Ayrıca, duydun mu bilmiyorum Ama insanlar pizzam için çıldırıyor. | Open Subtitles | ولا أعرف إن كنتِ سمعت، لكن الناس يهتاجون بشأن بيتزاي. |
Babanın ölmesi çok üzücü Ama insanlar çok çabuk iyileştiler. | Open Subtitles | من المؤسف وفاة والدكِ لكن الناس قد تخطوا ذلك بسرعه |
Ama insanlar kendilerine verilene kadar neye ihtiyaçları olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | لكن الناس لا يعرفون ما يحتاجون له حتى يعطى إليهم |
Evet, Ama insanlar gölgeler işaretler kişi Cennet giriş belirtmek için söylemek | Open Subtitles | نعم، ولكن الناس تقول أن الظلال علامات للدلالة على دخول الأشخاص الجنة |
Bir sürü fikrim var Ama insanlar sürekli gerçekçi olmadığımı söylüyor. | Open Subtitles | لدي أفكار كثيرة، ولكن الناس يقولون لي دائماً إنني غير واقعية. |
Güneşten mi, tozdan mı bilmem Ama insanlar selam verirken gözlerini kısarlar. | Open Subtitles | ربما بسبب الشمس والغبار لكن الناس يغمضون عيونهم قليلاً حين يلقون التحية |
Gerçek bir risk hiç olmadı Ama insanlar korktular. | TED | لم يكن هناك أي خطر حقيقي، لكن الناس كان خائفين. |
CA: Ama insanlar -- geleneksel olarak kazmanın pahalı olduğunu düşünebilir ve bu da fikre engel olur. | TED | لكن الناس يرون أن الحفر مكلّف جدًا عادةً؛ وهذا من شأنه أن يُنهي هذه الفكرة. |
Belki bunu sormam size tuhaf gelecek Ama insanlar benim yüzümü hiç hatırlayamaz. | Open Subtitles | ربما يكون غريباً أن أسألك ذلك و لكن الناس لا يتذكرون وجهى |
Ama insanlar farkına varırdı. Alışveriş merkezinin içinde böyle yürüdüğünüzü görürlerse anlarlardı. | Open Subtitles | لكن الناس سيعرفون، سيرونك تمشي على هذا النحو |
Ünvanın sana ülkemizin tahtında hak iddia etme şansı veriyor, Ama insanlar, ünvanların peşinden gitmezler, cesaretin peşinden giderler. | Open Subtitles | لقبك يمنحك زعامة أسكتلندا العرش لكن الناس لا تتبع الألقاب. إنهم يتبعون الشجاعة. |
Sonradan anlaşıldı ki, Koreliler kaçmak için toplanmışlar Ama insanlar, onların saldıracağını sanmış. | Open Subtitles | كما اتضح ، تجمع الكوريون ليهربوا لكن الناس ظنوا أنهم سيهاجموهم |
Kiralamaya çalıştık Ama insanlar burada fazla kalamıyorlar. | Open Subtitles | نعم لقد حاولنا أن نؤجرها و لكن الناس لا تحب أن تبقى هنا طويلا |
Cehennemde bir hale ile yanarsın, Ama insanlar hala Önsuç'a inanır. | Open Subtitles | أنت ستتعفّن في الجحيم لكن الناس سيظلون يؤمنون بمشروع ما قبل وقوع الجريمة |
Evet biraz farklı. Ama insanlar sevdikleri için değişirler. | Open Subtitles | انه مختلف قليلا,لكن الناس تتغير من اجل من يحبون |
Ama insanlar bana "Martin, bu imkansız, adam çok meşgul ve hayır diyecek" dediler. | TED | ولكن الناس قالوا لي، أتعلم، مارتن، هذا مستحيل، الرجل مشغول جداً، و سوف يقول لا. |
Ama insanlar yaşadıkları çevredeki zehirler hakkında konuşmak istiyorlar. | Open Subtitles | ولكن الناس يريدون التحدث عن السموم في البيئة |
Yanımıza taşındığın için çok sağ ol, John. Ama insanlar dedikodu yapacaklar. | Open Subtitles | شكرا على انتقالك هنا ياجون , ولكن الناس سيتكلمون |
Sadece bu tartışmanın iyiliği için söylüyorum insanlar ilaçları çaresiz oldukları için test etmemeliler Ama insanlar çaresiz olmadıkları müddetçe ilaçları test etmezler. | Open Subtitles | اختصاراً لهذا النقاش يجب ألا يجرّب الناس الأدوية بدافع اليأس لكنّ الناس لا يجرّبون الأدوية إلا بدافع اليأس |
Arabaların benzini bitebilir Ama insanlar gibi değil? | Open Subtitles | تستطيع السيارات أن تمضي بدون وقود ولكن البشر لا يستطيعون، صحيح؟ |
Ama insanlar her zaman böyle değildi. | TED | لكن البشر لم يكونوا دوماً على هذه الحال. |
Sormadığım bir şey için yardım kabul etmek bir şey, Ama insanlar bu tür şeyler yüzünden okuldan atılıyor. | Open Subtitles | تقبّل مساعدة لشيء لم أطلبه كان أمراً لوحده لكن الأشخاص يُطردون من الجامعات . لفعلهم هذا النوع من الأمور |
Yapmadığını bende biliyorum.Ama insanlar her zaman Adaletin kararını beklemeden,kendi kararlarını verirler. | Open Subtitles | لكن الناسَ يُصبحونَ دَفعوا بنظامِ العدالةَ دائماً. |