Ama ne anlama geldiği hakkında bir fikrim yoktu | TED | ولكن حقيقتًا لم تكن لدى فكرة عما يعنيه ذلك. |
Bunun ne anlama geldiği hafta sonu saat 10'da. | Open Subtitles | ما يعنيه هذا لعطلتكم الأسبوعية في الساعه العاشرة |
Gerçekten... Gerçekten ne anlama geldiği umurumda değil. | Open Subtitles | حقاً لا أعرف أنا في الحقيقة لا يهمني ما يعنيه |
Ama onunla olmak istiyorum ne anlama geldiği umurumda değil. | Open Subtitles | لكنني أريد أن أكون معها و لا يهمني ما يعنيه هذا |
Efendim, asıl sorun ise bunun ne anlama geldiği hakkında bir fikrimizin olmayışı. | Open Subtitles | و المشكلة يا سيادة الرئيس ألّا فكرةَ لدينا عمّا يعنيه هذا |
Buranın evleri olduğunu söyleyenler için ne anlama geldiği hiç önemli değil. | Open Subtitles | بغضّ النظر عمّا يعنيه ذلك لمن يُطلقون على هذا المكان وطنهم |
Ancak bilimadamları gibi, zamanın gerçekte ne anlama geldiği hakkında daha çok düşünmmek, onu daha çok gizemli bir hale dönüştürmektedir. | Open Subtitles | ولكن كعالم كلما فكنا ما الذي يعنيه الزمان |
- Artık çok geç. Neye neden olduğun, ne anlama geldiği hakkında en ufak bir fikrin yok. | Open Subtitles | لقد إنقضى الأمر , ليس لديك أدنى فكرة عما فعلت عما كان يعنيه لنا |
Bu saldırının ne anlama geldiği hakkında hemen sonuca varmayın. | Open Subtitles | لا تقفز إلى استنتاجات حول ما يعنيه هذا الهجوم |
Analistler merkezimizde çalışırlar ve size bulduğunuzun ne olduğunu ve ne anlama geldiği konusunda yardım ederler. | Open Subtitles | المحللين يعملون بالمقر العام للمساعدة على تقليص الثغرة بين ما تجدونه وما يعنيه |
Asıl soru, iyi bir insan olmanın ne anlama geldiği? | Open Subtitles | السؤال هنا، مالذي يعنيه ليكون المرء شخصًا صالحًا؟ |
Onu hatırlamaya korkuyorsun çünkü ne anlama geldiği korkunç bir şey. | Open Subtitles | إنك تخاف من تذكّره لأنك تخشى ما يعنيه ذلك. |
İşimse bir siyah olmanın veya bir Müslüman olmanın, bir göçmen olmanın ya da daima konuşulan bu kategorilere ait birisi olmanın ne anlama geldiği hakkında, yaygın anlatımlara meydan okuyan hikâyelerin anlatılmasına yardım etmek. | TED | وعملي هو مساعدة الآخرين على سرد القصص التي تتحدى الروايات السائدة حول ما يعنيه أن تكون من ذوي البشرة السوداء أو مسلم أو لاجىء أو أي أحد من تلك التصنيفات الاخرى التي نتحدثُ عنها طوال الوقت. |
Bilimsel bilgi toplamak, değişen bir iklimde geleceğimizin nasıl görüneceği ve bunun sağlımız için ne anlama geldiği konusunda bize daha geniş bir kavrayış ve netlik sağlıyor. | TED | تعطينا المعرفة العلمية المتراكمة تصورًا أدق ووضوحًا أنقى عمّا قد يبدو عليه مستقبلنا في ظل مناخ متغير وما قد يعنيه ذلك على صحتنا. |
Bunun ne anlama geldiği ile ilgili bir örnek vereyim. | TED | دعني أعطيك مثالا أخيرا بما يعنيه ذلك. |
Asıl soru ne anlama geldiği değil sana neden verdiği. | Open Subtitles | ليس السؤال "ما الذي يعنيه هذا؟" بل "ما سبب إعطائه إياك؟" |
Ne anlama geldiği umurumda değil. Nereye yapılacak. | Open Subtitles | لا أكترث لما يعنيه أين نرسمها ؟ |
Bunun ne anlama geldiği hakkında ikimizin de fikirleri vardır. | Open Subtitles | كلانا لديه أفكار عما يمكن أن يعنيه ذلك. |
Son hediyesiydi. Ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | السيف آخر هدياه لا أفهم ما الذي يعنيه |
Gayet açık ki ikiniz birbirinize tamamen deli oluyorsunuz, aynı zamanda da aynı zamanda da bunun ne anlama geldiği konusunda gayet ciddisiniz ve ikisi de nasıl yürüteceklerini çözmek konusuna cidden kendilerini adamışlar. | Open Subtitles | أنكما أنتما الاثنان مولعان ببعضكما البعض، في حين أنه وبنفس الوقت فإنكما واقعيان بشكل مدهش حول ما يعنيه هذا، وأن كلاكما ملتزم كلياً |