İnsan içinde, fahişe gibi, yarı çıplak koşmak anlamına geliyorsa ödemez. | Open Subtitles | ليس إن كان ذلك يعني الجري نصف عاريه بالعلنه كالفاسقه العاميه |
Bu, cinsellik yaşamadan çok mutlu olduğunuz anlamına geliyorsa bu da mükemmeldir. | TED | وإذا كان ذلك يعني أنّك أكثر سعادة بدون ممارسة الجنس على الإطلاق، فإن ذلك رائع أيضاً. |
Bu elimi daha uzun tutacağın anlamına geliyorsa bunun için daha fazlasını yaparım. | Open Subtitles | حسناً، إذا كان ذلك يعني أنك ستحملين يدي لفترة أطول أنا كلي لأجل ذلك |
Ülkenin geri kalanı ölürken burada bekleyip yüzümü örtmek anlamına geliyorsa İtalyan değilim. | Open Subtitles | لست كذلك، إن كان هذا يعني أن أبقى هنا، أدفن رأسي في الرمال بينما البلاد تحتضر. |
Gideceğim yere bugün için verilmiş bir sözüm var, ve bu arabada oturacağım anlamına geliyorsa, peki. | Open Subtitles | إن كان هذا يعني أن اجلس في سيارتي ، فلا بأس ولكنني لن أقوم بإلغاء ذلك من أجل لعب الجولف او |
Eğer bu sonunda ülkem için savaşabileceğim anlamına geliyorsa, evet. | Open Subtitles | أجل , إذا كان هذا يعني , أنني أستطيع أخيراً أن أقاتل في بلدي |
Şövalyelik, kafama darbeler yiyeceğim anlamına geliyorsa iyi ki de değilim. | Open Subtitles | حسناً,إذا كان يعني أنني لن أكون مضروباً على رأسي أنا سعيد بهذا |
Hey, bu artık okumam gerekmeyeceği anlamına geliyorsa... Büyük bir sevinç gösterebilir miyim? | Open Subtitles | إذا كان ذلك يعني بأنني لن أستمر في القراءة.وهوو وربما سأضيف واحدة أخري وهوو |
Eğer bu akıllı olmak anlamına geliyorsa, hayatımın sonuna kadar aptal olarak kalmayı tercih ederim! | Open Subtitles | إذا كان ذلك يعني أن أكون واعياً أفضل أن أبقى مغفلاً ما حييت |
Ya da senin neyden bahsettiğini eğer bu savaşacağımız anlamına geliyorsa, savaşırız. | Open Subtitles | و إن كان ذلك يعني أن نذهب للحرب فنحن إذاً في ميدان الحرب |
Eğer bu geceleri kabus görmediğin bir yerde kalmak anlamına geliyorsa seni özlediğime değecek demektir. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يستحق مشقة فقدي لك إذا كان ذلك يعني بقائك في مكان لا تراودك فيه الكوابيس |
Eğer bu beni kaybedeceğin anlamına geliyorsa intikam almaktan vazgeçeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | وقلتِ أنّكِ ستكونين مُستعدّة للتخلي عن الإنتقام لو كان ذلك يعني خسارتي. لكنّي أجد صعوبة في تصديق ذلك. |
Ve bu, artık burada çalışamayacağım anlamına geliyorsa feda etmek zorunda olduğum şeyler olmalı. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك يعني أنّكِ لا تُريديني أن أعمل هنا بعد الآن، حسناً، هذا أمر سأضطرّ لقبوله. |
Bak, eğer bu teneke kutudan kurtulmamız anlamına geliyorsa hepimiz varız. | Open Subtitles | أنظر, اذا كان هذا يعني نجاتنا من علبة الصفيح هذه سنكون جميعاً في الامر |
Eğer bu, annemin buradan gidip bizi baş başa bırakacağı anlamına geliyorsa, ben sonuna kadar desteklerim. | Open Subtitles | إذا كان هذا يعني ذهاب أمي وإعطائنا بعض الوقت بمفردنا فأنا أؤيده |
Eğer bu benim suçum olduğu anlamına geliyorsa, öyle. | Open Subtitles | إذا كان هذا يعني أنهُ خطأي , فإذاً هو كذلك |
Bu, diğer insanlar kadar gayret gösterdiğim anlamına geliyorsa iltifat kabul edeceğim. | Open Subtitles | إذا كان هذا يعني أنني اتطفل هنا، فسأقبل بالإطراء |
Bu da eksik bir güneyli tütün şirketiyle ortak olmam anlamına geliyorsa onu yapmak istiyorum. | Open Subtitles | ولو كان هذا يعني التعاون مع شركة تبغ مثيرة للريبة من الجنوب فهذا ما أريد فعله |
Hele ki bu yeniden bir araya geleceğiniz anlamına geliyorsa. | Open Subtitles | خصوصا لو كان هذا يعني أنكما الاثنان ستعودان سويا. |
Bu artık bebek bakıcılığı yapmayacağım anlamına geliyorsa, hepsi onun olsun. | Open Subtitles | يمكنها أن تحصل عليه كله ، إذا كان يعني هذا أنني لن أجالسه بعد الآن |
...o tren için bütün hayatım boyunca beklerdim eğer son günümü seninle geçireceğim anlamına geliyorsa. | Open Subtitles | كنت لأنتظر حياتي بأكملها لذلك القطار، إذا كان يعني أني سأقضي يومي الأخير معكِ. |