"anlıyorsunuzdur" - Translation from Turkish to Arabic

    • تتفهم
        
    • تتفهّم
        
    • تتفهمون
        
    • تتفهمين
        
    • تفهمون
        
    • تتفهموا
        
    Üzgünüm Dr. Watson, hareket bombayı etkinleştirir. Umarım anlıyorsunuzdur. Open Subtitles أنا آسف، أي حركة ستنفجر القنبلة أتمني أن تتفهم ذلك
    Umarım beni anlıyorsunuzdur daha fazla detay veremem. Open Subtitles أتمني ان تتفهم أني لا أستطيع كشف اي تفاصيل اخري.
    Eminim anlıyorsunuzdur bunu onlara vermenize izin veremeyiz. Open Subtitles بالتأكيد أنت تتفهم أنه لا يمكننا أن نسمح لك بإعطاء ذلك لهم
    Bu gerekli olduğu için üzgünüm, ama bu durum altında, eminim anlıyorsunuzdur. Open Subtitles آسفة هذا ضروريّ,لكن تحت الظروف الحالية,أثق أنّك تتفهّم
    Bunun kanıtını niye görmek istediğimizi anlıyorsunuzdur her halde. Open Subtitles انتم تتفهمون لماذا نحتاج ان نشاهد دليل على ذلك
    Bunun özel olacağını anlıyorsunuzdur? Open Subtitles أنت تتفهمين من أنه يجب أن يكون حصرياً؟
    Umuyorum ki, sadece kendimden bahsettiğimi ve istediğim şeyi anlıyorsunuzdur. Bunun kötürüm olmakla alakası yok. Open Subtitles أنا سعيد لأنَّكم تفهمون أنَّ هذا المشروع يعنيني أنا فقط
    Askeri bir aile olarak eminim anlıyorsunuzdur... Open Subtitles و آمل أن تتفهموا موقفى كأسرة شخص عسكرى
    Hikayeniz doğru çıkarsa insanların ciddi şekilde etkileneceğini anlıyorsunuzdur. - Yani, Kuzen Matthew mi? Open Subtitles بالتأكيد أنت تتفهم بأن الناس سيتأثرون بجدية من كون قصتك حقيقية
    Beyaz Saray'ın kısıtlı bölümlerine yapılan tüm girişleri kontrol etmemiz gerektğini anlıyorsunuzdur. Open Subtitles أنت تتفهم التحريات الأمنية عند التوغل داخل المناطق المحظورة للبيت الأبيض
    Sadece ne kalitede bir insan olduğunuzu görmek istedim. Eminim anlıyorsunuzdur. Open Subtitles أنا أحاول أن أكتشف أي نوع من الأشخاص تكون أنت، أتمنى أن تتفهم هذا
    Eminim bizin anlıyorsunuzdur. Open Subtitles مراقبين لكم بالأعلى هنا، متأكد أنك تتفهم
    Eminim bizin anlıyorsunuzdur. Open Subtitles مراقبين لكم بالأعلى هنا، متأكد أنك تتفهم
    Geçmişte yaşanan olaylardan dolayı. anlıyorsunuzdur. Open Subtitles لدينا قاعدة تمنع تواجد الكلاب في الحرم الجامعي، مشاكل سابقة، أنت تتفهّم.
    Belki bunu bilirseniz, onun uygun tedavi ve bakımı görmesi için eve getirme isteğimi anlıyorsunuzdur. Open Subtitles لذا، ربما معرفَة ذلك، يُمكنك أن تتفهّم إستعجالي، بأنني أريد له أن يتلقى العلاج و الرعايَة المُناسبَة.
    Umarım anlıyorsunuzdur. Open Subtitles أتمنى أن تتفهّم الموقف
    Dinleyin. Umarım dün gece Şerife haber verişimi anlıyorsunuzdur. Open Subtitles أسمع، آمل أنكم تتفهمون سبب أضطراري للأتصال بالشِريف الليلة الماضية
    Umarım anlıyorsunuzdur. Open Subtitles أتمنّى أنكم تتفهمون
    - Helo'yla Tyrol'ı idam edeceğinizi duyduğunda yapmak zorunda olduğuna inandığı şeyi neden yaptığını anlıyorsunuzdur o zaman. Open Subtitles حسناً , إذن ربما تتفهمين لماذا قد فعل ما أعتقد أنه مضطر لفعله (عندما قولتى أنك ستقومين بإعدام (هيلو) و (تيرول
    Bu konuda neden ihtiyatlı olduğumu anlıyorsunuzdur. Open Subtitles تتفهمين حاجة السرية
    Umuyorum ki, sadece kendimden bahsettiğimi ve istediğim şeyi anlıyorsunuzdur. Bunun kötürüm olmakla alakası yok. Open Subtitles أنا سعيد لأنَّكم تفهمون أنَّ هذا المشروع يعنيني أنا فقط
    Yine de umarım hepiniz sözünüze güvenemeyeceğimi anlıyorsunuzdur. Open Subtitles على أي حال , أمل أنكم جميعكم تفهمون أنه لا يمكنني أن أخذ كلمتكم بثقة
    Umarım anlıyorsunuzdur. Open Subtitles أتمنى أن تتفهموا جميعاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more