| Gece vardiyasıydı. Belki birinin anahtarı vardı. | Open Subtitles | الدوام المسائي ربما شخص ما كان لديه مفتاح |
| Köpek kapısını ya evdeki biri açtı ya da anahtarı vardı. | Open Subtitles | إما أن يكون شخصا فتحها من الداخل أو أن هناك شخصاً لديه مفتاح |
| anahtarı vardı Birisi ona anahtar vermiş olmalı Biz, Waldorf Astoria değiliz. | Open Subtitles | كان لديه مفتاح,شخصاً ما أعطاه المفتاح نحن ليس كمثل فندق (والدورف استوريا) |
| - Dr. Goodwin'in özel anahtarı vardı. | Open Subtitles | كلا، الدكتور جودوين كان معه مفتاح خاص ماذا؟ |
| Ama bilirsiniz, iki anahtarı vardı ve odadaki yatak da büyük boydu. | Open Subtitles | والغرفة مزودة بسرير كبير مفتاحان أمر قياسي |
| Veya anahtarı vardı! | Open Subtitles | أو ربّما كان لديها مفتاح. |
| Ama gerçek şu ki bombayı etkisiz hale getiremedin çünkü cıvalı anahtarı vardı. | Open Subtitles | لكن الحقيقة أنك لم تستطع إبطال القنبلة لأن لديه مفتاح الزئبق= عطارد |
| "Ben Franklin'in arafa açılan bir iblis anahtarı vardı" gibi. | Open Subtitles | "وبين فرانكلين كان لديه مفتاح شيطاني للمطهر" |
| Herhalde anahtarı vardı. | Open Subtitles | لا بد أن لديه مفتاح |
| Sihirli anahtarı vardı. | Open Subtitles | فقد كان لديه مفتاح سحري |
| Evet, ama anahtarı vardı. | Open Subtitles | أجل، ولكن كان لديه مفتاح |
| Elinde asma kilidin anahtarı vardı. | Open Subtitles | كان لديه مفتاح للقفل |
| Ya da katilin anahtarı vardı. | Open Subtitles | -أو أنّ القاتل كان لديه مفتاح . |
| anahtarı vardı. Adımı biliyor. | Open Subtitles | كان معه مفتاح ويعرف اسمي |
| -Yanında evin anahtarı vardı, değil mi? | Open Subtitles | - كان معه مفتاح المنزل, صحيح؟ |
| Çünkü kasanın aslında iki anahtarı vardı. | Open Subtitles | لأنه أساساً للخزنة مفتاحان |
| Onda Kathrine'in evinin anahtarı vardı. | Open Subtitles | لكن كان لديها مفتاح... منزل (كاثرين) |