Cep telefonunun yanında bulduğun anahtarla 253 numaralı kutuyu aç. | Open Subtitles | بواسطة المفتاح الذي وجدته بجانب الهاتف افتح الصندوق رقم 253 |
Ama bu bana okuldayken içinde bir anahtarla birlikte gönderilen. | Open Subtitles | لكن هذه الواحدة أرسلت لي إلى المدرسة مع المفتاح بداخلها |
Jason'ı anahtarla gönderdiklerinde Grace yatakta yatıyordu. | Open Subtitles | غرايس كانت مستلقية على السرير عندما تم إرسال جيسن بالمفتاح. |
Geçen sene dolabıma anahtarla "göt şapkası" yazan kızın sen olduğundan oldukça eminim. | Open Subtitles | أنا واثق من أنّكِ الفتاة "نحتت بالمفتاح كلمة "أحمق في خزانتي السنة الماضية |
Kesinlikle, eski usulle çalıştırıImış: anahtarla. | Open Subtitles | بالتأكيد تم تشغيلها بالطريقة القديمة بإستخدام مفتاح |
Kaybettiğin anahtarla ilgili çenemi kapalı tutuyorum da ondan. Açılmasını istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | كي لا أتفوه بكلمة عن مفتاح البوابة الذي أضعته، ألا تود ذلك؟ |
Bu cihazlar piyasaya girmeden önce güvenlik ve gizliliğini açıklığa kavuşturmak gerekiyor, çünkü herhangi biri bağlı bir cihaz üzerinden giriş yapabiliyorsa bir evi anahtarla kilitlemenin ne anlamı var ki? | TED | فنحن نحتاج لأن نحصل على الأمان والخصوصية بوجود هذه الأجهزة قبل دخولها السوق، فما هو الغرض من تأمين المنزل بمفتاح إذا كان بإمكان أي شخص الدخول إليه عبر جهاز متصل بالشبكة؟ |
O anahtarla kasaya gideceksin ve 765 numaralı kutuyu açacaksın. | Open Subtitles | هذا المفتاح في الدخول للخزنة وقم بفتح الصندوق رقم 765 |
Bu küçük mavi anahtarla şehrin kapılarını açabliirsin ve bu yeni ulaşım opsiyonu. | TED | لذلك مع هذا المفتاح الازرق الصغير بإمكانك أن تفتح مفاتيح المدينة وهذه الموضة الجديدة من التنقل |
Anımsadığım kadarıyla, ben şaşkınlık geçirirken, eve doğru yürüdü ve anahtarla kapıyı açarak içeri girdi. | Open Subtitles | نعم, وقد اصابتنى الدهشة لذلك, لأنى رأيته يدخل الى المنزل باستخدام المفتاح |
Saat 3'te anahtarla tekrar burada ol, sonra paranı kontrol ederiz. | Open Subtitles | قابلني ثانية هنا فى تمام الـ3: 00، اجلب لي المفتاح وسننطلق لنتفحص بضاعتك الخضراء |
Sanki anahtarla birlikte kalbimin bir parçasını yitirmiştim. | Open Subtitles | شعرت وكأنني فقدت جزء من قلبي بذلك المفتاح. |
Bak, bu konuda münasip bir özür dilememe sebebimin anahtarla bir ilgisi yok ki dürüst olacak olursak, yakında ona ihtiyacın kalmayacak dostum. | Open Subtitles | عدم قيامي بالإرضاء بشكلٍ صحيح لا يتعلق بالمفتاح لأقول الحقيقة لن تحتاجني ياصاح |
Ruthie, biliyor musun, anahtarla yaptığın bu şey bir bakıma komik bir şeydi. | Open Subtitles | "روثى " هل تعرفين أن ما قد فعلتيه بالمفتاح كان شيئاً مضحكاً |
Ve anahtarla resetlemeni istiyorum. | Open Subtitles | وأريدك أن تعيدى الكرّة بالمفتاح |
Otel güvenliğinden kontrol ettik kimse saat 1:30'dan sonra anahtarla odaya girmemiş. | Open Subtitles | بحثنا مع أمن الفندق, لم يدَخلَ أي أحد إلى الجناحَ بعد 1: 00 مساءً بدون مفتاح. |
Aynı odadaydık, ama kuklaları yendikten sonra anahtarla çekip gitti. | Open Subtitles | كنا في نفس الغرفه لكنه هزم هؤلاء الكيكوشي وحصل على مفتاح واعتقد انه هرب |
Küçük bir anahtarla küçük bir dosya odasının kapısını açmak için mi? | Open Subtitles | لإستخدام مفتاح واحد صغير لفتح حجرة واحدة صغيرة بها ملفات؟ |
Göstereceğim üzere, bu marka sırt çantaları fabrika yapımı bir anahtarla satılıyor. | Open Subtitles | كما سأبين لكم هذه النوعية من الحقائب تأتى بمفتاح |
Yani size göre, Bay Glaser, Stonehenge araba gibi anahtarla açılıp kapanabilen bir makine. | Open Subtitles | لذا بإعتقادك سيد جلاسر، بأن ستونيهينج هي آلة تدار وتوقف بمفتاح إلى حدّ ما مثل سيارة |
Sonra da Bayan Hubbard'ın kompartımanına çalıntı bir anahtarla girip, üzerinde kimonoyla buradan gitmiştir. | Open Subtitles | ثم وصل لغرفة السيدة هبارد بمفتاح مسروق, وغادر فى زى الكيمونو. |
Onu arayıp, anahtarla beraber acilen gelmesini söyleseniz? | Open Subtitles | ربما سأقترح عليكِ أن تتصلي بها وتخبريها أن تأتي إلى هنا بالمفاتيح بسرعة؟ |
Yüksek güvenlikli her güvenlik kasası iki adet anahtarla açılıyor. | Open Subtitles | كل صندوق إيداع آمن في خزنة الأمن العالي يتطلب مفتاحين |