Bu kahvehaneye ilk geldiğim akşam, ilsa'yla aranızda bir şey olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أول مساء حضرت إلى المقهى، عرفت أن هناك شيئاً بينك وبين إلسا. |
Sen olduğunu anlamıştım, Jim Morrison. Her zaman geldiğini anlarım. | Open Subtitles | عرفت انك انت جيم موريسون دائما اعرف عندما تكوت انت |
Söylememiştin ya bayım yine de gördüğümde sıradan bir polis olmadığını anlamıştım. | Open Subtitles | انت لم تقل هذا يا سيدى ولكنى علمت انك لست شرطى نظامى |
O bacağını kaşıdığında ben hiçbir şey hissetmemiştim ve "Ben olmadığını anlamıştım. " | Open Subtitles | علمت ذلك عندما خدش قدمه ولم أحس بشيء قلت لنفسي إنه ليس أنا |
Hem çeviri hem de geçişte bunlar kaybolmuştu, kendimle aramda köprüler kurma zamanımın geldiğini anlamıştım. | TED | كل هذا ضاع أثناء الترجمة والتحول، وعندما أدركت ذلك، قررت أن الوقت قد حان لأبدأ بناء جسور تربط بين شخصياتي. |
İnanılmayacak kadar güzeldin... inanılmaz seksiydin... Seninle olmam gerektiğini anlamıştım... Orda ve o anda... | Open Subtitles | لقد كنتي جميلة جداً, مثيرة جداً, عندها علمتُ أنني يجب ان احصل عليكي في الحال |
Seni ilk defa bir kasayı açarken gördüğümde sana aşık olduğumu anlamıştım. | Open Subtitles | المرة الأولى التي رأيتكِ فيها تخترقين خزنة عرفتُ أني واقعٌ في حبك |
Doğruyu söylemek gerekirse seni gördüğüm an dünyadaki en iyi kız olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | ولإخبارك أن تلك الثانية التي رأيتك فيها, عرفت أنك أفضل بنت في العالم |
İlk görüntüleri gördükten sonra bunun büyük bir olay olacağını anlamıştım. | Open Subtitles | حالما قمت ببيع أول شريطين للجرائم عرفت أن ذلك سيكون عظيماً |
O herifi ilk gördüğüm an bir sıkıntı olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | من أول مرة رأيته عرفت أن شيئا ما كان خطأ |
Bu kahvehaneye ilk geldiğim akşam, llsa'yla aranızda birşey olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أول مساء حضرت إلى المقهى، عرفت أن هناك شيئاً بينك وبين إلسا. |
Sizi görür görmez benim için tehlikeli olduğunuzu anlamıştım. | Open Subtitles | لقد عرفت منذ اول لحظة رأيتك فيها انك خطر علىّ |
Sizi görür görmez onun için tehlikeli olduğunuzu anlamıştım. | Open Subtitles | وانا قد عرفت منذ اول لحظة رأيتك فيها انك خطر عليها |
Biliyor musunuz, Leo elmasları geri verdiğinden bahsettiğinde, bir oyun planladığını anlamıştım. | Open Subtitles | أتعلمان؟ عندما قال ليو أنكما أعدتما الماسات علمت أنكما تخططان لشيء ما |
Bunu gördüğümde genç bir kız için fazla ağır olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | علمت عندما رأيت هذا من قبل أنه اختيار راقٍ لامرأة شابة |
O an, kızların babaları ile bağ kurmak için bir yola ihtiyaç duyduklarını anlamıştım. | TED | في تلك اللحظة علمت ، أن الفتيات يحتاجون إيجاد طريقة للتواصل مع آبائهم. |
Bu çantaların aslında kendi fabrikalarında üretildiğini anlamıştım ve çantaların hepsi orjinaldi. | TED | ببطء أدركت هذه حقائب اليد تم انتاجها من قبل مصنعهم، وكل واحد منهم كانت أصلية. |
Tanıştığımızda aşağılın teki olduğunu hemen anlamıştım. Hepimiz anlamıştık. | Open Subtitles | علمتُ بأنّه زير ساعة التقيتُه، كلّنا علمنا ذلك |
Bu sabah kapıcı oradayken orada ilgini çeken birinin yaşadığını anlamıştım. | Open Subtitles | عندما رأينا المتعهدة هذا الصباح عرفتُ أنك مهتم بإحداهن هناك |
Altı yaşındaydım ve ölmenin nasıl bir şey olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | عمري ست سنوات, وقد كنت أعرف كيف يكون الشعور بالموت. |
Gördüğümde özel olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | ومتى أنا عَمِلتُ، عَرفتُ بأنّك كُنْتَ خاصّ. |
Biliyor musun, ilk tanıştığımızda ortak bir yanımız olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أتعرف ، لقد أدركتُ أننا بيننا الكثير من الأشياء المشتركة ، عندما تقابلنا أول مرة |
Daha en başından sizin ne hoş bir bayan olduğunuzu anlamıştım. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك لست متزمتة كما قالو عنك . كلا ليس تماما |
Evet, halka açık bir kafede, bunu sağduyulu bir şekilde halletmenden anlamıştım. | Open Subtitles | أجل، استنتجت هذا بطريقة معاملتكِ اللبقة للغاية في مقهى عام |
O zaman onun kalbinin içini görmüş ve Apophis'e tapmadığını anlamıştım. | Open Subtitles | نظرت في قلبة وعرفت أنه ان يعبد أبوفيس أكثر من ذلك |
30 sene önce ilk söylediğinde de anlamıştım. | Open Subtitles | فهمتها منذ 30 عام عندما قالها ليّ بأول مرة |
Buzdolabındaki hazır yemek pakedi kulesini görünce anlamıştım zaten. | Open Subtitles | توقعتُ ذلك من معبد البوليستيرين الذي لديكِ في الثلاجة. القهوة جاهزة. |
Merhaba. Birinin baktığını anlamıştım. | Open Subtitles | خمنت أن هناك شخص ما ورائي |
O gün öfkelendim çünkü benim yüzümden hislerini gizlediğini anlamıştım. | Open Subtitles | ..لقد كنت غاضبا في ذلك الوقت لاني كنت اعلم .. بانك لم تقم بذلك من اجلي |