"anlık" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفورية
        
    • الفوري
        
    • فورية
        
    • لمحة
        
    • للحظات
        
    • مؤقت
        
    • فوري
        
    • لحظي
        
    • لحظية
        
    • لحظة
        
    • دقيقة من
        
    • اللحظية
        
    • نزوة
        
    • وجيز
        
    • عفوي
        
    Amerikalılar anlık zevklerden ve ters yüz etmekten hoşlanırlar. TED يحب الأمريكيون المتعة الفورية والعكسية.
    Tüm bunların da ötesinde, İngilizce anlık çevirinin yalnızca mümkün olduğu değil, aynı zamanda her yıl daha iyi hale geldiği bir noktada. TED وأهم من كل ما ذكرته، فقد تطورت الترجمة الفورية من أي لغة إلى الانجليزية، وأصبحت ليست ممكنة فحسب، وإنما تتطور من عامٍ لعام.
    anlık mesajı kapatabilirsiniz, ama yöneticinizi gizleyemezsiniz. TED يمكنك إخفاء التراسل الفوري لا يمكنك إخفاء مديرك.
    Yani tahmin edebilirsiniz ki, anlık karar vermek zorunda olan polis memurları için bu fazlasıyla zarar verici olabilir. TED وهكذا يمكنكم تخيل، رجال الشرطة الذين عليهم اتخاذ قرارات فورية يمكن أن تكون في مركز صنع القرارات الضارة جدًا.
    Evde bir video güvenlik sistemimiz var. Birisinin anlık görüntüsü var ama kimse birşey çıkaramadı. Open Subtitles لدينا نظام تسجيل أمني في المنزل التقط لمحة من شخص ما، ولكن
    Bugün bir anlık zayıflığıma denk geldi, ama bu olay senin benim için yaşlı olmadığını farketmeme yardım etti. Open Subtitles تعرضت للحظات ضعف اليوم لكنه الامر كله بخير لانه اوصلني لنتيجة انك لست كبيرة علي
    Ayrıldık ve ben anlık bilinç kaybı yaşadım. Bu nedenle emin değilim. Open Subtitles عندما انفصلنا , فقدت الوعى مؤقت لأى غرض , لست متاكد
    Bu esnada sıcaklık artıyor. Bir anlık donma. Open Subtitles وبحلول الوقت الذي ضرب به الينابيع الحارة تجمد فوري
    ya da bir anlık süren görüş noksanlığına, Adi. Artık çok geç. Open Subtitles أو فقدان لحظي للبصر فات الأوان لقد فعلتها
    Ama Einstein, ışık hızının evrendeki en uç hız olduğunu söylüyor, bu yüzden yerçekimi anlık olamaz. Open Subtitles لكن اينشتين قال ان سرعة الضوء هو الحد لسرعة الكون ، إذن الجاذبية ليست لحظية
    Kişisel çıkar anlık faydalanma gibi dar bir konsepti tanımlamıyor. TED فالمصلحة الذاتية ليست مفهوما محدودا فقط لمنفعتك الفورية.
    Şirketler anlık mesajlara ya da Facebook'a erişimi bloke ediyorlar. TED الشركات تمنع الوصول للرسائل الفورية أو الفيس بوك.
    Daha önce hiç bu kadar bağlı, sürekli, anlık, genç olmamıştık. TED لم يسبق لنا أبداً أن كنا بهذا التواصل بهذا الشكل المستمر و الفوري و بأعمار شابة
    İçinde bulunduğumuz anlık geri bildirim çağına uygun daha hızlı bir eylem biçimi sunarlar. TED إنها تقدمُ أكثر من شكل للعمل الفوري في عصرنا لردود الفعل الفورية.
    Ve en sonunda anlık mesaj sistemini iş bilgisayarlarına koydular. TED وأخيراً أتفقوا على وضع رسائل فورية على كمبيوتراتهم في العمل.
    Deja vu, basit bir şekilde diğer tarafa anlık bir bakıştır. Open Subtitles الرؤية المسبقة ببساطة مجرد لمحة عن الجانب الآخر.
    Güven bana, beraber bir anlık sıvışmak için dayanamayacaklar. Open Subtitles ثقي بي ، لن يقاوما الهروب معاً بالخفاء للحظات
    Kronik yorgunluğun olsaydı lenf bezlerin hassaslaşır, kaslarının yanı sıra birçok yerinde ağrı hisseder, anlık bellek kaybı yaşar ve baş ağrısı çekerdin. Open Subtitles عطل في الغدد اللمفاوية و الام في العضلات الام في المفاصل , فقدان مؤقت للذاكرة و صداع
    İlerleme tüpü. Farklı iki yer arasında anlık yer değiştirmeye yarayan taşıma şekli. Open Subtitles أنبوب بوم , وسيلة بديلة لأنتقال فوري بين المواقع البعيدة
    Ve geleneksel modelde, anlık bir ödev yaparsanız, dersiniz ki, ''Şu çocuklar yetenekli, şunlar ise o kadar iyi bilmiyor. TED بينما في النماذج التقليدية، اذا قمت بتقييم لحظي فانك تقول، " هؤلاء تلاميذ موهوبون، وهؤلاء تلاميذ متأخرون
    Newton yerçekiminin anlık olduğunu söyler. Open Subtitles قال نيوتن ان الجاذبية لحظية
    Bir anlık sevgi, kötü bir adamın içinde de olsa hayata anlam katabilir. Open Subtitles ان لحظة من الحب حتى مع شخص شرير بامكانها أن تجعل للحياة معنى
    Vi Hart ve "anlık Fizik" beni daha önceden bilmediğim birçok şeyle tanıştırdı. TED " فاي هارت " و "دقيقة من الفيزياء " قاموا بتعريفي بجميع الأشياء التي لم أكن أعلمها من قبل.
    Bazı anlık deneyimleri ve biraz da bilgiyi hafızaya almamıza izin verir. TED فهي تسمح لنا بحفظ بعض الخبرات اللحظية و القليل من المعرفة.
    Eğer öyle bir şey yapmışsam bile, bir anlık bir olaydan fazlası olmazdı. Open Subtitles حتى لو حدث هذا فلن يكون أكثر من مجرد نزوة عابرة
    Orgazmın sadece kısa bir anlık his. Open Subtitles القذف هو شعور وجيز.
    Bir kere, genellikle anlık, içgüdüsel kazara ya da tesadüfidir. TED فهو على سبيل المثال، غالبا ما يحدث بشكل عفوي, بديهي, عرضي او غير عرضي,

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more