"anksiyete" - Translation from Turkish to Arabic

    • القلق
        
    • والقلق
        
    Okula gitmek istemiyordum. Kendimden nefret etme, anksiyete sorunlarım vardı. Open Subtitles لم أودا لذهاب للمدرسة، لدي الكثير من القلق والكره الذاتي.
    Araştırmalarımda, anksiyete dedikleri bir duyguya kapılmamak için aralarında sosyal bağlar kurduklarını öğrendim. Open Subtitles وفي أبحاثي وجدتهم يكونون روابط إجتماعية سوياً لمساعدتهم في تخفيف شيء يسمى القلق
    sosyal anksiyete korkum bir anda yok oldu. TED اختفت رهبتي من التحدث في اللقاءات العامة، ومن القلق الاجتماعي،
    Ancak, kalp çarpıntısı anksiyete demek değil. TED ولكن هاكم الأمر الهام: فضربات القلب القويّة ليست بالضرورة سبب القلق.
    Sizlerle konuşmak istediğim diğer depresyon ve anksiyete sebeplerinden biri de buraya çıkıyor. TED ويرتبط ذلك بأحد الأسباب الأخرى للإصابة بالاكتئاب والقلق التي أردت أن أحدثكم عنها.
    Saralılar, anksiyete bozukluğu olanlar ve idam mahkumları için kullanılan bir tür barbitürat. Open Subtitles و هي تستخدم أحيانا كدواء مسكن بإعتبارها مضادة للتشنجات لحالات الصرع و إضطرابات القلق والدولة تستعملها للإعدام
    Bir tane de Cambridge'ten. anksiyete üzerine kitaplar, prestijli tıp dergilerinde makaleler. Open Subtitles قامت بنشر كتب عن القلق و مقالات فى مجلات طبية مرموقة
    Yani anksiyete kendini bütün fiziksel yollardan gösterebilir. Open Subtitles أنتِ تعلمين بأن القلق يمكن أن يظهر بكل أنواع المظاهر الجسدية
    Kızınız Grace'in yaygın anksiyete bozukluğu yaşadığına inanıyorum. Open Subtitles تُعاني ابنتكم غريس من بوادر اضطرابات القلق العام
    Evet, anksiyete bazı fiziksel etkileri vardır. Open Subtitles إنّ الجزء الأساسي من القلق ذو مظهرٍ جسدي
    Bir anksiyete hastasının asla korkutulmaması gerekir. Open Subtitles لايجب ان نعرض المريض الذي يعاني من القلق بالشعور بالخوف
    Acılardan kaçınmaya çalışmak her türlü anksiyete bozukluğuna yol açabilir ki bu da fiziksel bir hastalığa dönüşebilir. Open Subtitles تجنب الحزن قد يقود إلى أعراض القلق والّتي من الممكن أن تظهر في مرض جسدي
    Acılardan kaçınmaya çalışmak her türlü anksiyete bozukluğuna yol açabilir ki bu da fiziksel bir hastalığa dönüşebilir. Open Subtitles تجنب الحزن قد يقود إلى أعراض القلق والّتي من الممكن أن تظهر في مرض جسدي
    Clonazepam'ın genelde anksiyete için kullanıldığını yazıyor ama bazı insanlar uyku ilacı olarak da kullanıyormuş. Open Subtitles يقال ان كلونازيبام عادةً شيء يستخدم لـ القلق لكن أيضاً بعض الناس يستخدمونه ليساعدهم على النوم
    Ben evcil hayvan terapisi sanmıyordum Gerçekten onun anksiyete ile yardımcı olur. Open Subtitles أظن أن علاج الحيوانات الأليفة يساعد في تقليل القلق
    Doğru dozaja bakınca, bunlar ondaki anksiyete ve TSSB'yi gösterir. Open Subtitles في الجرعات الصحيحه, هذه ستعدل له القلق والاضطرابات.
    En iyi arkadaşım ve erkek arkadaşım, arkadaş olmayı kabul etmedikleri için anksiyete bozukluğum var. Open Subtitles لدي حالة حادة من القلق لان صديقي المفضل و حبيبي يرفضان ان يكونا صديقان
    Ben bir anksiyete krizi gecirdim ve Cantor ofisinde uyandim. Open Subtitles كان لي هجوم القلق واستيقظت في مكتب كانتور.
    anksiyete bazen büyük ve kara bir bulut gibi gelip sizi yorabilir. Open Subtitles يشعر القلق في أغلب الأحيان مثل شيئاً ما الذي يَغمرُ لكنه كبير ورمادي مثل غيمة مظلمه
    Depresyonla karışık sosyal anksiyete bozukluğu. Open Subtitles اضطراب القلق الاجتماعي مختلطا مع الاكتئاب
    Dalga geçmeyin. Eğer biri sizinle ruhsal bozukluk, anksiyete, depresyon ve intihar düşüncesi hakkında konuşmaya geliyorsa buna saygı duymamız gerekiyor. TED لا تمزح. عندما يأتي شخص ما ليحادثك عن الصحة العقلية والقلق والاكتئاب وأفكار الانتحار، نحتاج إلى احترام ذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more