Devlete parasını verdim. Ama buralarda bunun bir anlamı yok. | Open Subtitles | لقد دفعت حقها للحكومة لكن هذا لا يعني أي شيء |
Hiçbir anlamı yok. Uslanmış görünmemek için domuz gibi mi davranıyorsun? | Open Subtitles | اسمعي , هذا كلام غرف تغيير الثياب لا يعني أي شيء |
Demek istediğim, iş işten geçtikten sonra önlem almaya çalışmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | أعني لا فائدة من تعطيل قنبلة بعد أن000 بعد أن تكون قد إنفجرت |
Buradaki anahtar sözcük "gizli." Ama burada anlamı yok herhalde. | Open Subtitles | كلمة السر كانت خاص والتي لا تعني شيئا في المكتب |
Yani, burada boşuna yer kaplamanın anlamı yok, değil mi? | Open Subtitles | حسنا، لا جدوى من مجرد أخذ مساحة هنا، أليس كذلك؟ |
Benim için anlamı yok. Ben biraz daha farklı hatırlıyorum. | Open Subtitles | لا معنى لها بالنسبة لي صدف أنني أذكرها بشكل مختلف |
Evet, arefleksi Miller Fisher anlamına gelebilir, ama refleksleri kayıp değil zayıf olduğuna göre, hiç bir anlamı yok. | Open Subtitles | نعم، انعدام المنعكسات قد يعني متلازمة ميلر فيشر لكن بما أن المنعكسات ضعيفة لا غائبة فهذا لا يعني شيئاً |
Burada oturmuş o adrenalin meraklılarını savunuyorsun ki bunun gözümüzde hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | أنت هنا توفير الأدرينالين لمدمنين وهذا تماماً لا يعني أي شيء لهذا القسم |
Seçimler hakkındaydı bu. Önceki cümle olmadan bir anlamı yok. | Open Subtitles | ذلك بشأن الانتخابات إنه لا يعني شيئا قبل الجملة السابقة |
Kalp ve beyin mükemmel uyumu yakalayamazsa tutkunun bir anlamı yok demektir. | TED | إذا لم يجد القلب قافية مثالية مع الرأس، فإن شغفكم لا يعني شيئًا. |
Bunun hiçbir anlamı yok. Çok korktum. Ne olmuş yani? | Open Subtitles | ذلك آمرٌ لا فائدة منه لقد فزعت، ماذا في ذلك؟ |
Evet ama yarı yolda onlarla iş yapmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | نعم لا فائدة من ان أكون منخرطا بأعمال معهم بشكل جزئي |
Görmezden gel. Hedefimiz değiller. Yapılması gerekenden fazlasıyla uğraşmanın anlamı yok. | Open Subtitles | تجاهلهما، فإنّهما ليسا هدفنا، لا فائدة من القيام بعمل ليس ضروريّ. |
Geçtiğimiz dört buçuk saatin senin için anlamı yok muydu? | Open Subtitles | هل الساعات الأربع والنصف الماضية لا تعني شيئا بالنسبة لك؟ |
Çünkü bu birliğin güvenliğine kıyasla kariyerlerinin hiç anlamı yok. | Open Subtitles | مهنتهم لا تعني أي شئ لي بالمقارنه بسرية هذه الوحده |
Her neyse, bütün bunlar olmadan sunumun bir anlamı yok. | Open Subtitles | على أي حال، عملية التسليم .لا تعني شيئاً بدون الفيديو |
Bunu konuşmanın anlamı yok. O iş bitti. | Open Subtitles | .لا جدوى من الخوض في هذه المسألة .الأمر منتهي |
Kahramanı oynamanın bir anlamı yok. Bana megafonu verin. | Open Subtitles | لا جدوى من تقمص شخصية البطل، سلّمني مكبر الصوت |
Örgütün harekete geçemediği müddetçe yaptığım hiçbir listenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | أي قائمة أضعها لا معنى لها ، مالم تتحرك المنظمة بموجبها |
-Ama gömülü yatan insanlar için hiç bir anlamı yok bunun. | Open Subtitles | هذا لا يعنى أى شئ مطلقا لهؤلاء الرجال المدفونين تحت الأرض |
Biliyor musun, yuva aramak için... yuvanı terk etmenin anlamı yok. | Open Subtitles | هل تعلم، هذا غير منطقي أن ترحل عن البيت لإيجاد بيت جديد. |
Paranın benim için pek anlamı yok. Ne oldu, biliyor musun? | Open Subtitles | لا لايعني لي المال الكثير أتعرف ماذا حدث |
Sigorta ve tazminatın da hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | وأن الضمان الاجتماعي ومعاش التقاعد لا يعنون أي شىء |
Bu, kızların hayatta elde edebilecekleri en büyük şans. Oraya çıkıp her gün dans edeceğiz. Beni muhteşem bir sanatçıya döndürmenin anlamı yok. | Open Subtitles | هذه أكبر فرصة تحصل عليها الفتيات ليس هناك فائدة من جعلي فنانة متميزة |
Böyle dolaşmamızın hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | ليس هناك معنى لوقوفنا في كل أرجاء المكان. |
Hiç bir anlamı yok bunun, Bizi çıldırtmak için yaptırıyorlar. | Open Subtitles | عمل بلا معنى, ولا طائل منه إنهم يفعلون هذا ليدفعوننا إلى الجنون |
Çünkü gerçek olmadıkça bir anlamı yok. | Open Subtitles | لأنه لا يَعْني أيّ شئَ مالم يكن حقيقيُاً |
Şimdi onları dövmenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | هذا لا يعقل أن نستجوبهم ثانية الآن |
O benim annem. Onu kurtaramayacaksam güçlerimin hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | قواي لاتعني شيئاً , إن لم استطيع إنقاذها |