E.B.White diyor ki, mizahı analiz etmek kurbağayı parçalamak gibidir. | TED | الآن، إي بي وايت يقول، تحليل الدعابة يشبه تشريح الضفدع. |
Bu yüzden bu fırtınaların hareketlerini güneşte ilk oluştuklarında analiz etmek ve aynı zamanda tahmin etmek için bilgisayar simülasyonları kullanıyorum. | TED | ولذا ما أقوم به هو استخدام المحاكات الحاسوبية لكي أتمكن من تحليل والتنبؤ بسلوك تلك العواصف بمجرد نشأتهم على سطح الشمس. |
Efendim, bunu analiz etmek için birkaç dakikaya ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | سيدي ، أنا في حاجة الى بضع دقائق لتحليل هذا. |
Dünya'nın iklim gözlemlerini analiz etmek için başka bilimcilerle çalıştım. | TED | اشتغلت مع علماء آخرين لتحليل ملاحظات مناخ الأرض. |
Tüm bu veri bir yere gönderildi ve bunu analiz etmek için devasa bir bilgisayar çabası başladı. | TED | شُحنت كل هذه البيانات لمكان واحد وانكبت الجهود المعلوماتية على محاولة تحليلها. |
Artık kitaplardan öğreniliyor, uzun uzun laf cambazlıkları yapıp birbirini analiz etmek. | Open Subtitles | اما الآن , فإنة يقرأ الكثير من الكتب يفاضل بين الكلمات المكونة من أربع مقاطع ويحللها نفسياً مع بعضها البعض |
Birazını analiz etmek için ayıracaksın, değil mi? | Open Subtitles | ستحتفظ ببعض من هذا لتحليله , أليس كذلك ؟ |
Yıldız üssünde analiz etmek için kan örneği alacağım ve sonra hastalık için bir tedavi bulabiliriz. | Open Subtitles | سأقوم فقط بأخذ بعض عينات الدم لتحليلها على متن السفينة الأم وبعدها سنكون قادرون على إيجاد علاج لهذا المرض |
Bunları analiz etmek bizi Avrasya'nın oluştuğu on milyonlarca yıl öncesine götürür. | Open Subtitles | و تحليله يأخذك لعشرات الملايين من السنين في الماضي . (لوقت تشكل (يوريجا |
Pekâlâ, ilk yapmamız gereken şey veriyi yeniden analiz etmek. | Open Subtitles | حسنًا، أول ما يجب علينا فعله هو إعادة تحليل البيانات.. |
Fakat testi yapanların genel yaklaşımını analiz etmek psikolojilerinin gerçek iç yüzünü anlamayı sağladı. | TED | ولكن تحليل النظرة الشاملة للخاضعين للاختبار نتج عنه نظرة واقعية لنفسياتهم. |
Verileri hızlıca analiz etmek de bir sorun olabilir. | TED | تحليل البيانات بسرعة قد يكون أيضًا مشكلة. |
Ama bunu aşırı analiz etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لكن يا إلهي, لا اريد أن أبالغ في تحليل هذا, |
Kan örnekleri almak ve test etmek isterseniz... kumaşları analiz etmek, örnekleri değerlendirmek... her şey burada. | Open Subtitles | اذا أردتم عمل فحوصات للدم بالاشعه تحت الحمراء أو تحليل الشعيرات |
Veriyi analiz etmek için dünyanın her yerinden fizikçiler CERN'e bu makineye bağlanmaya giderdi. | TED | لتحليل البيانات، سافر فيزيائيّون من أرجاء العالم إلى المختبر اﻷوروبي لفيزياء الجزيئات للاتصال بالآلة الهائلة |
Bu yüzden bu mercanlarda uranyumu ve yavru çekirdeklerinden biri olan toryumu analiz etmek için lazer kullanıyoruz, bu da bize fosillerin tam olarak kaç yaşında olduğunu söylüyor. | TED | نستعمل اللايزر لتحليل اليورانيوم و إحدى نظائره، الثوريوم، في هذه المرجانات و يخبرنا هذا عمر الأحفوريات بدقة. |
O yüzden, sonucu analiz etmek için yeterli para kalmadığı anlaşılınca araştırmacılar dosyalarını 2.000 kadar kutu ile götürmeye karar vermişler. | TED | وعندما اتضح أنه لم يكن هناك مال كافٍ لتحليل النتائج، قرر العلماء جمع ملفاتهم في حوالي 2000 صندوق. |
Arabadaki seramik parçalarını analiz etmek için G.C kütle spektrometresini kullandım. | Open Subtitles | لقد استخدمت منظار الطيف لتحليل كسور السيراميك من السيارة |
- Hareketleri analiz etmek için güvenlik, gözetim ve trafik kameralarından yararlanıyoruz. | Open Subtitles | الراقبة و كاميرات المرور لتحليل التحركات |
Akla gelebilen her türlü cihazı onu analiz etmek için kullandık. | Open Subtitles | حاولنا تحليلها مستخدمين كل جهاز يمكن تخيله |
Daha karmaşık problemleri çözmek, analiz etmek, onlar üstünde düşünmek için daha fazla zaman harcayıp daha fazla çalışmanız gerekir. | Open Subtitles | لكن التمكن من حل المشاكل الأكثر تعقيداً وكيفية تفصيل مشكلة وكيفية تحليلها يتطلب منا المزيد من الاهتمام والوقت |
Artık kitaplardan öğreniliyor, uzun uzun laf cambazlıkları yapıp birbirini analiz etmek. | Open Subtitles | اما الآن , فإنة يقرأ الكثير من الكتب يفاضل بين الكلمات المكونة من أربع مقاطع ويحللها نفسياً مع بعضها البعض |
Kızınızın hard diskini imgeleştiriyorum. Herhangi bir ipucunu analiz etmek için 24 saate ihtiyacım var. | Open Subtitles | إني أتخيل الآن القرص الصلب لحاسوبها سأحتاج إلى 24 ساعة لتحليله و الحصول على دلائل |
Ve analiz etmek bizim çocuklar verdi. | Open Subtitles | وأعطيتها لرجالنا لتحليلها |
- Artık analiz etmek çok daha zor. | Open Subtitles | -يجعل من الصعب تحليله |