| Yapamam. Çılgınca geldiğini biliyorum, ama anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لا استطيع, أعرف أنه يبدو جنوني لكنني عقدت صفقة |
| Ama işin aslı babanla bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | ولكن حقيقة الأمر أننى عقدت صفقة مع والدك |
| Seçim kampanyası boyunca yanında yer alacağıma dair şeytanla bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد عقدت صفقة مع الشيطان و بموجبها سيتوجب علىَّ أن أقف بجانبه طوال فترة الإنتخاب |
| İsteyin yeter. Bugün çok kazançlı bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | .أي شيء من أجلك لقد أبرمت صفقة رابحة اليوم |
| Bir anlaşma yaptım. Bunlar babamın şartları. | Open Subtitles | لقد أبرمتُ اتفاقاً وكانت هذه هي شروط أبي |
| Ben de onu kurtarmak için bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لذا قدمت صفقة, لانقاذه. |
| Clara, kronokilidi Rigsy'ye verdiğimde Gölge ile bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | كلارا"، عقدت إتفاقاً مع الظل" "حين وضعت العدّاد على "ريغزي |
| Dekanla ufak bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | عملت صفقة صغيرة مع المستشار |
| Seçim kampanyası boyunca yanında yer alacağıma dair şeytanla bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد عقدت صفقة مع الشيطان لأقف بجانبه أثناء فترة الإنتخابات |
| Evet, Jonah'la anlaşma yaptım yalnız. | Open Subtitles | نعم, على الرغم من أنني عقدت صفقة مع جوناه |
| Evet, Jonah'la anlaşma yaptım yalnız. | Open Subtitles | نعم, على الرغم من أنني عقدت صفقة مع جوناه |
| Eyalet savcılığı için bazı kanıtlar topladım, dokunulmazlığı için bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | عن طريق أحد معارفي في مكتب المدعي العام عقدت صفقة لأحصل له على حصانة |
| "Ben de Maxine Seagrave adında bir şeytanla anlaşma yaptım." | Open Subtitles | لذا عقدت صفقة مع الشيطانة التي اسمها ماكسين سيجرف |
| O nankör kellen, o nankör boynunda biraz daha kalsın diye bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد عقدت صفقة لك للحفاظ على رأسك الجاحدة على رقبتك الجاحدة لمدة أطول من الزمن |
| Geçen yıl kaybolduğum gece bir şey ile anlaşma yaptım. | Open Subtitles | العام الماضي ليلة اختفائي أبرمت صفقة مع شيئاً ما |
| İyi bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | أبرمت صفقة جيدة |
| Sen bir yere gitmiyorsun, Michael. Bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لن تخرج من هنا يا (مايكل)، لقد أبرمتُ اتفاقاً |
| Bir başkasıyla anlaşma yaptım. | Open Subtitles | أنا قدمت صفقة مع شخص آخر. |
| Bu yüzden, kadınlarla bir anlaşma yaptım. "Bakın, yardım tarafını boş verin, ... ve burayı bir işletme gibi işletelim, ben de size yardım ederim." | TED | لذا، عقدت إتفاقاً مع النساء. قلت، " أنظروا، يجب أن نتخلص من جانب المؤسسة الخيرية، ونشغّل هذا كعمل تجاري وسأساعدكم." |
| Maroni'yle hoş bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد عملت صفقة بسيطة مع ماروني |
| - Ne? Anubis'le bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | قمت بإتفاق مع * انوبيس * تسلم العين تذهبون احرار |
| Simon'ı devirmek için Madeline Stern'le anlaşma yaptım Truth ve iki tane daha kulübü elinden almak için. | Open Subtitles | لقد قُمت بصفقة مع ماديلين ستيرن لهزيمة سيمون وقُمت بإرجاع النادى من جديد بالإضافة إلى ناديين أخريين |
| Sorun şu ki, seni götürecek araç gelene kadar seninle konuşacağıma dair bir arkadaşımla bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد عقدت اتفاق مع صديق لأتكلم معك حتى يأتى وقت ترحيلك |
| Pegasus'la satışa yardımcı olacak gibi görünen bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد عقدت اتفاقا مع "بيغاسوس" في النهاية قد يساعد على عملية البيع. |
| Bu çocukla bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد اتفقت مع هذه الطفلة. |
| - Bu duruma memnun... - Evet, Union Oil ile anlaşma yaptım. | Open Subtitles | انا سعيد لاجلك نعم,لقد تعاقدت مع يونيون |
| Kilikyalı korsanlarla küçük bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقد عقدت إتفاق صغير مع القراصنة الصقليين |
| Onun burada kalmasına izin veremem. Bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لا أستطيع تركها تبقى عقدت اتفاقاً |
| Bu hayat karşılığında onunla bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | عقدتُ اتّفاقاً معه مقابلَ هذه الحياة. كنتُ حمقاء. |