاط و الاخري |
Gelecekti, planımız buydu Ama işler biraz ters gitti. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكون هنا كانت هذه الخطة لكن الوضع ساء قليلًا |